Bölünmüş sancak ve boşnaklar

\'Rüyasını TÜRK'ÇE gören insanların yaşadığı yerdir \'\'SANCAK\'\' Sırp faşizmine yenilmiş parçalara bölünmüş bir coğrafyadır \'Sancak\' Uluslararası arenada siyasi Literatürlerde “SIRBİSTAN” olarak geçen bir bölgedir ve bölgede küçük devletlerin oluşturulması sonucu oturmamış bir sınır çatışması mevcuttur bir sınırı Sırbistan bir sınırı Karadağ'a bırakılmış (8.687 )km2 bir alandır SANCAK herkesçe kabul görmemiş sınırlar ve gönülsüz zoraki haritalar nedeniyle; Dünya'da siyasi barışın sağlanması zordur; genel itibariyle Bugün hala bu siyasi dengesizlik karşımıza apaçık çıkmaktadır.Hakkın,hukukun, tarihin ışığında asıl olan gerçek bir HARİTA çizilmediği müddetçe maalesef durum böyle devam edecektir.Konuyu açmışken nedir \'Sancak\' bölgesindeki belirsizlik sınır problemi ekonomik ve siyasi problemler nedir? bu sorun ve problemde Sırbistan ve bazı Avrupa ülkeleri olumsuz etken Rusya'nın Sırbistan'a müttefikliği yetmiyormuş gibi (ABD) güdümlü bazı Avrupa ülkeleri de buna ortak oluyorlar ve bir korku imparatorluğu inşa ediyorlar 1 inci ve 2 inci dünya harpleri sanırım biz insanlık tarihine fazla şeyler öğretmedi nereye kadar bu belirsizlik ;bu problemler bizim değil tüm dünyanın problemidir bölgede \'ki bu problemler ve belirsizlik çözülmediği taktirde uluslar arası arenada herhangi bir dengenin oluşturulması mümkün gözükmüyor ama bazı duyarsız Avrupa ülkeleri bu konu gündeme geldiği an kulaklarını kapıyor ve problem karşısında politik kararlar alma yoluna gidiyorlar ne yazık ki demin\'de bahsettiğim 1 inci ve 2inci dünya harplerini yok sayıyorlar bölge ne zaman memoranduma gitse Sırp hükümeti yasakları beraberinde getiriyor Sancakta bunlar yaşanırken Karadağ da yaşayan Boşnak halkı ekonomik bir çöküşün içine çekiliyor Bulunduğu coğrafyada isminin söylenmesi bir yasa ihlali sayılan ve bölücülükle eş değer tutulan bir kara parçasıdır \'SANCAK\' Boşnak halkına asimilasyon uygulamaya başlanmıştır ekonomik,siyasi ve kültürel alanda kısıtlamalar getirilmiştir bu insanlar yeraltı hükümetleriyle beli uğraşlar vermektedir bu durumda ülkemizde mağdur edilmektedir !


Gerek Bosna-Hersek' teki savaş ve gerekse Kosova\'daki çatışmalar esnasında Sancaklı Boşnaklar hayati tehlike altındaydılar. Şuanda böyle bir tehlike kalmadı. Ancak belki de çok daha önemli bir tehlike olan kültürel savaştan asimilasyondan net bir şekilde söz edebilirim. Sancaklı Boşnaklar hala Sırbistan\'da ikinci sınıf Vatandaş olarak görülüyor Avrupa'nın ortasında çifte standarda maruz kalıyorlar. Her ne kadar tüm yasal düzenlemeler Boşnakların eşit haklara sahip olduğunu söylese de, maalesef fiiliyattaki durum bunun tam aksini gösteriyor.

“Sancak üzerinde ve Dünyanın gözleri önünde bu kadar çok oyun oynanmasının sebebinin altında yatan gerçeklik, Şudur Sancak'
ın Bosna ve Kosova'yı birleştirebilecek stratejik, ekonomik ve politik tek yer olmasıdır başka alternatifi yoktur. Almanlar ve Fransızlar için Brüksel ne ise, Boşnaklar ve Arnavutlar için de Sancak odur. İki halkın ortak vatanıdır; buradan bu stratejik bölgeden anlaşılacağı üzere diyebiliriz ki yeni oluşturulmuş bir gücün başkentidir kalesidir. Osmanlı devleti zamanında Yenipazar sancağını 2 inci dereceden yönetim merkezi konumundaydı tarihte de stratejik bir bölge olan Sancak günümüzde de bu önemi hayli artmıştır .”Ancak beli oluşumlar neticesinde bu topraklar bölünmüş ve Sancak olarak geçen bölgenin bir kısmı Sırbistan topraklarında bir kısmı Karadağ topraklarına dahil edilmiştir ve bu orda yaşayan Boşnak halkını derinden yaralamıştır.

Haçlı ruhunun Balkan coğrafyasında yandaş bulması 21\'inci yüzyıllın en önemli paradokslarından olsa gerek bu coğrafyada meydana gelen Sırp,Hırvat ve Müslüman milletlerin sürtüşmeli beraberliği beraberinde sonu olmayan bir sınır çatışmasına öncülük ediyor. Aydın tabaka bu görünmez çizgileri kendi düşünce ve akımlarıyla yok sayıyor üretikleri sarsıcı idolojilere temel oluşturmaya çalışıyorlar ve bu Müslüman milletler için fiyaskoyla sonuçlanıyor.


Bu tamamen Sırp stratejisinin ve faşizminin bir parçasıdır bu konularda geçmişi tartışmak yerine bizlerinde belli stratejiler üretmemiz gerekmektedir ve bunu dış siyasetimizde kullanmaktan başka şansımız yoktur
; tüm dünya küresellik modeli üzerinde çalışmalar yaparken kıtalar tek bayrakta toplamaya çalışan ideolojiler üretilirken Ortadoğu da beli projelerde gasp siyaseti askeri bir güçle Müslüman milletlere dayatılırken bizim sabit durmamız gerçekten çok manidardır. Geçmişi tartışmak yerine bizlerinde beli ideolojileri olmak zorundadır, bu hareketi bu gücü tek nedende bulmamız imkansız bizi bu harekete teşvik edecek çok sebebimiz olduğunu unutmamamız gerekir orda o coğrafyada yaşayan kardeşlerimizi unutmamamız gerekir.

Tüm dünya
Ermeni davasına hep birlik olmuşken biz balkan davasında birbirimize tarafsız kalıyoruz. Bu davaya gönül ve emek vermek için, önce Balkan Müslümanlarını bir bütün olarak görebilmek gerekiyor. Osmanlı\'yı görmek gerekir orda kaybedilmiş unutulmuş her şeyi görmemiz gerekir daha dün gibi hatıralarımızda yer edinen soykırımları anlamamız gerekir. Bizleri parçalara bölen ABD güdümlü Avrupa'nın ve Rusya'nın Türk Osmanlı Müslüman düşmanlığını görmemiz gerekir bizden şimdi, Ermenistan'a kapılarımızı açmamızı bekleyen dünya Senatolarda Temsilci meclislerde, lobilerde soykırımdan söz eden batılı ülkeler yanı başlarında devam eden asimilasyonu soykırımı görmezden geliyor sebepleri çok basit Haçlı ruhu bugünün batı dünyasında hala yaygın barbar olan hep onlar asalak uygarlıklarında tüm acıları yıkımları, tecavüzleri, zorbalıkları görmezden gelen egoist ama medeniyet sıfatına bürünmüş barbar uygarlıklar bütünü her şeyi politik ve siyasi zeminde devam ettiriyor Azeri kardeşlerimizin sesini de dünyaya duyurmak bizim başlıca görevimizdir. Türk dünyası olarak Alemlerin Rabbi Allah'ın ayetleri olan etnik farklılıkları inkâr etmeden Boşnakçılığın, Arnavutçuluğun, Türkçülüğün (ve elbette Pomakçılığın, Bulgarcılığın, Romancılığın, Torbeşçiliğin) ötesine geçmek… Muhammed'in milleti Osmanlının sancağını oralarda görebilmek gerek o kaybedilmez aziz topraklarımızı davamızı bilmek ve duyurmak hepimizin ortak davası olmak zorunda o topraklar her ne kadar Sırpların ve Hırvatlarınsa bizimde o kadar hakkımız hürriyetimiz mevcuttur ama bunu görmezden gelen ve her talebe bölücülük gözüyle bakan Sırp faşizmini ve Haçlı ruhunu iyi anlamak gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi