Yaşadığınız, gördüğünüz, okuduğunuz bildiğiniz ve inandığınız hiçbir şey gerçek değil bu dünyada. Dünya tarihi belli bir zaman diliminde, belli bir güç ve ideoloji sahibi kimseler tarafından yazılmış kurgusal bir tarihtir. İnsanlık kendini hep bir tarihsel gelişime dayandırmak, geçmişinden güç alma motivasyonu içinde olduğundan sebeple, ihtiyaçtan dolayıdır ki toplumu, insanlığı yönetmek isteyenler bu tarihe şekil vermiştir. Ten renklerine göre ırklara ayırmış, sonra aynı ırk içerisinde soylara bölmüş, onlara kesin coğrafyalar tahsis etmiş, o coğrafyalarda yaşayanlara da belli dini
inançları uygun görmüşler. Böylece karşıtlıktan mütevelli insanları yönetme gücünü ele geçirmişler. Basit anlamı ile "Böl, parçala, yönet" stratejisi yani. En kötüsü de dinlere bölünmüş olması bu günün modern insanının. Aynı Yaradan'a inandıkları halde dinlerinin adı farklı diye birbirine düşman insanlar topluluğu haline getirilmiş kocaman bir dünyayız. Bu, yüzyıllar boyunca en büyük düşmanlık olarak beynimize yerleştirilmiş. Aynı dinin farklı mezhepleri bile birbirine düşmanlaştırılmış. Artık günümüzde bu düşmanlık oyunu işlemiyor malesef. İnsanlık uyandı çünkü. Birliğin dinden, soydan değil insanlıktan olduğu bilincine erdi. Z kuşağı diye adlandırılan yeni jenerasyon hızla Deist bir inanca yöneliyor. Akıl ve mantığa uymayan hiç
bir şeyi bu genç kuşağa inandıramıyor artık dünyayı yönetenler. Hala geçmiş, zihni bulandırılmış kuşaklar üzerinden yeni dünyayı idare etme gayretindeler. Beceremiyorlar. O sebeple dünya büyük bir değişim içerisinde ve hızla tek din, tek dil ve tek para sistemine doğru yol alıyor. İnsanlar soy veya inançta değil, insanlıkta, insani değerlerde birleşiyor.
Farkındaysanız hiç bir modern toplumun soyu Hititler, Sümer'ler, Babbil'ler, Lidya'lılar vb. gibi kadim medeniyetlere dayanmıyor. O bağ koparılmış ve insanlık tarihi masa başında yeniden yazılmış.
Günümüzde teknolojik ilerleme ve bilgiye erişim kolaylaştığı için artık binlerce yıldır söylenen yalanlar ve saklanan gerçekler tek tek gün yüzüne çıkıyor. Vakti zamanında Sümer'lerin kil
tabletlere nakşettiği güneş sistemi ve gezegen haritasını görmesek Plüton gezegenini hala Amerika keşfetti diye inanacağız. Babil'lilerin tabletlerindeki geometrik çizimleri ve çözümleri görmesek geometriyi eski Yunan Medeniyeti buldu diye bilmeye ve kitaplarda anlatmaya devam edeceğiz.
İnsanlık tarihi çok eski zamanlara dayanır, hatta bu gün kullandığımız saat sistemi bile Sümer'lerin kullandığı sistemdir. Pek çoğumuz bunları bilmeyiz, çünkü anlatılmaz. Unutturulmaya çalışılmış bir insanlık tarihimiz var. Üstelik tarihteki medeniyetler şu anki medeniyet seviyemizden kat be kat daha üstün oldukları halde... Onları antik medeniyetler diye adlandırıp, çanak çömlek ve incik boncuklarını müzelerde
sergileyerek geçiştirmeye çalışıyoruz. O medeniyetlerin bilimde, kültürde, sanat ve teknolojide neler başardığını hiç bir ders kitabında okuyamazsınız. En basit örneği ile antik tiyatroları bir gezin. Aspendos'u, Efes'i görün. O ilkel gördüğünüz medeniyetlerin sanata ve sanatçıya verdiği değerden ne kadar medeni olduklarını anlarsınız zaten. Ve anlarsınız ki o tiyatroları kusursuz bir akustik formda inşaa edebilecek kadar da bilgili ve yetenekliydi o kadim medeniyetler.
Anlatılan tarih hep yakın tarihtir. Bu kurgulanmış bir tarihtir. Araştırın, okuyun, öğrenin. Zihninizi açın. BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLER VAR.
Yalancı mıyım?
