Halil CANDA
Yerel basın
HALKIN ELİNDE GÜVENEBİLECEĞİ BİR TEK YEREL BASIN KALDI
İçinize sinerek, doğruluğuna güvenerek gazete okuyabiliyor musunuz?
Ben sadece yerel gazeteleri içime sinerek okuyabiliyorum . Hiçbir ulusal gazeteye güvenemiyorum.
Her biri kendi alanında birer kartel olmuş holdinglerin, para babalarının menfaatlerine göre çıkarılan gazeteler hep önyargıyla dolu.Hep riyakarlıkla.
Taraf gazetesi var onu okuduğunda ülkedeki hatta dünyadaki tüm kötülüklerin anası Türk Silahlı Kuvvetleri.
Hürriyet, Milliyet grubu gazeteleri de nerdeyse küresel ısınmadan bile Tayyip Erdoğan'ı ve AKP'yi sorumlu tutuyorlar.
Sabah,Yeni Şafak, Bugün gibi iktidar yanlısı haberler yapan gazetelere bakarsan da bolluk içinde yaşıyoruz. Nerdeyse Norveç, İsveç, İsviçre gibi dünyanın en zengin ülkelerinin vatandaşlarına sağladığı hayat standartlarını bile geçmişiz gibi davranıyorlar.
Zaman gazetesi var tek derdi Ergenekon. Dünyaya göktaşı çarpacak dünya yok olacak olsa bile onlara göre en büyük derdimiz Ergenekon.
Cumhuriyet gazetesine göre zaten dünya üzerindeki tüm sol görüşlüler dört dörtlük insanlar, diğerleri çıkarcı .
Dahasını saymak da istemiyorum.
Sanki bizim aklımız bize yetmiyormuş gibi yönlendirmeler.
Kendi görüşünü savunmayanlara yapılan hakaretler.
Kendi görüşleri olmayan, düşünme yetileri patronlarının çıkarlarına hizmet etmeye odaklanmış dolgun maaşlı jakobenler.
Yerel gazetelerde bunlar olmaz. Çünkü yerel gazeteler anca kıt kanaat gelirlerle ayakta durmaya çalışırlar. Yerel gazetelerin varlık sebepleri kartellere hizmet etmek değildir. Belki 3-5 kişi gazete satarak alın teriyle yuva geçindirmeye çalışırlar.
Ben yaklaşık 10 yıldır Marmaris Gündem ve Muğla Hamle gazetesinde yazarlık yapmaktayım. Bugüne kadar bu gazetelerin sahiplerinden ve genel yayın yönetmenlerinde bir kere bile şunun hakkında yazma,bu konuda yazma, şunu yaz diye bir telkin gelmemiştir.
Yerel basının tamamına yakınının da bu minvalde çalıştığını biliyorum.
Yerel basına güvenin. Desteğinizi de hiç eksik etmeyin. Çünkü Türkiye'de güvenilecek tek yayın kurumu, tek haber aracı olarak yerel basın kaldı.
marmarisname
Galileo Galilei 16.yüzylın ortalarında İtalya'nın simgesi haline gelen o eğri Pisa kulesiyle ünlü Pisa şehrinde doğmuştur. Yaptığı bilimsel çalışmalarla 25 yaşında profesörlük ünvanı kazanmıştır.
Ortaçağ'da Roma'nın hakim gücü kilisenin doğmalarıyla çelişen tezleri nedeniyle engizisyonda yargılanmıştır. Kilise kitaplarını toplatmış ve yakmıştır.
1632 yılında ''İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar'' adlı kitabını yayımlamış ve kilise dini yargılarla çelişen görüşleri nedeniyle onu tekrar yargılamıştır. Kendisinin idam edilmek istemiyorsa Dünyanın yuvarlak olduğu, dünyanın güneşin ve kendi etrafında dönüğü tezinden vazgeçmesi istenmiştir.
Zoruna da gitse otoriteye boyun eğer gibi olmuş ve kendi teorisinin yanlış olduğunu, güneşin dünyanın etrafında döndüğü doğmasını kabul etmiştir. Mahkeme bunun üzerine idam cezasını ömür boyu hapse sonra da kendi evinde göz hapsinde tutulması şeklinde değiştirmiştir. Karar açıklandıktan sonra o günlerde 72 yaşında olan Galilei kendisini yargılayan engizisyon üyelerine tarihe geçecek o cümleyi söylemiştir.
''Siz ne yaparsanız yapın Dünya dönmeye devam edecek''
Aynı zaman dilimi içerinde Osmanlı'da da bir büyük dahinin başına gelenler de pek farklı değildir.
Hezarfen Ahmet Çelebi, çocukluğundan beri bir kuş gibi uçmayı kafasına koymuştu. Hezar Farsça da 1000 demektir. Hezarfen de Bin fenli, ilimli, çok bilen manasına gelir. Uçmak onun tutkusuydu.Nerdeyse tek yaşam amacı. Başka bir şey düşünemez olmuştu. Ne yaptı etti kollarına taktığı dev kanatlarla Galata Kulesinden,Üsküdar kıyılarına kadar uçmayı başardı.Dönemin padişahı 4.Murat, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin dehasından faydalanmak yerine ulema sınıfının ''Uçabilen bu adam saltanat için tehlikedir'' telkinleriyle onu Cezayir'e sürmüştür.
İsminiz yaşadığı sürece yaşıyorsunuz bu dünyada. Galilei, bugün fizik biliminin temellerini atan insan olarak anılıyor. Hezarfen Ahmet Çelebi, uçmayı başaran ilk insan sayılıyor. Peki onları yargılayanlar nerede.Hiçbirinin ismi kalmadı bugüne.Birer fani olarak göçtüler.
Makam, mevkiyi ,dünya malını, elinin tersiyle itip içinden gelen sesi dinleyenler, doğruyu bilmekle yetinmeyip doğruyu yaşayanlar bu dünyada iz bırakan insanlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.