Gündem Gazetesi

Hakan Özkan: Ben okunsun diye yazmıyorum dokunsun diye yazıyorum

Betül Altınsoy’un Değerli Yazar Hakan Özkan İle Söyleşisi

27 Ağustos 2023 Pazar 19:52

Hakan Özkan: Ben okunsun diye yazmıyorum dokunsun diye yazıyorum

Röportaj: Betül Altınsoy

Öncelikle davetimizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler.

-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

-Hakan Özkan 1979 doğma büyüme Almanya. İnternette herkesin tabiri caizse "Mecaz adam" herkesin ismini duyduğu kitaplarını ellerinde tuttuğu ama kimsenin tam anlamda kim olduğunu bilmediği o mecaz adam. Takipçilerimin çoğunun sevgilisi, nişanlısı ya da kocası olduğundan dolayı onlara saygısızlık olmasın diye hiç bir zaman kendi resmimi koymadım demesinler diye elin adamını ne diye takip ediyorsun gibisinden. Ben yazdıklarımla anılmak istedim. Bu arada bayan takipçi oranım %99 üstünde. Sanırım bu oran Orkid Türkiye’nin resmi sayfasında dahi yoktur.

-İlk kitabınızı elinize aldığınızda neler hissettiniz? 

55555.jpg

-Kitaplarım İstanbul’da basılıp yayımlanıyor ben ise Almanya'da yaşıyorum. Kitabım için 2 günlüğüne turkiyeye gelmiştim dönüşte uçakta okurum zaman tez geçer diye düşünmüştüm. Valizimdede zaten onlarca kitabım vardi. Ben kitabi okumaya başladım yanımda bir abla oturuyor sürekli kitaba bakıyor oda artık okuyor benim elimdeki Kitabı bunu hissedebildim. Ve oda bitirsin diye sayfaları bir tık daha geç açtım. Sonra edemedim buyurun okumak istermisiniz dedim. Abla bana ayy gerçekten mi dedi. Tabii tabii buyurun dedim. Biliyormusunuz dedi ben bu kitabın yazarını senelerdir internetten takip ediyorum en sevdiğim en beyefendi en mutavazi yazar resmen bizlerin içinden çıkmış biri onun en büyük hayranı olabilirim dedi. Kitabı heryerde aradım henüz bulamadım yeni çıkmış daha heryere girmemiş dedi. Madem durum öyle size hediyem olsun lütfen beni kırmayın kabul edin dedim. Nasıl sevindi anlatamam. Çok ama çok teşekkür ederim dedi. Kitabın ismi iyi ki yoksunuz ama siz iyi ki varsınız dedi. Orada bilr ablamıza kitabın yazarı benim diyemedim. Bende ki mecazlik bu denli yani.

-Eserlerinizde tam olarak yansıtmak istediğiniz konular var mı?

-Ben okunsun diye yazmıyorum dokunsun diye yazıyorum. Ve kendimi bir kitap yazari olarak gormuyorum daha cok yaşanmışlıklarını kitaplaştıran biri olarak tanımlamak istiyorum kendimi. Hakan Özkan okumayan çok şey kaybeder, okuyansa zaten bir çok şey kaybettiğinden okuyordur. Bunun bilincindeyim ve hakkini vermeye calisiyorum. Ben gucumu tamamen sevgili okurlarımdan alıyorum. Onlara daha heyecanlı beni daha entelektuel gösteren şeyler sunmak için ama ekstra bir uğraş çabasına düşmüyorum. Ben içimden geçenleri pat pat yazan birisiyim. O an duygu patlamasi yaşıyorum. İlk kitabimi  gece 23 te başlayip sabah 7'de yazmışlığım var benim. Ben halkin icinden cikan birisiyim mahallle dilini biliyorum o yuzdende okurlarima bu son derece samimi geliyor. Ahh goruyormusun bu adam bizim dilimizi anliyor benzeri yasanmisliklari var hissine kapiliyorlar. Benim okurumun istedigi tamamen bu samimiyet. Okurun okumasini istedigini yazmaya calisanlarda sallama cay samimiyeti oldugunu dusunuyorum. Diyorum ya herkesin farkli olmaya calistigi bu piyasada ben hep ben kalabilme çabasına düştüm beni diğerlerinden farklı kılan tam da bu olsa gerek.

-Yeni yazarlara ne gibi önerileriniz olacak? 

-Yazmak güzel bir şey. İnsan yaşınmışlıklarını arşivliyor ve bir nevi rahatlıyor. Toprağın altında geçireceğimiz zaman tartışılmaz üzerinde geçireceğimiz zamandan çok daha fazla. O yüzden ben yaşanmışlıklarımı çoçuklarıma, torunlarıma armağan bırakmak istiyorum. Kim bilir belki seneler sonrada kitabımı okuyan birileri çıkar. Benim genç yazarlara en büyük tavsiyem kendi stilini bulup oluştursunlar kimseyi kopyalamasınlar daha başarılı olmak için. Okur samimiyet istiyor sizin vizyonunuza inanmak istiyor. Turkiyede kitap okuyanların sayısı az ama yazara hayranlık duyma seviyesi oldukça yüksek. O yüzden kendileri kalabilmeliler. Kendi stillerini yaratabilirlerse zaten bu okurlar onu zirveye çıkartmasını üstlenirler. Diğerlerinden fazlasıyla var zaten memlekette. Kopyacısından, taklitcisinden. 

-Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir? Türk ve Dünya Edebiyatında kimleri okuyorsunuz?

-Size komik gelebilir ama ben kendim yazmaya başladıktan sonra entresan bir şekilde kitap okumuyorum diyebilirim. Bunu başka birinin istemiyerekte olsa yazma stilini kapmamdan korktuğumdan yapmıyorum. Bilinçaltı diye bir gerçek var neticede insanın aklında kalabiliyor. Tarihle ilgilendiğim için en son okuduğum kitap Adolf Hitlerin Kavgam kitabıydı. Dünya çapında milyonlarca satmış bir kitap yanılmıyorsam incil sonrası dünyada en çok satmış kitap ve adam mapushaneden yazmış merak ettim açıkcası neyin kafasını yaşayarak yazmış. Burada tabi şimdi yazarın reklamını yapmış gibi olmasın tartışılmaz dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük diktatörü milyonlarca insanın katili iğrenç bir insandan ideolojiden bahsediyoruz. Ama kitabı çok merak etmiştim.

-Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz?

-Ben çoçukken yazmaya başladım günlük tutardım ve kimseye göstermezdim. Hala o günlüklerim duruyor. Bende kimsenin okumadığı malzeme çok. Onları yayınlatmayacağım, çünkü korkarım çoğu okurumun yüreği dayanmazdı okumaya.

-Hayatta herşey gelip geçiyor. Kalıcı olan tek şey insanlık. Biz kimiz niye bu dünyaya geldik amacımız ne? Bizim sahibimiz kim? Şükretmek lazım. Ve hangi acı hangi acıdan daha acı kimse bilemez. Bizim sahibimiz cenaabı Allah ve biz bu dünyaya acı çekmeye gelmedik. Ona iyi bir kul kalabilmeye geldik. O bizi sınavdan sınava soksa dahi şükretmeye geldik. Kalbimizi kitletmeden toplum için, vatan için millet için bayrak için, ahlak için ailemiz için iyi şeyler biriktirmeye geldik. Dilerim cenaab Allah herkesin karşısına daha önce birilerinin ahını almamış her zorluğa rağmen kalbini temiz tutmayı başarabilmiş birilerini çıkartır. Lakin kalbi temiz olmak, mükemmel olabilmekten Allah katında çok daha mühimdir. Unutmayın Allahın verdiğini kimse sizden alamaz. Allahın aldığınıda kimse size geri veremez. Kalpler Allahın elindedir. Bir şeylere gücünüz yetmediğinde ondan isteyim. İstikrarla edilmiş duanın mucizesine ısrarla inanıyorum. Herkes birgün yaşattığının katbekat çoğunu yaşayacak ama iyi ama kötü.

-Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?

-Dediğim gibi ben kendimi bir kitap yazarı olarak görmüyorum daha çok yaşanmışlıklarını kitaplaştıran biri olarak tanımlamak istiyorum.

-Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?

-Benzeri yaşanmışlıkları olan birileri birbirlerini daha önce hiç görmemiş olsalar dahi dünyanın her bir yanında birbirlerini bulur ve tanırlar. Tıpkı ben ve okurlarım gibi. Lakin bizleri birbirine bağlayan ince bir ip var o ip sayesinde birbirimizi tanır buluruz. O ince ip işte kitaplarım. Ahh Hakan Özkan da benzeri şeyler yaşamış demeleri yok mu okurlarımın. Çoğu bana diyor adam resmen beni tanıyormuş gibi beni bana yazmış. Umut hep var. En zor günlerinizde bile Allaha sığının ve onun kudretinden rahmanından asla şüphe etmeyin. Birbirimizle sevgili okurlarım bundan sonra pazar ve pazartesi gibiyiz. En yakın / en uzak. Allaha emanet olun. Size bir dua eden olsun, sizin bir dua ettiğiniz olsun. Dualarım sizinle sizde benden dualarınızı neolursun eksik etmeyin. Hakkınızı helal edin. Benimkisi hepinize gani gani helal olsun.

-Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Sizi tanımaktan çok mutlu olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. İlhamınız bol olsun efendim.

cda8581e-56f9-47e9-821a-a6cd7ef92eb9-jfif-001.jpg

Röportaj: Betül Altınsoy

Facebook'la Yorumla

BENZER HABERLER