• BIST 8860.3
  • Altın 2923.448
  • Dolar 34.2561
  • Euro 37.4046
  • Muğla 17 °C
  • İzmir 20 °C
  • Aydın 18 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C

ERKEN ÖTEN HOROZ

Zeki SARIHAN

Bazı insanlar erken öten horoz gibidir. Gecenin karanlığı sürmektedir ama horozlardan bazıları sabahın gelişini önceden haber verir gibi ötmeye başlar. Oysa horozların ötmesine daha epey zaman vardır. O zaman bütün horozlar öterler ve kimse onların ötüşünü yadırgamaz. Erken ötenlerin ise başını keserler.

76 yıllık ömrümü gözden geçirdiğimde düzene boyun eğmeyen gençliğimin ilk yıllarından başlayarak başıma gelenlerin hep erken ötmemden kaynaklandığı kanısına varıyorum.

Erken ötmemizin nedeni, toplumun çektiği acıların dindirilmesi, insanlar arasındaki korkunç adaletsizliğin ortadan kaldırılması, bilimin yayılmasını isteyişimizdendir. İnsanlık ne kadar baskı altında olursa olsun bir yerlerden ışık sızmış ve beynimizi aydınlatmıştır. Oysa toplum yüzyıllardır bazı konularda şartlanmıştır. Yeni sesler duymaya hazır değildir.

1946’dan sonra hakkında cadı kazanı kaynatılan ve adı bile unutturulan Köy Enstitüleri 1960’tan sonra aydınlar arasında yeniden ele alınmaya başlandı. Enstitülerin iyi birer eğitim kurumu olduğu konusundaki görüşler, okuduğunuz dergiler yoluyla size ulaşmıştır. Okul ortamı içinde enstitüleri savunursanız bu konuları hiç duymamış öğrenciler, hatta korkak öğretmenler tarafından tehlikeli bir kişi olarak görülürsünüz. Eğer bir de sosyalizme eğilim duyduğunuz öğrenilirse…

Mezuniyet konuşmanız, içinde “17 Nisanların ışığında” ibaresi geçtiği için okul müdürü tarafından parça parça edilerek çöpe atılır. Arkanıza adam takılır. Yatakhaneniz değiştirilir. Öğrenci çoğunluğu tarafından da yadırganırsınız.

Bunlar hep erken ötmektendir. Sabah olduğu zaman bütün horozlar Köy Enstitüsü diye ötmeye başlayacaklardır! Ne o öğretmenler, ne öğrenciler arasında enstitü karşıtı terk bir kişi bile kalmayacaktır. Size çektirdikleri sıkıntılar yanınıza “kâr” kalmış ise de direnciniz ve deneyiminiz artmıştır.

Her dönemin erken öten horozları vardır. Bunlar, sabah olurken ötecek horozlardan farklı olarak örneğin savaşa karşı çıkarlar. Irkçılığı lanetlerler. Herkesin temel insan haklarına sahip olduğunu savunurlar. Henüz ötmeye hazır olmayan, ufukta sabahın ilk aydınlığını görmeyen horozlar bu görüşleri pek yadırgarlar. Erken öten horozlara olmadık suçlamalar yaparlar. Meslekten çıkarılmalar, hapislikler onların boğazlarının kesilmesi demektir. Bir kısmının boğazı, görevlendirilen katiller tarafından gerçekten de kesilir.
Fakat gün gelir, derman döner birçok horoz aynı tonda ötmeye başlar ve o zaman geriye dönüp bakıldığında gece karanlığında öten nice horozun haklı olduğu anlaşılır. Sabahı erkenden haber verenler haklı çıkmış fakat onlara çektirilen acılar çekenlerin yanına kalmıştır.

HER DÖNEMDE VARDILAR

Yadırganan veya yasaklanan bir görüş haklılık kazanır fakat yeni dönemin yeni tabuları ortaya çıkar. Erken öten horozlar bunu meslek edindiklerinden bu ezberleri bozacak şeyler söylemeye başlarlar. Onlar içinde ötmeyi bırakanlar olmuş veya hayattan çekilmişlerse yerlerini yeni erken öten horozlar alır. Bu erken ötme mesleği babadan oğula kalan miras gibi kuşaktan kuşağa aktarılır.

Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin (1359-1420) bu topraklarda erken öten horozlardan biriydi. Thomas More (1478-1535) eşitlikçi bir toplumu erkenden öterek haber veriyordu.

Galile’nin (1564-1642) “dünya güneşin etrafında dönüyor” diyerek ortaçağ karanlığını delerken de erken öten bir horoz gibiydi. Bunun için engizisyon tarafından ömür boyu hapse girmeyi göze aldı. İnsanlığın erken öten horozlarından biri de 1871’de Paris komüncüleridir. Büyük İnsanlık güneşinin bütün dünyaya doğmasına daha 46 yıl vardır. Bu nedenle üzerine çullandılar ve ömrü iki ay sürebildi.

Erken öten horozların sesleri gecenin karanlığında yitip gitmiş sayılamaz. Onların seslerini duyan birileri hep oldu. Bu sesler, insanlığın penceresinden dünyaya yayıldı.

Şimdi de karanlık bir dehlizden çıkmaya çalışırken aynı erken öten horozların seslerini duyuyoruz. Bu sesler bize zulümden, sömürüden, ayrımcılıktan, yalandan, utanmazlıktan, insafsızlıktan, açgözlülükten, desiseden, tuzaktan kurtulmamız gerektiğini haber veriyor.

Her karanlık gecenin nurlu bir sabahı olduğunu bildiriyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141