ELÇİ'YE ZEVAL OLDU!
Kurtlar Vadisi başını çok ağrıttı Türkiye'nin... Kırdığı izlenme rekorlarından çok, vadi hayranlarında bıraktığı izler daha çok konuşuldu. Her lisede, her okulda nerdeyse bir Polat Alemdar'a rastlar hale geldik. Yayından kaldırıldı, kaldırılacak derken yapımcılar ve televizyon kanallarının iştahını kabartan izlenme rekorları, bu olasılığı hep başka yeni bir sezona erteledi..
Çakır'ın ölümünden sonra okunan mevlütler, yapılan saygı duruşları tehlike çanlarının ilk yankılarıydı aslında .. Şizofren bir topluluk bizi sadece kahkahalara boğmuştu...
Mafyalığa özenip evden kaçan çocuklarını televizyon kanallarında arayan aileleri izlediğimizde ise; "Çocuklarınızın dizilerden etkileneceğini düşünüyorsanız, seyrettirmeyeceksiniz kardeşim" dedik....
Çok kontrollüyüz ya!
Türkiye, bu vadinin kurtları yüzünden hastasını bırakıp dizi keyfi yapan ve hastasının ölümüne sebep olan doktorları da gördü...
Dizi sadece Türkiye'nin değil, bir zamanlar Irak'ın bile başına dert açmıştı. Vadi oyuncularından Polat Alemdar'a özenen bir çocuk, tabancayla babasını kalbinden vurarak öldürmüştü... Irak Haber Ajansı İNA'ya göre çocuk, kendisini Polat Alemdar sanıyordu...
Irak'ın başı dertten zaten hiç kurtulmadığı için bu olaya fazla da kafa yormadı o günlerde!!!
Şimdiye kadar sıraladığım bir kaç neden bu dizinin sansüre uğraması için oldukça yeterliydi aslında... Ama göz doyurmayan izlenme rekorları bunların hiçbirini görmedi...
Ve bu da oldu...
Kurtlar Vadisi Pusu, İsrail'in sinirlerini bile germeyi başardı...Türkiye ile İsrail arasında diplomasi skandalı yaşamasındaki ateşi yine onlar fişekledi...
Kurtlar Vadisi bu kez masumdu ama... Gerçek kurtların malzemesi oldular sinsice!
İçlerinde büyüttükleri kin, nefret, ardı ardına kaldırılan vizeler çok ama çok öfkelendirmişti İsrail'i... Başbakan Davos'a gitmeyeceğini tekrar yineleyip; İsraril'e gövde gösterisinde bulununca olan Kurtlar Vadisi Pusu'ya oldu...
Dizide yaşanan iki diyaloğu bahane gösterip pusuyu bu kez Türkiye'ye kurdular... Öyle sandılar veya...
Dizideki dialogloglardan birinde davud yıldızına kan sıçrıyor.. Kimin kanı? İsrail Büyükelçiliği'nde bir görevlinin...Davud Yıldızı onların dini bir sembolü... Sıçrayan kan da büyük elçiliğe değince, düşünüp taşındılar ve karar verdiler. Sinsice... Çağırın Türk Büyük Elçisini! Oturtun alçak bir kanepeye! Bir kaç da İbranice laf edip, alay ettik mi... Alırız intikamımızı dediler...
Dediler demesine ama.. Oyunlarını yine ellerine yüzlerine bulaştırdılar...
Biz onlara bir film karesi izlettik. Gocundular...
Onlar, tüm dünyaya bir yıl boyunca her gün her saat aynı filmi izlettiler... Sıkılmadılar...
Ardı ardına fırlattıkları füzelerle Gazze'de gezeyi gündüze çevirip, bir türlü bitirmedikleri kanlı operasyondaki görüntüleri canlı canlı izledik... Kıyımın ortasında bir toplum çocuğuyla, yaşlısıyla kara-kanlı bir kışa mahkum edildiği sırada biz televizyon karşısında sadece çaresiz gözlerle takip ettik gelişmeleri. Binlerce Gazzeli yağmur gibi yağan gülleler altında can verirken ekranlarda; önümüzde keyif kahvelerimiz yoktu... İsrail karşısında hiçbir yaptırım gücü olmayan BM'nin hali ise, en az yapılan katliamlar kadar vahimdi...
Biz bu filmi nasıl unutacağız peki? Çoğu çocuk 1403 Filistinli'nin can çekişini izlerken yaşadığımız travmayı biz insan olarak nasıl atlatacağız....
Gazze'de ellerine yüzlerine bulaştırdıkları kanı temizlemeden bir diziyi bahane gösterip komik bir oyuna kalkışan İsrail özürlerini iletti... Beklenen özür geldi...Ne mutlu...
Olan bizim vadinin kurtlarına oldu...
Davud yıldızına sıçrayan kan da elçiye zeval oldu...
Şimdi düşünme vaktidir...
Hangi ülke daha gerçekçi dersiniz film izletmekte...Hangisi kaldırılmalı vizyondan çok geçmeden...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.