Bir seçimde bir makama aday olmak insana öyle tecrübeler kazandırır ki ,seçimin galibi olmasanız bile tanıştığınız insanlarla, seslendiğiniz kitlelerle, ummadığınız ihanetlerle ve ummadığınız desteklerle ikinci bir üniversiteyi bitirmiş kadar tecrübe sahibi olursunuz.
Çoğu şeyin de göründüğü gibi olmadığının farkına varırsınız. Her seçimde kalbi kırık bir kitle vardır. Çalıştıkları partiden istedikleri yerlere aday gösterilmeyince o güne kadar hep eleştirip durdukları rakip tarafa destek olurlar gizliden gizliye. Çünkü kendileri aday yapılmayınca partisinin kan kaybettiğini göstermek isterler inadına.
Vakti zamanında yakın bir tanıdığım bir partiden belediye başkanlığına aday olmuştu. Rakip partiden aday adayı olan ancak aday yapılmayan ve bir hayır kurumunun başında olan başka bir vatandaşı ziyaret etmişti. Ziyaretin amacı ‘’ bak seni aday yapmadılar gel bize destek ol biz senin kıymetini biliriz’’demekti.
Bu lakırdıyı duyan hayır kurumu başkanının cevabı da şu olmuştu
‘’bu işten benim menfaatim ne olacak?’’
Adam kendine göre haklıydı, bir hayır kurumu başkanı olabilirdi ama bir evliya değildi. Siyasete girme amacı da insanlara bir evliya gibi hizmet etmek değildi.
xxx
En tehlikeli insan tipi kalbi kırık olanlardır. Çokça duyarız
‘’Amerika’da bilmem hangi kasabada okulu basan çılgın öğrenci bilmem kaç kişiyi öldürdü.’’ ya da
‘’cinnet geçiren bir genç, bir kafetaryaya girip içerde oturanlara ateş açtı,şu kadar insan öldü’’gibi. Bunun altında yatan çocuklukta belki de gençlikte haksızlığa uğradığını düşünen bir bireyin toplumdan ,insanlardan intikam alma dürtüsüdür.
Aşk cinayetleri de en çok kırılan kalplerin etkisiyle işlenmiyor mu? Adam ya da kadın,sevgilisi tarafından aldatılmasını ya da bir hiç gibi bırakılmasını ya kendisine ya da sevgilisine zarar vererek gidermek ister.
Siyaset de farklı değil. Tabi bu söylediğim sıradan vatandaşlar için siyasette bir yerlere gelmeyi hedefleyenler için geçerli. Hiç unutmam geçmiş zamanın birinde bir partinin il ya da ilçe başkanlığını yapmış bir tanıdık bir şekilde görevden alınınca veryansın ediyordu. ‘’Onlar görür ‘’ dyordu. ‘’Seçimde oyumu falanca partiye atacağım’’.
Oysaki falanca partiye oy atacağımı o değil de siz , o bilmem ne partisinin bilmem ne başkanıyken söyleseydiniz sizi vatanı ,milleti satmakla suçlar, koyun sürüsünden biri olduğunuzu söyler ,hatta biraz ısrar ederseniz de ağız dalaşa kavgaya ve bir daha konuşmamaya kadar da giderdi.
xxx
Nazımın güzel bir şiiri vardır;
‘’Ben yanmasam,sen yanmasan,o yanmasa
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’’
Ama yananlar da ikiye ayrılır. Biri kendini feda ederek yananlar diğeri de tutkuyla yananlar.
