“AYRINTI”LI ALIŞTIRMA

Öncelikle her iki tarafın da normal olduğunu kabul etmemiz gerek.  Yani ayrıntı düşkünlüğü de normal, az ve öz konuşma tutkusu da.  Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, bu gerçeği kabul etmemiz yerinde olacaktır.  Ayrıntıya olan uzaklık ya da yakınlık nedeniyle kimsenin “düzelmesi” gerekmiyor, herkes olduğu gibi kalabilir. 

 

Konuşurken kullandığı söz sayısı bakımından birbirinden belirgin ölçüde farklı olan eşler bu farkı azaltmak için alıştırma yapabilirler.  Daha kolay konuşabilir duruma gelebilirler.  Her işte olduğu gibi bu işte de başarının ön koşulu bunu gerçekten istemek.  İnsan her zaman yeni alışkanlıklar edinebilir.  Ayrıntılardan arınmak da mümkün, ayrıntılara alışmak da.  Yeter ki isteyelim ve çaba gösterelim.

 

ALIŞTIRMA

Aşağıdaki metni dikkatle okuyalım:

“Çarşıya çıktım. Mutfak için domates, patates, soğan; kendime bir yağmurluk,  çocuklara da kestane şekeri aldım.  İşlerimi bitirdikten sonra da bir pastanede biraz oturdum ve şekerpare yedim.  Sonra da eve döndüm.’’

 

Eve geldiğinizde o gün yaşadıklarınızı paylaşmak istiyorsunuz.  Çok yerinde ve doğru bir istek.  Paylaşmak bir arada yaşamanın tutkalı.  Paylaşmalı ki aynı çatı altında olmanın tadına varılsın.  Gel gelelim eşiniz kısa ve öz konuşulmasını seviyor.  Uzun uzun konuşmaktan hoşlanmıyor.  Bu metni biraz kısaltarak anlatmak istiyorsunuz.  O gün yaptıklarınızı daha kısa nasıl anlatırsınız?

 

Aşağıdaki  gibi bir özet yapmak hiç fena olmaz:

Mutfak için sebze, kendime yağmurluk ve şekerpare, çocuklara tatlı aldım”.

 

Peki biraz daha kısaltmak isteseniz?

‘’Sebze, giysi ve tatlı aldım’’

 

Yukarıdaki metni tek bir sözcükle anlatmak isteseniz ne söylerdiniz?  ‘‘Alışveriş’’ derdiniz.  Böylece tüm söyleyeceklerinizi tek bir sözle anlatmış olurdunuz.

 

Görüldüğü gibi dört cümleden oluşan bu metni anlam kaybı olmadan daha kısa şekilde dillendirmek mümkün.  Yapılan özetlerin hepsi doğru.  Tek fark sözlerin sayıca azalması. 

 

Ayrıntılardan hoşlanan bir kimse eğer ayrıntı sevmeyen biriyle aynı çatı altında yaşıyorsa yukarıdakine benzer alıştırmalar yapmalı.  Üzerinde çalışacağı metni evdeki günlük konuşmalar içinden seçmeli. 

En doğrusu anlatmak istediklerini kağıda ya da bilgisayara yazmak.  Daha sonra ‘’bunları anlam kaybı olmadan nasıl kısaltırım’’ diye düşünmek.  Örnekte olduğu gibi adım adım ilerleyerek her seferinde biraz daha kısaltmak.  Dikkat edilmesi gereken nokta anlam kaybı yaşanmaması.  Söylenenlerin en baştaki metne uygun olması, onu yansıtması.  Fakat daha az sözcükle yansıtması. 

 

Aynı alıştırmayı diğer taraf yani ayrıntıdan hoşlanmayan kimse de yapmalı.  Tabii ki sondan başlayacak ve başa doğru ilerleyecek.  Her adımda bir miktar daha ayrıntı ekleyecek.  Hatta çiftler birlikte çalışabilir ve bunu bir oyun haline dönüştürebilir. 

 

“Onun konuşmalara daha fazla katılması için BEN ne yapabilirim?”  Yanıt bulunacak soru bu olmalı.  Çünkü başkalarını değiştirmek genellikle olanaksız.  Onlara ancak seçenekler sunabiliriz. Değiştirebileceğimiz tek insan aynaya baktığımızda gördüğümüz kişi: kendimiz.

 

Dr. Abidin Sönmez

Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi

0252-419 22 96; 0532 557 90 19; [email protected]

facebook.com/Marmaris.ADM, Instagram : marmarisadm

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

SEVGİ VE KISKANMA

02 Nisan 2020 Perşembe 17:26

OYSA YAPABİLECEKLERİMİZ VAR

19 Mart 2020 Perşembe 15:08

İNCE İNCE DİLİMLE

06 Mart 2020 Cuma 22:05

GİRDAPTAN ÇIKMAK

27 Şubat 2020 Perşembe 14:12

SIZLANMA GİRDABI

13 Şubat 2020 Perşembe 23:44

ÇEKİRDEK ÇITIRDIYOR MU?

06 Şubat 2020 Perşembe 19:35

TARİHTE AİLE

31 Ocak 2020 Cuma 11:07

NE KADAR YAKIN, NE KADAR UZAK ?

23 Ocak 2020 Perşembe 12:19

MUTLU VE HUZURLU BİR EV

16 Ocak 2020 Perşembe 16:51

HAKLI OLMAK YA DA MUTLU OLMAK

09 Ocak 2020 Perşembe 13:39