• BIST 9814.75
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Muğla 16 °C
  • İzmir 19 °C
  • Aydın 19 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 23 °C

Adana'da neler oluyor?

Adanada neler oluyor?
Altın Koza Film Festivali bu sene çok ilginç tartışmalara konu oluyor. Jüri krizinden sonra şimdi hükümetin tavrı gündemde...

Altın Koza Film Festivali bu sene çok ilginç tartışmalara konu oluyor. Jüri krizinden sonra şimdi hükümetin tavrı gündemde...Milliyet'den Asu Maro hükümetin festivale dönük bir tavrı mı var sorusunu gündeme getiren bir yazı kaleme aldı.

İşte Asu Maro'nun konuyu gündeme getiren yazısı....

Bir festivalin başarısı yapıldığı kentin hayatına ne denli sirayet ettiği galiba. Üç beş gün kalıp hiçbir iz bırakmadan gezici bir kumpanya gibi tası tarağı toplayıp gidiyorsa bir festival, çok da amacına ulaşıyor sayılmaz.

Altın Koza, bu anlamda değiştirici dönüştürücü özelliğe sahip, samimiyet dozu yüksek bir festival. İlk kez 1969 yılında düzenlenmiş, aradan geçmiş 40 yıl ama düşe kalka ancak 16 yaşını bulabilmiş. Muhtemelen de her seferinde ayağa kalkmak için muhtaç olduğu kudreti Yılmaz Güney'in topraklarından almış.

Açılış gecesi sunucu Şebnem Dönmez'in dediği gibi “40 yaşın tecrübesi ve 16 yaşın dinamizmine” sahip olduğu gibi romantik bir cümleyle de özetlenebilir durum elbette ama aslında hazin. Eski yılların fotoğraflarına bakıyoruz büyük perdede, kimler gelmiş, kimler geçmiş ve daha neler olabilirmiş.

'Şaibeli Başkan'

2005 yılından beri ara vermeden gidiyor Altın Koza Film Festivali. Bunda da Adana'nın Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın çabalarının payı büyük. 1984 ve 94 yıllarında ANAP'tan, 2004 yılında AKP'den seçilen Durak, 29 Mart seçimlerinde de MHP adayı olarak dördüncü kez Belediye Başkanı oldu. Epeyce de şimşek çekti üzerine. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın “Adana'da şaibeli bir başkan var” sözünü hatırlıyoruz herhalde...

İyi de bu Altın Koza'yı niye ilgilendiriyor? Hükümet böyle bir sebepten bir kenti cezalandıracak değil ya, değil mi?

Peki bugünkü durum ne? Altın Koza Film Festivali, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'nden iki senedir 500 bin TL'lik destek alıyordu. Bu sene, son dakikaya kadar ödenekten ses seda çıkmadı. Referans gazetesinde Şenay Aydemir'in kaleminden meseleyi detaylarıyla okuduk, destek son dakikada yarı yarıya kesilerek gelmişti ve bu tasarrufun sebebi belli değildi.

Kimse gelmedi

Peki, bunu ekonomik krize, mali sıkıntılara verelim, devam edelim. Altın Koza'nın açılış ve kapanış geceleri her sene TRT'den naklen yayınlanır. 9 Haziran'da bakıyoruz hiç öyle bir canlı yayın telaşı yok, hayırdır? TRT yayın yapmıyormuş bu sene. Sebebi belli değil.

Açılışta Belediye Başkanı ve Vali konuşma yapıyorlar. Kültür Bakanlığı'ndan tek bir temsilci yok. Bakan Ertuğrul Günay'ın katılması beklenirken yoğunluktan dolayı gönderdiği başarı dilekleri ulaşıyor festivale kendisinin yerine.

Velhasıl, 40 senelik mazisiyle 16. Altın Koza Film Festivali, Kültür Bakanlığı'nın maddi ve manevi katkılarından bir hayli kıt miktarda nasiplenerek başlıyor. Neredeyse 'öksüz' bırakılıyor diyeceğim ama dilim varmıyor, zira arkasında kapı gibi Adana halkı var.

Açılış gecesi notları

Altın Koza Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması jürisinin SİYAD jürisiyle aynı salonda film izlemek istemediği haberleriyle başladı. Mesele SİYAD'a 'çete' dendiği fısıltılarıyla büyüdü.

Ancak açılışı kokteylinde iklim hayli ılımandı. Ulusal jüriden konuştuklarımız, “Bizim SİYAD'ı istemememiz ne demek? Sadece film sırasında konuşuruz, birbirimizi etkileriz diye ayrı izlemeyi tercih ettik” diye açıkladılar durumu. 'Çete' benzetmesi ise espriydi. Şimdilik ortalık sütliman, herkes salonunda sessiz sedasız filmini izliyor.

Hilton'daki açılış kokteylinde, su kenarında ikili üçlü gruplar halinde dolaşılıp sinema konuşuldu, bolca ter döküldü.

Gecenin baş konularından biri Adana Valisi İlhan Atış'ın törendeki ateşli konuşmasıydı. Adana'nın toprağını kahvaltıda yiyebilir, şifa niyetine yüzümüze sürebilirdik Atış'a göre. “Adana'da toprak mı kaldı?” diyesi geliyor insanın ama festival havasını bozmayalım değil mi...

Bir de kırmızı halı esprileri bolca yer buldu kendine, “Benim üzerimdeki Chanel, seninki Dior değilse bu halı neyin nesi?” şeklinde. O da Altın Koza'nın daha göz önünde 'saf tutma' çabasıydı zahir. Ne diyelim, yolu açık olsun...



  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141