YERLEŞTİRME SINAVI

Bir '' YGS'' sınavı dramı daha gelip geçti.Diplomatik bir bakış çerçevesinde işin rengini,Muhafazakarlar ve cemaatin işbirliği Eğitim sistemine ambargo koymuştur.Bu kısa mesafe koşusunda kuşku duyulan bir sınav ortamın gerçekleşmesi; geleceğe zemin hazırlayacak gençlerin, iktidar-i bir mücadelenin arasında kalarak erken havlu atmasına neden oldu.İhtirasa dönüşen kavganın faturası arka planda kalan yeni nesile kesilmiştir bir nevi.

Eğitimdeki yolsuzlaşma ezberi bir tanımda yapılan bir sınavla, kademeye sığmayacak sonuçlar doğuruyor,üstüne üstük insanların hassasiyet gösterdikleri ''güven'' duygularının kırılması, gelen neticelerin real bir ortamda gerçekleştirdiklerine dahil şüpheleri arttırmakta.Sekteye uğratılmayacağını düşünülerek, kurulan bir Eğitim sistemi varken ülkemizde temelden kaybeden büyük bir öğrenci kitlesi bir o kadar oluşmakta.Biraz daha analatik bir gözlem yaparsak; Okul kurulları, yerel okul kurulları ve bölge eğitim kurulları gibi kurullar önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz’de ise daha çok merkeziyetçi bir yapının egemen olduğu söylenebilir.

Eğitim sisteminde ise yönetim yapısının önemli bir işlevi yer tutar.Avrupa'da eğitim ve kültürel işleri konusunda karar sahibi merkezi bir Eğitim Bakanlığı yoktur.Eğitim sistemleri eyaletlere göre farklılıklar göstermektedir.Buna nazaran Ülkemez'de Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatı,merkez,taşra ve yurt dışı teşkilatı kuruluşlardan oluşur.İlköğretim, orta öğretim kurumlarını açmak bakanlığın sorumluluğundadır. Öğretmen atama ve yer değiştirme, eğitim programlarının oluşturulması, eğitim politikalarının belirlenmesi gibi iş ve işlemler bakanlıkça yürütülür. Sürdürülen sistem ,dinamoyu andıran bir saç çerçevesinde gelecek nesilleri ezberi bir kuram ile mağdur bırakmaktadır.Hukuksal bir ifadeyle söylemek gerekirse, işin şekline değil esasına inmek gerekmektedir.

Eğitimin amacı bilimin çekirdeğini oluşturmaksa;öğrencileri ezberci değil araştırmacı bir yapıda yetiştirmekdir.Malesef ki yaratıcılığımızı geliştirecek pekte zamanımız yok, çünkü belli aralıklarla girdiğimiz "okul giriş sınavları" var.Her yıl ortalama Bir milyon 500 bin kişi sınava başvuruyor, fakat yalnız yüzde 15'imiz, kazanılan puana göre üniversiteye giriş yapabiliyor. Bir milyon 300 bin kişi ise, okumak istese de üniversiteye alınmıyor.

Ne yazık ki, Türkiye'de bir üniversitenin kapısından içeri girip "Ben burada okumak istiyorum" diyemiyoruz. Girseniz bile, eğitim gördüğünüz alan ve kazandığınız beceriler, iş dünyasının güncel beklentilerini karşılamaya yetmiyor. Tüm bu unsurların toplamında, Türkiye "diplomalı işsizler ordusu" diye adlandırılıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

AKKUYU Nükleer Güç Santrali

20 Mart 2014 Perşembe 20:40

Bir varmış bir yokmuş

18 Mart 2014 Salı 19:03