Aynı çatı altında yaşayan insanların birbiri arasındaki ilişkiler doğal olarak başka insanlarla kurduklarından farklı. Bir insanı merkez olarak düşünüp yaşamında yer tutan diğer kişileri de yakınlık düzeyine göre sıraya koyalım. En yakınında doğal olarak aile yer alır. İnsanın kendini en yakın hissettiği kimseler ailesinin üyeleri. Daha sonra yakın akrabalar gelecektir. Arkasından da sırasıyla yakın arkadaşlar, akrabalar, arkadaşlar, tanıdıklar ve sosyal çevre yer alacaktır. Bazen yakın arkadaşlarımız bize akrabalarımızdan bile daha yakın olabilir. Bazı akrabalarımızı tanıdıklarımızdan bile uzak görebiliriz. İstisna her zaman söz konusu.
Merkeze aldığımız kimsenin aynı evde birlikte yaşadığı diğer insanları uzak noktalara yerleştirmek doğru olmayacaktır. Eş, sevgili, hayat arkadaşı, çocuk, anne, baba… Bu insanlar aynı merkezin parçası olmak durumunda. Merkezde yer alması gereken başkaları da olabilir: geçici olmamak koşuluyla aynı evde yaşayan diğer kişiler.
Doğal olarak eşi ile olan ilişkisi diğerlerinden farklı. Bir insanın eşi onun en yakınındaki kimse. Merkezde bulunan diğer insanlardan çok daha yakın. Eşler arasındaki ilişki başka insanlarla olan ilişkilerine benzemez, benzeyemez. Bu iki insan bir şekilde tanışmış, tanışmanın üzerine koskoca bir ortaklık inşa etmiş. Birlikte yaşam sürme konusunda sözleşmişler. Güzel duygular üzerine oturtmuş oldukları ilişkilerinin uzun yıllar mutlu şekilde yürüyeceğine olan inançları tam. Tam olmasına tam ama hayat sürekli olarak sürprizlerle dolu. Ve bu sürprizlerin birçoğu da hoş olmayabiliyor. Zaman zaman köklü değişimler yaşanabiliyor.
Başka insanlarla arada belirgin sınırlar olabilir, çoğu zaman olmalıdır da. Ancak eşler arasında sınırlardan söz etmek mümkün olsa da bu sınırların keskinliği aradaki bağın gücüyle ters orantılı. İki kişi arasındaki bağ ne kadar güçlüyse sınırlar da o kadar az ve zayıf olacak. Tek bir kişi haline gelmiş eşler olabileceği gibi birbirinden epeyce uzakta duran eşler de bulunabiliyor. Kültür, yaşam alışkanlıkları, her iki tarafın aileleri gibi birçok etken var. Bunlar eşlerin birbirine ne kadar uzakta ya da ne kadar yakında duracağını belirliyor.
Toplumlar ekonomik refaha eriştikçe özel yaşam daha fazla önem kazanıyor. Her kuralın, her toplumsal düzenleyicinin başlangıç noktası bireyin istekleri, özgürlüğü ve hakları olmaya başlıyor. Batı dünyasında bireye öncelik verilmesinin birçok sebebi olabilir. Bir tanesi de refah düzeyi. Dünya üzerinde doğuya gidildikçe toplum, bireyin yaşamında daha çok söz sahibi oluyor. Toplumun çıkarları belirleyici etken olmaya başlıyor. Bütünün öncelikleri, “ait olunanın” ayakta durması daha çok önemseniyor.
Hangisinin daha ileri, hangisinin daha doğru olduğu tartışmaları çok da doğru tartışmalar değil. Her insan nasıl farklıysa toplumlar da birbirinden benzer şekilde farklı. Yani birden fazla “doğru” var.
Ülkemizde ekonomik refah her geçen gün artıyor. Önce televizyon daha sonra internet toplumsal değişimi hızlandırdı. Özel yaşam günümüzde en ücra köyümüzde bile kendini hissettiriyor. Önemine önem katmış durumda.
Eşler arasında sınır olmamalı. Varsa da kaldırılmalı. Sınırları kaldırmak iki kişinin yapması gereken bir iş. En kolay yolu da yeterince konuşmak.
Dr. Abidin Sönmez
Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi
0252-419 22 96; 0532 557 90 19; marmarisadm@gmail.com
Facebook: facebook.com/Marmaris.ADM,
Instagram : marmarisadm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.