6 Ağustos 1996…
Bayrak Gazetesi’nin ilk sayısını hazırlarken, Marmaris Tasbükü'nde, DPT kampı yakınlarında büyük bir orman yangını başlamıştı.
O yangın, sadece ormanı değil, bizleri de kavurdu.
Gazetecilik mesleğine yangın manşetiyle başladım.
İlk sayfamızda büyük puntolarla yazdık:
“İstikbalimiz Yandı, Nihayet Söndü...”
Bu manşet aslında her şeydi…
Çünkü yanan sadece ağaçlar değildi.
Yanan, çocuklarımızın nefesiydi.
Yanan, yarınlarımızdı.
Yanan, ülkemizin istikbaliydi.
Yıllar geçti…
Ama yangın bitmedi.
Marmaris yine yandı… Hem de bu kez 15 güne yakın süreyle!
Alevler dağdan kıyıya, köyden mahalleye kadar her yeri sardı.
İnsanlar tahliye edildi, hayvanlar telef oldu, çamlar, zeytinler cehennemin ortasında kül oldu.
Marmaris yangını, 29 Temmuz 2021'de başladı ve 6 Ağustos'ta kontrol altına alındı.
8 gün süren yangında 9 bin 52 hektar ormanlık alan zarar gördü.
Bugün gururla söyleyebiliriz ki: 2021’de yanan alanların tamamı ağaçlandırıldı.
Ama bugün 2025…
Ve ne yazık ki Türkiye’nin dört bir yanında yine orman yangınları var.
Hâlâ…
Hâlâ yanıyor bu ülke.
Ne acıdır ki, aradan geçen 29 yıla rağmen, aynı cümleyi yeniden kurmak zorundayız:
İstikbalimiz yanıyor…
Artık sadece söndürmek değil, korumak zorundayız.
Bu ülke, bu doğa, bu Marmaris… bizim.
Çünkü şunu asla unutmamalıyız:
Orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklıdır!
Çölleşen bir Türkiye’yle karşı karşıya kalmamak adına, biz insanlar olarak çok daha dikkatli, bilinçli ve sorumlu davranmalıyız.
Ve bir hayvansever olarak en çok da…
O masum hayvanlara yanıyorum.
Dili yok, çaresi yok, kaçacak yeri yok...
Yanarak ölen her can, bizim vicdanımızdan eksilen bir parçadır.
Doğayı sevmek, geleceği sevmektir. Ormanı korumak, hayatı korumaktır.
Allah'a Emanet Olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.