İslam inancına göre faiz haramdır. Mümin bir insanın parasından para kazanma gayreti onu tembelliğe sevkeder ve tembellik mekruhtur. İnsanı tembellikten uzaklaştırmak için haram kılınmıştır faiz, insanların boynuna geçirilmiş bir zincirdir faiz. FAİZ, BİR SÖMÜRÜDÜR. Asıl olan üretimdir. Yatarak değil çalışarak kazanmaktır helal. Alın teri dökmek, nimet için emek sarfetmektir.
Faiz denilen nemalanma meselesi günlük hayatımızın içine o kadar işlemiştir ki faiz haram diyen kendini inkar etmiş olur. Faize nema diyen de haramı helal kılmış olur. Elbette ki faiz kötü bir şeydir. İnsanları ve ülkeleri çıkmaza, bir borç sarmalına sokar. O halde faiz kaldırmalıdır. Bu işe de gecikme faizi denilen şeyden başlanmalı ve bu
gecikme cezasına dönüştürülmeli, gecikmenin cezası da para dışında bir değerle verilmelidir. Toplum hizmetinde çalışmak gibi sosyal bir ceza pekala uygulanabilir. EĞER BİR İNSAN BİLİNÇLİ VEYA BİLİNÇSİZ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMİYORSA BUNUN BEDELİNDEN PARA ÖDEYEREK KURTULAMAMALI. Para, cezanın en hafif şeklidir ve toplum içinde haksızlıklara, sosyal ayrışmalara sebebiyet verir. Bu cezayı toplum hizmetinde çalışarak ödemek zengine ve fakire eşitlik getirir.
Sonrasında yatırım anlayışı değiştirilmelidir. İster kar payı, katılım veya katkı payı, ister faiz diye isimlendirin, hepsi faizdir.
Neticede parana para veriyorlar. "Senin adına domates ürettik, al şu 2 kilo domatesi senin payın" demiyorlar.
FAİZ TOPLUMU AHLAKEN ÇÖKERTİR.
Paranızı üretime yatırın. Gidin bir fabrikaya, belki bir marangoza veya bir lokantaya, bir çiftliğe ortak olun. Ortak olduğunuz kişi sizin
katacağınız sermaye ile işini büyütsün. Beraber kazanın. Köyünüzde besi yapan komşunuza ortak olun. Tavuk yetiştirip yumurtasını, ineğini sağıp sütünü, yoğurdunu, peynirini satmaya çalışan Ayşe Teyze'ye, Mehmet Amca'ya ortak olun. Tarlasını eken, meyvesini, sebsezini üretene ortak olun. "Gel şu işin ucundan beraber tutalım. Bende para var, sende beceri. Bu işi beraber yürüyelim" deyiverin. Ürettikçe kalkınır bir ülke, ürettikçe artar refah. Ürettikçe insanlar bolluk içinde yaşar, bolluk olunca ne enflasyon kalır, ne altın, ne döviz, ne de petrol baskısı. Bolluk olunca stokçu da olmaz. Bolluk olunca insanlar kendilerini garantiye almak için para biriktirmek telaşından kurtulur. Bolluk olunca sözün senet olduğu günlere döner insan, tefeciden borç almak zorunda kalmaz, kafası rahat, fazlası için çalışmaz. Kendine, ailesine zaman ayırabilir, sosyalleşir, sosyalleştikçe gelişir. Zaten bir barınma, bi de karın tokluğu değil mi mesele... Karnı doydukça insanlar
daha mutlu, daha huzurlu olur. Huzur olunca ne terör ne çekişme olur. Üretmenin keyfine vardı mı insan, tembelliği unutur. Üretmenin önemini kavradı mi insan, gelecek kaygısından kurtulur.
Boşverin bankayı. Boşverin dövizi, altını. Siz insandan kazanın. İnsana yatırım yapın. Emek verene sahip çıkın. Hem o insan kazansın, hem siz kazanın, hem de ülke kazansın, kalkınsın.
Para bir araçtır sadece. Parayı değerli kılan şey, karşılığında alabildiklerindir. EKMEK ALMAK İÇİN PARA KAZANMAYA ÇALIŞMAKTANSA, O EKMEĞİ ÜRETMEK İÇİN ÇALIŞMAK ÇOK DAHA HAYIRLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRDİR. Kapitalist sistem elbette ki seni tüketim çılgınlığına teşvik edecek ama kanaatkarlık ve ziyandan, israftan uzak durmak insanın bir erdemidir.
Birilerinin senin adına karar verip seni yönlendirmesine daha ne kadar izin vereceksin. Sen akıllısın da çalışan aptal mı...
Sen parmağının ucunda bir tuşla milyon kazanıyorsun da senin karnını doyuran ahmak mı...
Köylü de koysa parasını faize, yan gelip yatsa. O da rahatlık denen aldatmacaya kapılsa, yumurtasını, sütünü, yoğurdunu marketten almaya alışsa nice olurdu halin. Kim kağıt para veya altın ile doyurabilir karnını, üreten olmayınca... Üretim tabana yayılmazsa tekelci bir üretim sistemi ele geçirir piyasayı. Her bir gıda maddesini o üretir, istediği fiyattan da satar, gıkını çıkaramazsın. Mahkumsun çünkü. Açık ceza evi misali. Özgürüm sanırsın ama aslında prangaya vurulmuştur yaşamın. İş o haddeye gelince milyonların olsa, yalıda otursan ne fayda. Tahtaları kemirecek değil ya insan...
Yalancı mıyım?
