Biz ilkokuldan beri arkadaşız. Yaşar (Memmet) Hüseyin, Oğuz, Turgut. Hepimizin kendimize göre bir işi var. Ortak noktamız: Emekliyiz._Buluşma yerimiz Yaşar'ın gümüşçü dükkanının önü. Yaz-kış hiç fark etmez. Zaman da fark etmez. Ama en çok, öğleye doğru veya akşam üzeri. Akşam üzerleri biraz uzun olur. Uzun olunca konu çok olur. Konu çok olunca şaka, ince sazdan tii her zamankinden fazla olur.

-Hüseyin (İsin): Ee İbiram, gine bişi yok mu?

-Oğuz: Ara sıra lokum yiyidik, ağzımız tatlanıydı. U da bitmiş gibi?

-Turgut: Vardır bee. Geçen gün fıstık geldiydi, bekle gelir gelir..

-Yaşar: Fıstık mı isteysiniz?

-İbrahim (İbiram):Gelirse...

  Bir kap içinde fıstık gelir. İsin ile İbiram aralarında fısıldaşır.

-Kime yetiyi le bu?

 -İsin: Akide şeker hayrına yaptırmışlar da Yaşar’a getirdilerdi bittimi acaba?

 -Turgut: Dün yoktunuz ben bidene yedim.

 -Yaşar: Akide şeker mi? İsteymisiniz? Getire mi?

 -Oğuz: Sorma gari..

 -İsin: Fıstıkla çok güzel olur.

 Gene bir kap içinde akide şeker gelir, ama mırıltı bitmez.

-Bize yeter mi le bu ?

 -Yaşar: Arkadaş ,siz buraya yeme-içmeye mi geldiniz? Zaten iş-güç yok. Turist mafiş.

 -İsin: Gidelim be, gelmiyelim u zaman!!

 -İbiram: Öğle demek istemedi arkadaş, hani kendiniz getirin, kendiniz yiyin hesabı..

  Fıstıktır, akide şekerdir, derken"yaka olacagız len"sesleri yükseldi.

 -İsin: Kahve ve su istesek ayıp olur mu?

 -Turgut: Hepsi tamam olsun gari...

 -Yaşar: Arkadaşlar siz gelirken bi de garson getirseniz, hepimize hizmet etse?

 Hep bir ağızdan,"tamam tamam gidelim gari, kabak tadı verdi gari"

 -Yaşar: Aidat mı veriysiniz le? Boş boş geliysiniz hunu ve bunu ve zaten sabahtan beri siftah yok. Gidiyseniz gidin, kürkçü dükkanı, kürkçü dükkanı burası her daim açıkkk.....