Sevgili okurlar geçenlerde 7 tane Ankara Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi bir apartman dairesinde doğalgaz zehirlenmesinden ölü olarak bulundu. Bunu gazete ve televizyonlar yazdı, ağlayanlar oldu, hatta doğalgaz şirketi Genel Müdürü'de nasıl oldu ise ! istifa etti. Neticede gençler gitti ve geri gelmeleri imkansız. Onları büyük emeklerle ve ümitlerle yetiştirenler şimdi kahroluyordur, hiç şüphem yok. Başları sağolsun Allah kimseye böyle acı vermesin.

                      Hayatının bugüne kadar % 80'ini yurtdışında geçirmiş biri olarak, sadece bilgi hazineniz için benzer olay Avrupa'da yaşansaydı ne olurdu? Kısaca yazmaya çalışayım.

                      1. İçişleri Bakanı hatta Başbakan derhal olaya el koyar ve anında kuracağı tarafsız (bilirkişi) uzmanlar komisyonu ile olayı incelettirirdi.
                      2. Genel Müdür diğer sorumlular ile birlikte hemen işten uzaklaştırılır ve araştırma sonuna kadar pasif görevde bekletilirdi.
                      3. Ölmüş olan öğrencilerin çıplak mi, yoksa pijamalı mı oldukları ne basın, ne de diğer bir kurum ve şahıs tarafından açıklanmazdı. Açıklayan, doğru veya yanlış, kim olursa olsun hakkında inceleme başlatılır ve mutlaka cezalandırılırdı.
                      4. Uzmanlar komisyonu raporu halka açıklanır ve varsa ihmali görülenler veya suçlular derhal savcılığa sevkedilirdi.

                      Bu uygulamaya Avrupalı ''hakkın savunulması'' der ve hem inanır, hem de güvenir. En büyük adli güvencesidir. Bu gibi hadiselerde politika yapılmaz, tüm siyasi parti organları %100 birleşerek tam destekle çalışırlar, tek bir eleştiri dahi olmaz.

                      Diğer yandan kim ve hangi makamda olursa olsun, herhangi bir ihmal veya yanlışlığın ayırım yapılmadan ve istisnasız cezalandırılacağı bilindiği için insanlar işlerini tam ve kusursuz yapmaya çalışırlar. Bu nedenle zorlan bile yanlış veya çürük iş yaptıramazsınız.

                      Keratalar nasıl bize benziyorlar değil mi?