Bazı değerler vardır, üzerinden yüzlerce yıl geçse de kıymeti eksilmez bilakis artar. Atatürk de bu millet için öyle bir değerdir. Herkes sevmeyebilir ama genel bir çoğunluk sever hatta toz bile konduramaz.

             Geçtiğimiz 10 kasım bize gösterdi ki bu milletin Atatürk’e olan sevgisi asla tükenmeyecek, samimi bir sevgi. İnsanlar şu an iktidarla ters düşmeyi, zor durumda kalmayı ,biber gazı yemeyi göze alıp Anıtkabir’e akın ediyorlarsa ,Onu unutturmanız mümkün değildir. Herşeyden önce kağıt üzerinde dahi olsa eşit yurttaşlar olmayı ona borçluyuz. Evet Cumhuriyet belki mükemmel değil, herkes zaman zaman haksızlıklara uğradı ama yine de en iyi yönetim biçimi cumhuriyettir. İnsanların bu yılki on kasım törenlerine katılımları sıradan bir Atatürk’ü anma etkinliklerinden daha fazla anlam taşıyordu.

          Bu millet başına ne bir halife ne de bir sultan kabul eder bu saatten sonra. Başbakanın üslubu sertleştikçe, özel hayata müdahaleler çoğaldıkça insanların da buna tepkisi aynı derecede sert oluyor. Bir de Başbakanın gözüne girmek için herşeyin üzerine atlayan  valiler, yöneticiler işleri içinden daha da çıkılmaz bir hale getiriyorlar.

            Başbakana en büyük kötülüğü yapanlar onu kişisel ihtirasları için kullanmaya çalışanlardır. ‘’Başbakanımıza dokunmak ibadettir,

 Başbakanımız halifedir,

Başbakanımızın doğduğu şehirler bile kutsaldır’’ gibi laflar edenler aslında Başbakanı daha zor bir duruma sokuyorlar.

          Ancak Başbakan bunun farkında mı değil mi bilmiyoruz.

          Nasıl ki Atatürk’ü kutsallaştıranlar,Onu tabulaştıranlar Atatürk’ün Türkiye’sine en büyük kötülüğü yapıyorsa,Başbakanımız daha yaşarken bile onu kutsallaştıranlar,istikballeri için Başbakanı tabulaştıranlar da aynı kötülüğü yapıyorlar bu ülkeye.