Prof. Dr. Yüksel Özden
AK Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özden Yök Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin bir konuşma yaptı.
Özden: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YÖK Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi aleyhine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlarım.
Ülkede üniversite eğitiminin yaygınlaşması, daha önce daha sınırlı, belki de elit denilecek düzeydeki bir kesime üniversite eğitiminin
Üniversite eğitiminin kitlesel hâle gelmesi, yüzde 10-15'lerden 20'ye, 25'e, 35'i aşan bir orana gelmesi için kaç yıldır üniversitelerle ilgili yaptığımız çalışmaları, üniversite sayısının artırılması, üniversite kontenjanlarının artırılmasıyla ilgili yaptığımız çalışmaları tüm milletimiz izlemektedir.
Şimdi, bir taraftan üniversite sayısının artması ve üniversite eğitiminin yaygınlaşmasıyla ilgili konuşmalar burada cereyan ettiğinde, konuşulduğunda hepimizin endişesi: "Evet, üniversite sayılarımızı artıralım, daha fazla sayıda gencimiz, daha fazla sayıda çocuğumuz üniversiteyi okusun ama eğitimin kalitesi düşmesin." dedik ve bundan dolayı da bir tarafta üniversite öğretim elemanı yetiştirmek için her yıl bin kadar öğretim üyesi adayının yurt dışına gönderilmesine karar verdik ve diğer taraftan yurt imkânlarını, üniversite imkânlarını genişletmeye çalıştık. Çünkü burada şunu biliyoruz: Kalkınmış, gelişmiş bir ülke olmak için şu anda sahip olduğumuzdan çok daha fazla yüksek oranda gencimize üniversite imkânı sunmak zorundayız. Bu nedenle her ilimizde bir üniversite var. Bu ülkede açılan üniversite sayısı yüz elliye yaklaştı.
Bizim hayalimiz çok yakın bir gelecekte çağ nüfusunun yüzde 50'ye yakın bir kısmının üniversite eğitimi alabilmesidir. Ancak, üniversiteye girişi insanların, çocukların, gençlerin aklıyla, zekasıyla, cesaretiyle, sınavda gösterdiği performansla değil de biz bunu kontenjanlarla, yönetmeliklerle başka tür açılardan düzenlemeye başlarsak, diğer bir deyimle futbolda kullandığımız fair game olmaktan çıkarırsak, o zaman üniversite eğitimine, üniversite eğitiminin kalitesine en başta darbeyi biz vurmuş oluruz.
Biz çocuklarımızın üniversitede okuyabilmesi için her ilde birer üniversite açtık ve ilgili fakülteleri var. Şu anlamda teşvik olmasını isteriz: Daha önce üniversite dendiğinde Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Erzurum'da, Sivas'ta, Van'da gören öğrenciler bunu artık kendi illerinde görüyorlar. Bunun onları teşvik etmesini, bunun onları daha çok motive etmesini, bunun, uzakta hayalini bile kuramadıkları üniversitenin hemen diplerinde görmesi nedeniyle performanslarını, motivasyonlarını artırmalarını ve kendi illerindeki bulunan üniversiteye girebilmelerini isteriz, bu doğrultuda çalışmayı artırmalarını isteriz. Ve şu an geldiğimiz noktada hem örgün eğitimde hem de açık öğretimde sağlanan imkânlarla yüzde 35 çizgisini aşmışken diğer tarafta daha önce yaşadığımız, katsayısı nedeniyle yaşadığımız meseleyi çözmeye çalışırken çünkü sınavdaki performansın dışında şu veya bu formülasyonla eğer biz üniversiteye girişi oynamaya başlarsak meslek liselerinde karşı karşıya olduğumuz durumu tekrar başka açıdan yaşamaya başlarız. Meslek liselerinin önünün kapanmasıyla bugün hepimiz çok iyi biliyoruz ki meslek liselerinin önünün açılması bir memleket meselesi hâline geldi.
Sayın Milletvekilimizin üniversite öğretiminin yaygınlaşması, daha yoksul gruplardaki öğrencilerin üniversiteye gidebilir hâle gelmesiyle ilgili görüşüne, kanaatine canı yürekten katılıyorum ancak bunun yolu sınavda performans göstererek kendi ilinde kurulan üniversiteye gidebilmesini sağlamak yerine, ona sınav puanının dışında başka şekilde kontenjan verilmesiyle elde edilmesini çok doğru bulmuyorum.dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.