İZMİR ÖYKÜ GÜNLERİ
İzmir- Konak Belediyesi tarafından düzenlenen 5. İzmir Öykü Günleri, dört gün boyunca İzmirlilere ve öyküye gönül verenlere doyurucu saatler yaşattı. Öykü ve öykücülüğümüzün enine boyuna tartışıldığı söyleşiler, paneller ilgiyle izlendi. İzmir, bu işi yüzünün akıyla yapıyor. Öykü Günleri İzmir’in değişmez bir parçası haline geldi, denildi.
İzmir’in çok sevilen, takdir edilen, sanat ve sanatçı sevdalısı Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Öykü Günleri açılış konuşmasında, “ Türkçemiz büyük bir saldırıyla karşı karşıyadır. Dilimizi korumakta sanatçılarımıza büyük rol düşüyor. Yazarlarımızın eserlerinin, öykülerinin gençler tarafından okunması, dilimizin korunması açısından çok önemlidir. Öykü günlerimiz bizler için de önemlidir. Geliştirerek sürdüreceğiz.” dedi.
5. Öykü Günlerinin onur konuğu Adnan Özyalçıner’e onur plaketini Konak Kaymakamı Ali Muhsin Nakiboğlu ve Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ birlikte verdiler. Adnan Özyalçıner konuşmasına Muzaffer Tunçağ’a teşekkür ederek başladı. İşçi ve emekçi insanların arasında yetiştiğini söyleyen Özyalçıner, “ Öykülerimde uygarlığın yaratıcıları işçilere ve emekçilere yer verdim. Eşit pay alabilmeleri için uğraştım. İnsanların bir arada, özgür ve barış içinde yaşamaları için öykülerime yön verdim.” diye konuştu.
Öykü Günleri kapsamında sanatçı Lütfi Dağtaş’ın hazırladığı “ Ustalara Saygı- Aziz Nesin Fotoğrafları” ilgiyle izlendi. Bu fotoğraflar yanında fotoğraf çektirenler gözden kaçmadı.
Öykü okuma saatlerinde “ Eray Karınca, Neşe Cehiz, Şükran Yücel, Canan Tan” , öykü yaratım sürecinde “ İnci Aral, Suzan Samancı, Nalan Barbarasoğlu, Ayşe Kilimci, Feridun Andaç, Şükran Farımaz, Aydın Şimşek” zevkle dinlendiler..
Hürriyet Yaşar, Alper Akçam, Kemal Gündüzalp’in 12 Eylül öyküleri dinlenmeye değerdi. Hürriyet Yaşar,” 12 Eylül ülkemizin üstünden silindir gibi geçti. Bunun öykülerde fazlaca yer almaması ilginçtir.” diyerek yaptığı araştırmalardan örnekler verdi. Kitap ve dergilerde çıkan 12 Eylül öykülerinden söz etti. Dinlenmesi gereken bir söyleşiydi.
Demirtaş Ceyhun’un akıcı üslubuyla anlattığı Aziz Nesin’in anıları, izleyenleri bol bol güldürürken düşündürdü de.
Sadık Aslankara ve Sennur Sezer’in söyleşisi, onur konuğu Adnan Özyalçıner’in öykücülüğ üzerineydi. Aslankara, “ 1950 kuşağı edebiyatımızda, öykücülüğümüzde bir patlama gerçekleştirdi. Özyalçıner de bu patlamanın önemli ismiydi. Özyalçıner’e şimdi bizim baktığımız gibi bakılsaydı, öykücülüğümüz şimdi olduğundan daha farklı yerde olurdu. Özyalçıner hangi dönemde olursa olsun, halkı, yoksul halkı anlatır.” dedi. Özyalçıner’in eşi Sennur Sezer, “ O öykücü değil, masalcıdır. Masallarını günlük yaşamın çelişkisinden yaratır. Okuyucusuna anlattığı masalda dürbün kullanır.Bu dürbün bazen yakınlaştırır, bazen uzaklaştırır.” dedi.
14 Şubat Dünya Öykü Gününde, Tarık Dursun K’nın” Dünya Öykü Günü Bildirisini”Adnan Özyalçıner okudu. Öykünün toplum tarafından nasıl görüldüğünden başlayıp yazara değinen bildirinin son bölümünde bakın sevgili Tarık Ağabeyim neler söylemiş: “ İnsana hayatı boyunca sevincine, kaygısına, sevgisine, düşmanlığına, ezilmesine ve haksızlığa uğramışlığına, mutluluğuna ve mutsuzluğuna hikaye kadar tanıklık etmiş bir edebiyat türü yoktur. Ben böyle söylüyorum inanın! ‘ EY HİKAYE OKUMAZ MİLLETİM, HİKAYE GÜNÜN KUTLU OLSUN!”
İzmirli öykücülerin, yazarların çok azının yer aldığı dört günlük programın konu başlıkları ve yazarları özenle seçilmişti. İzmirli yazar dostlardan bazıları, İzmir öykü günlerinde de programda yer alamadıkları için burukluklarını dile getirdiler.
Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, elinden geldiğince tüm etkinliklere katılmaya özen gösterdi.Tunçağ, 6. Öykü Günlerinin daha geniş katılımla ve daha geniş bir program çerçevesi içinde yapılacağını umut ederek tüm katılımcılara teşekkür etti. Dört günlük program şunu gösterdi ki, İzmir halkı öykü ve öykücüleri çok seviyordu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.