Halil CANDA
Her sabah İnciraltı
Her sabah İnciraltı'ndaki kredi yurtlar kurumunun öğrenci yurdundan Buca'ya belediye otobüsü ile giderdik. Yolculuğumuz bir saat on beş dakika sürerdi. Tabi ilk derse yetişebilmek için yedi otobüsünü kaçırmamız gerekirdi. Onun için de altı buçukta kalkardık.
İzmir Büyükşehir Belediyesi belediye otobüslerinin bilet fiyatlarına zam yapmıştı. Biz kuzu kuzu zamlı biletleri alırdık. Protesto etmek mi?
Neyi?
Aklımızın ucundan bile geçmezdi. Zaten çoğumuz dar gelirli ailelerin çocuklarıydık. Tek düşüncemiz bir an evvel mezun olup hayata atılmaktı.Dünyamız da gelirimiz gibi dardı bizim.
Özellikle aşırı görüşlü öğrenciler (çoğu da okula yakın otururları belediye otobüsünü bizim kadar kullanmazlardı) okulda eylem yaparlardı. Belediye bilet fiyatlarına zam yaptı diye. Üniversite yönetimi de olayların büyümemesi için çareyi kantini kapatmakta bulurdu. Olan bize olurdu.Sabahları soğukta sığındığımız ders aralarında vakit geçirdiğimiz kantinimiz kapanırdı.
Kantin özelleşince bu olaylar daha sık yaşanmaya başladı. Kantini işleten firma çay fiyatlarına cüzi bir zam yapmıştı. Eylem yapmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan hızlı arkadaşlarımız yine olay çıkarmıştı ve kantinimiz yine kapanmıştı. Çayın 60 kuruştan 85 kuruşa çıkması demokrasimize çok büyük darbeydi onlar için.
Siz bakmayın bu arkadaşlarımızın ufacık zamlara tepki gösterdiklerine. Öğlen okulda çay fiyatı pahalı diye eylem yaparlardı ama geceleri de İzmir'in Alsancak semtindeki barlarda, kordondaki bistrolarda falan eğlenirler,biralarını votkalarını içerlerdi.Hepsinin tuzu kuruydu aslında.
Olan bize olurdu yine. Yegane gidebileceğimiz kantinimiz kapanırdı. Soğukta duvar diplerine tünerdik. Bizim haklarımızı savunmak adına yapılan eylemler, çıkartılan olaylar en fazla bizim hayatımızı sekteye uğratırdı.
Şimdi moda haline geldi öğrencilerin sevmedikleri insanlara yumurtayla saldırması.
Adalet Ağaoğlu'na referandumda evet vereceğini söylediği için yumurta atmıştı öğrenciler.
Ahmet Altan ne zaman bir üniversiteye konferans vermeye gitse yumurtayla karşılanır.
En son Burhan Kuzu aldı yumurtalardan nasibini. Aynı konferansa katılan Süheyl Batum'u da konuşturmadı bu hızlı öğrenci arkadaşlar.
Ben size bir şey söyleyeyim mi?
Biz öyle zor şartlarda okuduk ki değil protesto eylemlerinde yazarlara, bilim adamlarına, politikacılara yumurta atmak. Yanlışlıkla mutfakta elimizden düşse heba olsa içimiz acırdı.
Hala Türkiye'de ne zor şartlarla eğitim görmeye çalışan insanlar var. Parasızlıktan okuyamayanlar. Yumurta atmak demokratik bir hak olamaz.O yumurtalara Somali'de, Pakistan'da,Etiyopya 'da ve hatta güzel ülkemizde hasret kalan ne çok insan var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.