Alevilik ve İslam
Günlük olayların ve siyasi tartışmaların yoğunluğu arasında gözden kaçan önemli bir durum var:
Türkiye Aleviliğini İslam'dan koparmak çabaları hızını arttırarak sürüyor.Eskiden marksist ve halen de marksist ve din inancı olmayan bir takım kimseler Avrupa'da buldukları destekler ile alevi kökenli gençliğe yönelik çalışmalarını sürdürüyorlar.Aleviliği İslam dışına veya İslam öncesine götürmek iddialarının hiçbir bilimlik temeli ve gerçekliği yoktur.
Tarih içinde İslam'ın ana dallarından birisi olarak oluşan ve gelişen Alevilik üç ana koldan birisidir.Çıkışı görüşleri ve amaçları itibariyle de İslam'ın özü niteliğindedir.
Bütün temel yaklaşımlarıyla Müslümanlık olan Aleviliği ayrıntıdaki bir takım ayrımları yakalayıp işte Alevilik budur deyip onu da uzak doğu dinlerindeki bazı inançlara benzetip hükümler çıkarmak ya bilgisizliktir ya da kötü niyetten doğan bir saptırma
Alevilik ,Şiilik ve Sünnilik İslam'ın üç ana koludur.Her birinin dayanakları ve görüşlerine kaynak olan yorumlar vardır.
İslam'ın bu üç ana kolunun birleştiği esasları hatırlayalım:
1- Allah'ın Birliği
2- Muhammed Mustafa'nın Allah'ın elçisi olduğu gerçeği
3- Kuran-ı Kerim'in Allah'ın Elçisi yoluyla insanlığa gönderilen hak kitap olduğu bilgisi
4- Ehlibeyt'e sevgi duymanın ve onların din içindeki önemini bilmenin gereği
Ehli Beyt'in tanımı konusunda Aleviler,Şiiler ve Sünnilerin büyük çoğunluğu birleşirler.Bazı Sünniler ise bu konuda farklı düşünürler.
Birleşilen tanım İslam Peygamberinin anlatımını bilmekten gelir:
Ali,Fatıma ve onların oğulları Hasan ile Hüseyin bir arada iken ;Peygamberimiz abasını üzerlerine örter ve kendiside içine girerek : İşte benim ehlibeytim budur der
Böylece ehli beyt kelimesi ıstılahı yani kullanım anlamı kazanmış olur.
Bütün Müslümanlar ehlibeyt sevgisinde birleşmekle birlikte ehlibeyt mensuplarının İslam içindeki yeri konusundaki farklı düşüncelerden ötürü mezhep ayrımları başlamıştır.
Farklı düşünce nedir?
Aleviler ve Şiiler Peygamberden sonra dini yorumlamak görevinin ehlibeyte ve onların soyundan gelen imam lara ve onlara uyan bilginlere mahsus olduğu görüşündedir.
Aleviler ve Şiiler diyoruz .Bu noktada zaten o günlerde bugünkü anlamda Alevi ve Şii ayrımı yoktur
Şii kelimesi taraftar demek olmakla birlikte zamanla kullanım alanı Ali Şiisi yani Ali yandaşı haline geldi.
Sünniliğin ilk başlangıcı ise sahabe nin ehlibeyt mensuplarını da kapsamak üzere,İslam hakkında yorum yapmak görevleri olduğuna inanmakla ilgilidir.Sahabenin en büyükleri sayılan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ın yorumlarını da din kuralısaymakla başlayıp gelişen bir mezhepler topluluğunun adına zamanla ehli sünnet veyaSünni denilegelmiştir.
Sahabem gökteki yıldızlar gibidir;hangisine bağlanırsanız doğru yolu bulursunuz anlamındaki bir Hadis yani Peygamberin sözü Sünniliğin temelidir.Bu anlamda Alevi ve Şiiler de sahabenin en büyüklerinden olduğu tartışılmaz olan Ali ye bağlandıklarına göre mesele kalmış gibi görünebilir.
Alevilik Şiilik farklılaşmasını anlatım uzun iştir.Özeti ise Aleviliğin tasavvuf,Şiiliğin fıkıh ağırlıklı olmasındadır.
Ama mesele vardı.Ve bu mesele nin ayrıntı ve ayrımlarından mezhepler doğmuştur.
Yine de mezhebi ne olursa olsun; Allah'ın birliğiyle ,Muhammed Mustafa'nın elçiliği,Kuran'ın hak kitap olduğunda birleşen Müslümanların birleştikleri noktalar o kadar çoktur ki ,ayrıntıdaki ayrımları ayrılık sebebi saymak akılla bağdaşır işlerden değildir.
Yani Alevilik ,Şiilik ve Sünnilik birlikte İslam'ın üç ana akımından biridir, vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.