Arılar vardır gece gündüz demeden binlerce çiçeğe konarak aldıkları malzemeyle tadına doyulmaz ballar yaparlar. Arının yaptığı balın kalitesi konduğu çiçeklerin kalitesine göre değişir. Ne kadar çok çiçeğe konarsa o kadar değişik tat ve kalitede bal yapma olanağı bulur. Bu, zahmetli ve zaman isteyen bir uğraştır ama sonunda kaliteli bir ürünün ortaya çıkması verilen emeğe değecektir.

                        Bir de, kısa zamanda ve zahmetsiz bal yapsın diye belli yerlerde şeker yedirilen arılar vardır. Bu arılar, diğer arılar gibi o kadar emek vermek yerine ve binlerce çiçeğe konarak malzeme sağlamak yerine, önlerine konulan şekerleri yiyerek bal yaparlar. Emek vermeden kısa zamanda yapılan bu bala şeker balı denir.

                        Balı yapan yine arıdır ama malzeme doğal olmadığından yapılan bal sahtedir ve kısa zamanda bozulur. Pek makbul olmayan bu balın sahte olduğunu erbabı hemen bir bakışta anlar. Ancak baldan anlamayanlar pazarlamacıların dil cambazlığı ile kanarlar ve almak gafletinde bulunurlar. Çünkü bu balı zaten baldan anlayanlar almayacağı için, bu balın reklamını yapacak  yani sahte şeker balını anlamayanlara yutturacak değişik ikna kabiliyetlerine sahip usta cambazlara ihtiyaç vardır. Onların sözlerinden etkilenerek alırlar balı ve çok geçmeden mal kendini belli eder ama iş işten geçmiştir.

                        Edebiyat Dünyasında da buna benzer olaylar çok yaşanır. Kimi edebiyat dergilerinde ve kimi gazetelerin kitap eklerinde, onlarca şairin şiiri tanıtılır, reklamı yapılır. Ne yazık ki çoğunun şiir değeri yoktur. Şeker balı örneği,  okudukları kitaplardan ezberledikleri tuhaf sözcükleri biraraya getirip,yaşamdan kopuk biçim denemelerini şiir diye yutturmaya çalışmaktadırlar okurlara. Şiire yeni başlayan gençlere, şiirden fazla anlamayan şiirseverlere reklam yapar dururlar. Çünkü, daha sonra da aynı reklam kendileri için yapılacaktır bu reklamını yaptıkları kişiler tarafından. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali birbirlerini pohpohlayıp dururlar. Zaten dikkat edilirse genelde kendilerini bir yerlere taşıyacak olanların reklamını yapıyorlar ki yarın da onlar bir yerlerde sözetsin bunlardan. Yani bugün sana, yarın bana... Biribirlerini bol bol tanıtmak zorundadırlar çünkü bunlar şeker balı şairleridir ve şirleri de sahtedir.Reklamları yapılmazsa okur bulamazlar.

                        Oysa yaşamı bütün boyutlarıyla derinlemesine yaşayan; iyi şiir için gerekli malzemeyi kafelerde barlarda oturduğu yerden pinekleyerek değil; okuduğu rasgele birkaç kitaptan değil; bizzat yaşayarak, her olaya tanık olarak, etkileyerek, etkilenerek; acıyı, sevinci, mutluluğu, ihaneti, dostluğu, vefayı, vefasızlığı, aşkı, sevgiyi yaşayarak ve şairlik potasında süzerek gerçek bal yapan şairlerin şiirleri bir bakışta anlaşılır. Bu    reklama da ihtiyaçları yoktur. Kimseyi kandırma niyetleri  de olmadığı için çığırtgan tutmalarına da hiç gerek yoktur.

                        Ne yazık ki, şeker balı şairleri ortada cirit atıp, meydanı kimseye bırakmadığı için de, bugün "neden şiir okunmuyor?" gibi sorularla suçu okuyucuya atmaya çalışıyorlar.

             Selam olsun dünyanın bütün çiçeklerine konarak elde ettikleri özlerle halis bal yapan asıl şairler!