Siyasette, devlet politikasında 10 yıl 15 yıl çok kısa sürelerdir. Cumhuriyetimiz kaç yaşında ama hala genç cumhuriyet diyoruz. Çünkü ondan çönce Osmanlı 600 yıl yaşamış.
Bizim ülkemizde ise siyasette 15 yıl çok uzun bir süre olabiliyor.
28 şubat sürecinde Çevik Bir bugün yargılandığı konudan ötürü bir kahraman gibiydi. Çevik Bir ‘in doğum yeri İzmir’in Buca ilçesi olduğu için o günlerde Buca Belediye Başkanlığı yapan Cemil Şeboy kısa sürede bir meydan yaptırdı. Adını da Çevik Bir meydanı koydular. Yanılmıyorsam Cemil Şeboy o zamanlar Anaplıydı.
Sonra 28 şubat baskısıyla Refah Yol hükümeti dağılınca Ecevit’li D.S.P.nin önderliğinde bir koalisyon hükümeti kurulmuştu. Cemil Şeboy o zaman da DSP ye geçti. Yine belediye başkanı oldu.
O dönemde Çevik Bir meydanı (meydan derken sembolik bir meydan) Refah hükümeti karşıtı olan herkesin içini ısıtıyordu.
Askere sırtını dayayıp politika yapmak revaçtaydı. Hem de herkesin yakasında Atatürk rozeti vardı. Zaten bu süreçten bir az önce patlamıştı Ali Kankancılar, Fadime Şahinler, Aczmendiler.
Gün oldu devran değişti. Bu sefer Ak Parti hükümeti iktidar oldu. Cemil Şeboy da bu sefer AK Parti’ye geçti.Ak Partiden belediye başkanı oldu. Şartlar değişti. Askerin siyaset üzerindeki gücü gitgide
azaldı. AK Parti hükümeti bu kısa sürede kimsenin düşünemeyeceği adımlar attı. Bu
sefer, bir 5 yıl önce insanların içini ısıtan Çevik Bir meydanı şimdi tam tersi başa bela olmuştu.
Meydanı yaptıran belediye başkanı şimdi Ak Parti saflarındaydı. Son yerel seçimlerde Ak Parti Cemil Şeboy’u aday göstermedi. Bu sefer seçimi CHP kazandı. Çevik Bir meydanı da sorun olmayı sürdürdü.
Hem darbelerin yargılanmasını isteyen hem de askeri dayatmalara ,bu dayatmaların baş aktörlerine sahip çıkan bir CHP ile karşı karşıyayız. Bakalım CHP Çevik Bir meydanının ismini değiştirecek mi?
Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler şimdi itiraflarda bulunuyorlar.
‘’28 şubat sürecinde bazı manşetlerimizi asker belirliyordu’’. Adama sorarlar.’’O zaman neden dik
durmadın ‘’ diye.Yarın AK Parti yerine başka bir hükümet gelse ona da mı ‘’O zaman manşetleri onlar atıyordu’’ diyecekseniz.
Ülkemiz insanın bu özelliği ülkemizin en büyük sorunudur.
Birileri bir bakıvermişsin kahraman olmuş, bir bakıvermişsin tukaka.
Bir darbeye alkış tutup devir değişince onlar hakkında atıp tutmak bence darbe yapmaktan bile daha alçakça.
Böyle bir ortamda insan neye güveneceğini şaşırıyor. Olması gereken doğruları zamanın korkmadan söyleyebilmek.
