Sevgili okurlar bir şirket kurduğunuz zaman 1. numaralı hedefiniz kâr etmektir. Ama futbolda bir kulübün gayesi kâr etmek değildir. Bunu anlayamayan o kadar çok insan var ki…
Spor kulübü sportif başarı yani şampiyonluk için kurulur, kâr etmek için kurulmaz…
Bugün dünyanın en iyi yönetilen kulüplerinden biri Almanların “rekor şampiyon” dedikleri Bayern Münih kulübüdür. Başında eski dünya futbol şampiyonu Ulrich Hoeness var. Hoeness’in yıllardır yönettiği bu kulübün borcunu duysanız herhalde şaşırırsınız. Aynı lig’de oynayan Leipzig futbol kulübünün daha geçen gün açıkladığı 2022 resmi borcu 272 Milyon Eurodur.
Dikkat ederseniz Avrupa'da aynı şehirde bizdeki gibi 8 tane kulüp yok.
Sadece İstanbul'da, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Karagümrük, Başakşehir, Ümraniyespor, Kasımpaşa, İstanbulspor olmak üzere 8 tane takım var.
Ülke çapında bölünme bile çarpuk...
Spor kulüpleri başarılı oldukları sürece maçlarda seyirci adetleri çoğalır, dolayısı ile reklam gelirleri artar ve bağışlarıda katarsanız gelir temin eder ve borçlarını ödeyebilirler.
Spor kulübünün tek hedefi vardır o da başarı yani Şampiyonluktur...
Bununla yeni taraftar kazanırlar, kazandıkça gelirleri artar, artınca reklamda artar…
Bugün iyi bir futbolcu alım satımını 50 - 70—Milyon Euro dolayında hesaplarsanız, maaşları vs. büyük paralardır.
Ama kâr ikinci plandadır. Çünkü kâr düşündüğünüzde şampiyonluk gider, ikisi bir arada çok zordur nerede ise imkansız.
Kâr düşünmeleri halinde sportif başarı hemen ikinci plana düşerki bu işin sonu demektir.
Türkiye’deki müthiş enflasyon hiç şüphesiz kulüplerin ellerini daralttı ancak yine de ucuz diye kalitesiz futbolcu almakla sportif başarı elde etmek imkansızdır.
Tam tersi israf olarak kabul edilir.
Türk Süperlig kulüplerine bir bakınız hepsinde yabancı dolu yani Türk sayısı az. Eskiden birçok spor kulüplerimiz vardı örneğin Beykoz, Adalet, Emniyet, Feriköy, Hacettepe, Güneşspor vs. Bunların hepsi bitti bazıları çok alt kümelerde oyalanıyorlar…
Büyük takım dediğimiz Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi kulüplerin bugün Türkiyeye dağılmış olan spor seyirci ve taraftarları nerede ise % 65-70 kadar.
Futbol stadyumları yapılmış, çim sahalarımız hemen heryerde mevcut.
Tek ve en büyük eksiğimiz iyi eğitimli çok iyi yabancı lisan bilen antrenörlerimiz.
Türk sporu bir şeyi herzaman unutmuştur:
''Hocayı iyi yetiştiremezsen başarılı sporcuyu hiç yetiştiremezsin…''
Asırlık futbol kulüplerimizin sportif başarıya odaklanması ve ona göre bu işi çok iyi bilenler tarafından yönlendirilerek transferler yapması ülke sporu için faydalı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.