Öfke bir duygu. Sevinç, üzüntü, korku, gurur, utanç gibi önemli duygularımızdan biri. Doğal ve insanca, yani öfkelenmek normal bir eylem. Fakat öfkelenmeyi istemeyiz. Kimse durup dururken ‘’ah biraz öfkelensem ne iyi olur’’ demez. Çünkü tercih ettiğimiz bir duygu değil. Öte yandan ‘’keşke hiç öfkelenmesem’’, ‘’keşke öfkelendiğim zaman öfkemi hemen yok edebilsem’’ gibi düşünceler de anlamlı değil. Çünkü biz insanlar eti, kemiği ve duyguları olan canlılarız. Zaman zaman öfkeleneceğiz. Bu kaçınılmaz. Fakat ne kadar sıklıkla öfkelendiğimiz önemli. Bizi ve çevremizdekileri rahatsız edecek sıklıkta olmamalı. Bunlardan çok daha önemlisi öfkelendiğimizde ne yaptığımız. Kendimize ya da çevremize zarar veriyorsak bir an önce öfkemizi kontrol altında tutmayı öğrensek iyi olur.
Dışarıdan gelen uyarıların çok az olduğu bir ortamda sevdiği bir işle uğraşan, güzel bir içecek eşliğinde hoşlandığı bir müziği dinleyen, herhangi bir sıkıntısı olmayan insan ‘’mutlu’’ bir kimse olarak tanımlanabilir. Diyelim ki herhangi bir iş yapmıyor, müzik dinlemiyor, içecek ya da yiyecek tüketmiyor, öylece oturuyor ya da uzanıyor. Üzgün ya da sevinçli değil. Düşüncelere dalmış fakat düşündükleri onu rahatsız etmiyor. Bu kişinin durumunu ‘’sakin’’ diye tanımlayabiliriz.
Olağan bir gün yaşayan, yapması gerekenleri yapan, sıra dışı herhangi bir olayla karşılaşmayan bir insanın da ‘’normal’’ durumda olduğu kabul edilebilir. Canını sıkan bir gelişme olduğunda ve bu bir süre devam ettiğinde yüzü değişecek, kaşları çatılacaktır. Artık o sinirlenmiştir, ‘’sinirli’’ biridir.
Sinirli olma durumunun bir basamak yukarısını ‘’kızgın’’ sözcüğüyle adlandırırız. Eğer kızgınlık da uzun sürer ve yoğunluğu artarsa o kimseye ‘’öfkeli’’ deriz. Bu kişinin duygu durumu yani öfkesi davranışlarını da etkiler. Özetle insanın normal diye adlandırılan halinin olumsuz tarafa doğru sinirli, kızgın, öfkeli şeklinde ilerlediğini söylemek mümkün. Öfke yani olumsuz anlamda doruk noktası, bu aşamalardan geçerek ortaya çıkıyor.
NEDEN ÖFKELENİRİZ?
İsteklerimiz gerçekleşmediği zaman
Istemediğimiz sonuçlarla karşılaştığımızda
Beklentilerimiz karşılanmadığında
Anlaşılmadığımızı hissedince
Tehdit algıladığımızda
Çıkmazda hissettiğimizde
Kişiliğimize ya da bizim için önemli olanlara saldırı durumunda
Korku, reddedilme, aşağılanma, takdir edilmeme, incinme, utanma, hayal kırıklığı, engellenme, adaletsizliğe uğrama
gibi durumlarda öfkelenebiliyoruz.
Yukarıdakilerin söz konusu olup olmadığına kendimiz karar veririz. Eğer bunlardan biri ya da daha çoğuyla karşı karşıya kaldığımızı düşünürsek öfke sarmalına kapılabiliriz. Hızlı bir şekilde sinirlenme ve kızgınlık basamaklarını kat ederek öfkelenme basamağına ulaşabiliriz, bu bir olasılık. Ama basamaklarda oyalanmamız da söz konusu olabilir. Bir süre sinirli kalıp daha sonra kızgın bir insan olabiliriz. Ya da doğrudan doğruya öfkeli bir hal alırız. Bunun nasıl olacağı koşullara bağlı. Ayrıca bizim ruhsal durumumuz, moralimiz ve varsa çevremizdeki insanların ne yaptığı da bu gelişmeleri etkileyebiliyor.
Dr. Abidin Sönmez
Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi
0252-419 22 96; 0532 557 90 19; marmarisadm@gmail.com
facebook.com/Marmaris.ADM, Instagram : marmarisadm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.