“Sorun” sözlükte şöyle tanımlanıyor: araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem. Sıkıntı veren durum, dert.
Aile içi sorunlar dendiğinde en hafifinden en ağırına doğru akla şunlar geliyor: alınma, gücenme, surat asma, konuşmama, söylenme, ötünme (yüksek perdeden söylenme), sitem etme, sinirlenme, tartışma, azarlama, kavga, şiddet (fiziksel, psikolojik, ekonomik) ayrılma, boşanma...
Yukarıda sıralananlar büyük oranda diğer sorunlarımız tarafından tetikleniyor, kolaylaştırılıyor: Ekonomik sıkıntı, sağlık sorunu, barınma sorunları, temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan güçlükler, kent sorunları, ülke sorunları, ulaşım sorunları, okul sorunları, apartman sorunları... Saymakla bitmez. Bunlar aile üyeleri arasında ortaya çıkan birçok sıkıntının, tatsızlığın hazırlayıcısı. Aynı çatı altında yaşayan insanların çatışmasını, anlaşmazlık içine düşmesini kolaylaştıran ortamı hazırlıyorlar. Bir bakıma suyu ısıtıyorlar.
Herkesin gidermeye, çözmeye çalıştığı en azından birkaç sıkıntısı vardır. Problemsiz kimse bulmak epeyce zor olsa gerek. Biz insanlar sahip olduğumuz sorunlarla bir arada, ortak bir yaşam sürüyoruz. Onları yedi gün, yirmi dört saat yanımızdan ayırmıyoruz, ayıramıyoruz. Sanki sabah uyanır uyanmaz hepsini birden bir sırt çantasına yerleştiriyoruz ve sırtımıza alıyoruz. Çantayı bütün gün sırtımızda taşıyoruz. Bazen birini ya da bir kaçını çözüyoruz, fakat yerlerine yenileri geliyor. Kimi zaman birinin şiddeti azalırken başka birinin bizi yıpratma gücünde artış ortaya çıkıyor. Sorunlardan bağımsız bir yaşam sürmek olanaksız.
Gün içinde zaman zaman aklımıza aşağıdakilere benzer cümleler gelir:
- “Musluğu tamir etmeliyim, ne zaman yapabilirim ki! Hiç zamanım yok.”;
- “Dişimin ağrısı artıyor, diş hekimine gitmem gerek. Nasıl etsem, bir türlü zaman bulamıyorum.”;
- “Çocuğuma bilgisayar almam şart. Ama para?”;
- “Bir an önce daha büyük bir eve taşınmamız şart. Bu ev çok küçük, çocuklar ders çalışamıyor. ”
- ...
Bunların her biri sorunlarımızdan birinin ya da bir kaçının temsilcisi. Aklımıza geldikçe üstümüzde bir ağırlık, bir baskı hissediyoruz. Bu bizi daha dayanıksız, daha kırılgan, daha sinirli bir insan haline dönüştürüyor: En ufak bir zorlukla karşılaşınca moralimizin bozulması, normalde aldırış etmeyeceğimiz bir söze kolayca gücenmemiz, olağan koşullarda gülüp geçeceğimiz bir şakaya öfkelenmemiz... Evimize geldiğimizde eşimizle, aynı çatı altında birlikte yaşadığımız diğer insanlarla sorun yaşamamız kolaylaşıyor.
Hazırlayıcı sorunları -ekonomik sıkıntıları, sağlık sorunlarımızı, vd.- bir çırpıda çözebilsek çok iyi olurdu elbette ve bu kolay değil. Ancak bunlar varken de aile içi sorunlarımızı önleyebiliriz. En azından evimizdeki diğer kişilerle aramızda baş gösteren sıkıntıların sıklığını, şiddetini azaltabiliriz. Çaresiz değiliz. Baş vurabileceğimiz çok yöntem var, çözüm yolu çok.
Gelecek yazılarda aile içi sorunların nasıl doğup geliştiklerini ve çözüm önerilerini ele alacağız.
Dr. Abidin Sönmez
Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi
0252-419 22 96; 0532 557 90 19
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.