Yukarıdaki yakınmanın büyük çoğunlukla kadınlar tarafından dile getirildiğini söylersek herhalde kimse şaşırmaz. Düzenlediğimiz toplantılarda ve diğer çalışmalarımız sırasında kadın katılımcılar sık sık bundan yakınıyorlar. Eşleriyle sohbet edemediklerini, “güzelce tartışıp” sonuca bağlamak istedikleri konuları konuşamadıklarını söylüyorlar. Çünkü erkekler konuşmaktan hoşlanmıyor. Belki de kadınlar kadar hoşlanmıyor demek daha doğru.
İnsanın olduğu yerde istisna mutlaka vardır. Konuşmayı çok seven erkekler de olabilir elbette. Ancak genel olarak kadınlar konuşmaya daha yatkın diyebiliriz. Bu iyi bir özellik. Çünkü biz erkekler az konuştuğumuz için çok şey kaybediyoruz. Konuşmayı sevmediğimiz için kaçırdığımız kim bilir neler var. Üstelik bunu öğrenme şansımız da yok.
Kadın ya da erkek fark etmez, konuşkan bir insan ayrıntılara daha fazla girer. Böylece daha ayrıntılı düşünür, daha kapsamlı bir açıdan bakar. Bu da birçok durumda yarar sağlar. Ayrıntılara hakim olmak sıkıntılarla karşılaşma olasılığını azaltır. Çünkü daha fazla risk unsurunu göz önünde bulundurmuş, bu sebeple de gerekli önlemleri almış oluruz.
Konuşmak istemeyen bir eşin ikna edilmesi zor. Konuşmanın ne kadar yararlı olduğunu anlatmamız çözüm olmaz. Çünkü onu zaten biliyordur. Yine de çaresiz durumda olduğumuz söylenemez.
BİR ÖNERİ
Her insanın konuşmaktan hoşlandığı bir -hatta birkaç- konu vardır. “Konuşmak istemeyen” eşlerin de vardır. Erkekler genellikle motorlu araçlar, ekonomi, top oyunları, teknoloji gibi konulara ilgi duyar. İlk yapılması gereken eşinizin neleri konuşmaktan hoşlandığını belirlemek. Daha sonra söze bir yerinden girip o konuda onunla sohbet etmek. Sizin bilmediğiniz, eksik ya da yanlış bildiğiniz birçok ayrıntı olacaktır. Olsun. Bırakın o tamamlasın, düzeltsin. Seve seve yapar.
Buna bir süre devam edin. Sadece onun ilgi duyduğu başlıkları gündeme getirin. Ona sorular sorun. Görüşlerini, düşüncelerini öğrenmeye çalışın. Kendi ilgi alanlarınızı, onunla konuşmak istediğiniz başlıkları bir süre için göz ardı edin, erteleyin.
Komşumuz bize pişirdiği yemekten bir tabak getirdiği zaman tabağı geriye boş olarak vermeyiz. Biz de kendi yaptıklarımızdan koyarız içine. Eşiniz de sizin bu yaklaşımınıza ilgisiz kalmaz. Eninde sonunda çabanızı fark eder. Gerek bilinçli olarak gerekse istem dışı bir şekilde sizin konuşmak istediğiniz konuları kendisi açar. İnsanız, böyleyiz, bu şekilde var oluruz. Bize gösterilen olumlu bir davranışı karşılıksız bırakmayız, yansıtırız.
Bu öneriyi sadece gerçekten istiyorsanız denemelisiniz. Uygularken son derece içten davranmanız gerektiğini söylemeye gerek yok. Aksi takdirde yapay görünecektir, üstünüzden akacaktır.
Otobana katılan yollara dikkat ettiyseniz bilirsiniz; dik bir açıyla katılmazlar. Birkaç yüz metre boyunca otobanın yanında, ona bitişik olarak seyrederler. Daha sonra yola karışırlar. Önerdiğimiz yöntemi buna benzetmek mümkün..
Unutmayalım, konuşmayı sevdiremeyiz belki ama sevdiği konularda konuşturabiliriz.
Dr. Abidin Sönmez
Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi
0252-419 22 96; 0532 557 90 19; marmarisadm@gmail.com
facebook.com/Marmaris.ADM, Instagram : marmarisadm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.