“Marmaris Çöküşte: Harekete Geçin, Yoksa Her Şeyimizi Kaybedeceğiz” başlıklı makalem yayımlandıktan sonra, beklemediğim kadar çok geri dönüş aldım. Özellikle esnaflarımızdan gelen telefonlar, teşekkür mesajları gösterdi ki, Marmaris’te yaşanan sorunlar artık gizlenemez hale gelmiş. İnsanlar dertli, insanlar mutsuz. Çünkü sahada gerçek bir adaletsizlik var: Dürüst esnaf mağdur, kuralsız çalışan ise ortada cirit atıyor.
Bugün Marmaris sokaklarında hanutçuluk, kenti kemiren bir ur gibi yayılıyor. Dükkanını açıp sabahın köründe “Helal lokmamı kazanayım” diyen esnaf, müşteri beklerken, köşe başlarında müşteri çeviren, kolundan tutup içeri çekmeye çalışan kişiler yüzünden siftah yapamıyor. Bu hem ahlaki, hem hukuki, hem de ekonomik bir sorundur. Bu sadece bir işletmenin değil, bütün kentin kan kaybetmesi demektir.
Son haftalarda emniyet güçlerimiz bu konuda ciddi adımlar attı. Hanutçulara yönelik operasyonlar yapıldı, cezai işlemler uygulandı. Polis üzerine düşeni yapıyor. Şimdi sıra kaymakamlıkta. Tespit edilen işletmelere uygulanan cezalar ve gerekiyorsa işyeri kapatma kararları sezon sonuna bırakılmadan derhal hayata geçirilmelidir.
Bazı çevrelerin "Sezon bitsin, sonra bakarız" diyerek geciktirme çabaları var. Kimse kusura bakmasın ama bu anlayışla Marmaris’i değil, hanutçuluğu korumuş oluruz. Baskılarla, araya hatırlı tanıdıklar sokularak cezaların ötelenmesine kesinlikle geçit verilmemeli. Bu baskılara karşı kaymakamlık dik durmalı, kamu vicdanını temsil ettiğini unutmamalıdır. Sezon sonuna bırakılan ceza caydırıcı değil, sadece göz boyayıcı olur. Oysa mesele artık göz boyama değil, Marmaris’in geleceğini kurtarma meselesidir.
Bizim mücadelemiz birilerini karalamak değil; bu şehirde alın teriyle, namusuyla çalışan esnafı savunmak içindir. Çünkü hanutçuluk sadece bir turistin konforunu değil, Marmaris’in itibarını da yerle bir eder. Turist bir kere kötü muamele görürse, bir daha gelmez. Gitmeden önce de yazdığı yorumlarla binlerce kişiye ulaşır. Bu yüzden hanutçuluk sadece bugünü değil, yarını da çalar.
MOBESE kameraları trafik kurallarını ihlal eden motosiklet sürücülerine ceza yazabiliyorsa, aynı teknolojiyle hanutçuluk yapanlar da izlenebilir, tespit edilebilir. Kamera olan yerde herkes kendine çekidüzen verir. Kurallara uymayan ise cezasını anında alır.
Ancak maalesef, ceza alan bazı esnafların hemen siyasi parti temsilcilerine koşup baskı kurmaya çalıştığına da şahit oluyoruz. Bu tutum çözüm değil, sorunu büyütmektir. Kimse bu mesele üzerinden siyaset yapmasın. Siyasetçinin görevi, haksızlığa karşı durmak; rantçıya değil, halka sahip çıkmaktır.
Unutmayalım: Marmaris bizim ortak evimiz. Bu şehirde turizm biterse, esnaf biter. Esnaf iş yapamazsa, ben de ilan alamam, gazete basamam. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemiyi delmek, kendini de batırmaktır. O yüzden aklımızı başımıza toplayalım. Hanutçuluğa karşı sesimizi birlikte yükseltelim.
Merhum Müslüm Gürses’in o meşhur şarkısını bir kez daha hatırlatayım:
“Son pişmanlık neye yarar?”
Allah'a Emanet Olunuz...