Marmaris Manşet Gazetesi yazarı Metin Cangör abimiz bir keresinde telefonla arayıp Marmaris'in orta yerinde Tansaş gibi bir binanın dikilmesinin organize bir suç sayılıp sayılamayacağı konusunda hukuki görüşümü sormuştu. Kendisi uzun yıllar yurtdışında yaşadığı için böyle bir olayın başka bir ülkede olması halinde sorumluların tereddüt bile etmeden cezalandırılacağını anlatmıştı. Bu konuyu köşesine de taşıdı.

             Bazı şeylerin hukuka vicdana aykırı olduğunu bilmek için ille de hukukçu olmak gerekmiyor.Ben size soruyorum yanıtı siz bulun.Metin ağabey diyor ki

             Marmaris'in orta yerinde imar planında yapılan usulsüz bir değişiklikle yani kanuna karşı hile kullanarak çirkinlik abidesi bir bina dikiyorsunuz. İlk önce bu usulsüz imar değişikliğine ön ayak olan  yapının müteahhidi sorumlu. Sonra da üniversitede almış oldukları mühendislik ve mimarlık derslerine rağmen Mimar Sinan'a ihanet eden, yaşadığı yere, topluma ihanet eden, para kazanmak adına her türlü projeyi gözü  kapalı çizip imzalayan mimarlar, mühendisler ( işini dürüst yapan paradan önce meslek etiğine sahip çıkan mimarlar ve mühendisleri tenzih ederiz) .Sonra bu değişikliklere elbette bir duygusal sebeplerle göz yuman yöneticiler.

           Böyle bir çirkinlik abidesi yükselirken vakvakları ürkütmek istemeyen mülki amirler (yani dönemin kaymakam ve valileri).Ve hatta kamuyu ilgilendiren konularda şikayet beklemeyip kendiliğinden harekete geçmesi gereken cumhuriyet savcıları. (Tabiki şu  dönemin değil fi tarihinin)

           Alın size organize bir suç.Görmedim,duymadım konuşmadım.

           Bu suçu tek başına ne müteahhit işleyebilir, ne şirket.

           Görevini yapması gerekenlerin de bir şekilde görevini yapmaması, vücut bulan hukuksuzluğa kayıtsız kalması da bir suçtur.

             Ama bitmedi.

             Son suçlu da maalesef bizleriz. Yani halk.

            Yaşadığı şehrin fütursuzca çirkinleştirilmesine göz yuman, hatta çanak tutan halk.

             Herkes kendine ait arsanın son milimetresine kadar ev yapmak, dükkan yapmak isterse,

              Kendi derdine düşüp de yaşadığı şehrin çirkinleştirilmesine kayıtsız kalırsa ,

             Çevrecilik siyasetin gölgesinde kalırsa şikayet etmeye hakkımız yok.