İzmir’in köklü eğitim kurumu Namık Kemal Lisesi, Hababam Sınıfı’nın 50. yılı etkinlikleri kapsamında bir hafta boyunca bir dizi etkinlikler düzenledi. “Elim birine değsin/ ısıtayım üşüdüyse/ Boşa gitmesin son sıcaklığım”adlı şiir dinletisine on öğrenci katıldı. Okulun edebiyat öğretmeni Osman Dalcalı’nın düzenlediği şiir etkinliği ilgiyle izlendi. Rıfat Ilgaz’ın şiirlerinin seslendirildiği dinletiye müzik grubu ayrı bir renk kattı.

Edebiyat Öğretmeni Osman Dalcalı’nın Rıfat Ilgaz’ın şiirlerinden dramatize ettiği çalışması ise zevkle izlendi. Dramatize edilen şiirlerde kimi zaman gülündü kimi zaman da hüzünlenilip gözyaşlarına engel olunamadı.

Rıfat Ilgaz’ın ünlü yapıtı “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı” oyununu da sahneleyen okul öğrencileri izleyenlere zevkli anlar yaşattılar. Okulun tüm öğrencilerine etkinliği sunmak için birkaç kez sunum yapmak zorunda kaldılar. Şiir dinletisini ve tiyatroyu sahneleyen okulun öğretmeni Osman Dalcalı, “Rıfat Ilgaz’ı öğrencilerimize, velilerimize sunmak için uzun süre çalıştık. Öğrencilerimiz zor bir işin üstesinden kolaylıkla gelmeyi başardılar. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bizlere böyle bir sunumu gerçekleştirmek için her türlü olanağı sağlayan okul idaresine de ayrıca teşekkür ediyorum. İnce davetimize okulumuza gelerek etkinliklerimizi izleyen ve babasıyla ilgili anıları bizlerle paylaşan Aydın Ilgaz’a da gönül borcumuzu iletiyorum. Usta yazarımızı adına bir şeyler yapabildiysek bundan onur duyarım.” dedi.

Okul müdürü Hasan Basri Karaoğlu, “Edebiyatımızın çınarı Rıfat Ilgaz’ı okulumuzda bir dizi etkinlikle anmak bizler için bir onurdur. Okulumuz adına yaraşır bir etkinlik sunarak güzellik yaratmıştır. Bunu gerçekleştiren öğrenci ve öğretmenlerimizi kutluyorum. Okulumuza gelip öğrencilerimizle Rıfat Ilgaz’ın anılarını paylaşan Aydın Ilgaz’a da çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Etkinlikler kapsamında okulun davetini kırmayıp İstanbul’dan gelen Aydın Ilgaz, babası Rıfat Ilgaz ve  Hababam Sınıfı’yla ilgili anıları zevkle dinlendi. Etkinliği Aydın Ilgaz’ın eşi yazar Nilgün Ilgaz da izledi.

İzmir’in köklü okulu Namık Kemal Lisesi, büyüklüğünü gösterip başka okulların yapmadığını yaptı. Edebiyatımızın Ulu Çınarı  Rıfat Ilgaz’a sahip çıktı. Etkinliklerde otuz öğrenci görev aldı.   

Ustaları anmak, onları gelecek kuşaklara tanıtmaktan daha güzel bir iş olabileceğini sanmıyorum. Bir eğitimci olarak edebiyatımıza hizmeti geçmiş kişileri anmak, yazmak benim birincil görevim. Kolejde görev yaptığım yıllarda onlarca yazar ve şairi genç kuşaklara tanıttım. Özgün olarak onların yaşamını oyunlaştırdım, sahneledim. Bugün televizyonlarda dizilerde oynayan birçok öğrencim bu oyunları güzelleştirdi. Bir Hakan Taner Yıldırım’ı, Enis Üçer’i-Yılan Hikayesi dizisinde-, Yeşim Ceren Bozoğlu’nu-Doktorlar dizisinde- daha nice öğrencimi nasıl unutabilirim…

Bizler o kuşaklara çok şeyler borçluyuz. Onlara olan borcumuzu ancak ve ancak onları gelecek kuşaklara tanıtarak yapabiliriz. Edebiyatçılara, yani edebiyat öğretmenlerine bu konuda büyük iş düşüyor. Öğretmenlik sadece ders kitabındaki bilgileri öğrencilere aktarmakla olmuyor. Üretken olmak zorunda öğretmen, yaratıcı olmak zorunda, dersleri ezberden ancak böyle kurtarabiliriz. Mesleğe sevdalanırsak bunu başarabiliriz. Yeni kuşakların biraz daha boş vermiş olduklarını görmek bizleri üzmüyor değil. Acı ama gerçek, her alandaki laçkalıktan öğretmenlik de payına düşeni aldı. Roman, öykü, şiir okumayan öğretmenlerle çalıştım okullarda. Çoğuyla şimdi bile dostuz, görüşüyoruz. Onların dünyası farklı, çok farklı. Ne olacak bunun sonu…