‘’sen de mi brütüs’’

 

Hayatta en korkunç şey düşmanını tanımamaktır. Daha korkuncu iş işten geçtikten sonra düşmanını  kim olduğunun farkına varmaktır.

            Bir an için geçmişinizi yoklayın. Bugüne kadar sizi en çok yaralayan kimdi?

            Sizi yaralayabilecek kadar yakınınızda olan.

             Sizin hayatınızda önemli bir yer edinen kimse oydu şüphesiz.

             İnsan kendini güvende hissettiği zaman kaldırır tüm savunma mekanizmalarını. Yoksa güvenmediğiniz, değer vermediğimiz biri size böyle önemli bir zarar verebilir mi?

            Sezar’ı senatoda bıçaklayan sadece brütüs değildi.  Ama onu en çok yaralayan Brütüs’ün darbesiydi. Çünkü onu oğlu gibi benimsemişti. O yüzden  ‘’sen de mi brütüs’’ sözü son sözü olarak tarihe geçti.   

           Belli hayal kırıklıklarından sonra kendisini insanlara kapatmış  ,köşesine çekilmiş, kimseye selam bile vermeyen insanlara  bakın. Bir zamanlar neşeli, sosyal, yerinde duramayan  bu insanları asosyal yapan  işte bu güvenilen dağlara yağan kardır.

          Bu ülkede hayatın her alanı da böyle değil mi?

          Bir değeri en kötüye kullanan aslında onu diline en çok pelesenk edendir.

         Bizim ülkemizi son elli yıldır yönetenlerin nerdeyse tamamı önce bizi kendilerine güvendirip ,sonra da güvenimizi kötüye kullanmadı mı?

        Size ilginç bir örnek vereyim.

       12 eylül darbesinden sonra  ülkeyi Anavatan partisi yönetti. Anavatan ismi sizce nasıl doğmuş olabilir?    

  Amerikan İngilizcesinde ‘’Motherland’’ kelimesi vardır. Motherland ‘in Türkçe anlamı memleket demektir. Amerikalılar memlekete Motherland derler. Yani  tam olarak dilimize çevirirsek ‘’Ana vatan’’. Bu  bile aslında  bizi  gerçekte kimin yönettiğini anlatmıyor mu?’’

     İslamiyet’in  doğuşunu anlatan meşhur ‘’Çağrı ‘’ filminde bir sahne çok hoşuma gider.

    Hz. Hamza rolünü oynayan Antony  Quinn  derki ‘’gözümün  gördüğü hiçbir şeyden korkmam’’.

     Terör de öyle değil mi?            

     Bunca yıl kiminle savaştık aslında bilmiyoruz.

     Bunca yıl bir savaş  varsa eğer  bunun birden bitmesi de  tuhaf değil mi?

     Kiminle savaştığımızı bilmediğimiz için kiminle barışacağımızı da bilmiyoruz.

     Sanki bir tiyatro oyunu seyreder gibi seyrediyoruz. Oysaki bu işler en çok izleyenlere zarar veriyor.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

25 Ağustos 2016 Perşembe 13:42

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

MASUM ÇOCUK

03 Eylül 2015 Perşembe 13:38