TBMM'sinin açılmasıyla, Ortak Akıl Paketi'nin Meclis gündemine bomba gibi düşmesi bekleniyor. Meclisselleştirilecek olan paketin, yasallaşmış halini merak etmiyenimiz yok.

Ortaçağ öpüşmeleriyle, yargı sisteminin siyasallaştırılmasıyla, demokrasinin dinselleştirilmesiyle, bilginin parasallaştırılmasıyla, yolsuzluğun dokunulmazlıklaştırılmasıyla,  yoksulluğun-fuhuşun-sömürünün-savaşın YASALLAŞTIRILMASYLA; güçlü laflarla kullaştırılıp-koyunlaştırılan halklar, dünyada yönetilmesi en zor topluluklar haline gelmişlerdir.

Halkların, Meclislerinde bile temsil edilmediği geri kalmış ülkelerde; yönetenlerle yönetilenler arasında bitmeyen bir kavga, sürüp gitmektedir. Çünkü yönetilenler, yönetenleri kendi özgür iradeleriyle işbaşına getirmediklerini ve kendilerini temsil etmedikleri iddia etmektedirler. Seçimlerde oyların, ya para ile satın alınmış ya da seçimlere hile karıştırılmış olduğuna inanmaktadırlar.   

Dünyamızdaki gelişmeler bir yana, Türkiye'ye şöyle objektif bir bakıldığında , göze ilk çarpan ; iktidar partisi AKP'nin, daha şimdiden, önümüzdeki seçimleri ipoteği altına almak istemesi göze çarpmaktadır.

Parti çıkarları söz konusu olunca çok güzel planlamalar yapan AKP, ülke çıkarları söz konusu olunca ; nabza göre şerbet verip, milleti yürütmeye devam ediyor.

Demokratik net bir duruşu olmadan, plansız-gündemsiz-maddesiz ve yerine getiremiyeceği bir çok vaat ve tavizlerle teklerin yönettiği bir idareye dönüşen bu yönetim,  eleştirilince ; söylediklerini inkar edip bu işleri Meclis'te çözeceğiz diyerek beraberindeki diğer projelerden de bahsetmekte ve Kürt Açılımı'nın da adını değiştirerek, demokratik bir kılıfa sokmaya çalışılmaktadır.

AKP olarak kendilerinin başlattıkları ve tepkiler sonucu Meclis'e yönlendirdikleri AÇILIM ve tüm  benzeri icraatlarında bağımsız olduklarını söyleyen bu iktidarın, çağdaş demokratik bir yönetim yürüttüklerinden, bahsedile bilinir mi ?

Hükümet, demokratik usül ve yöntemleri bir tarafa itip, maskeli demokrasisiyle, Kürt halkının problemlerine çözüm bulmak için kolları sıvayor ve ORTAK AKIL oluşturmaya koyuluyor.

İstismarlara  çok müsait olan KÜRT SORUNU'nun AKP politikalarıyla ve kaypaklığıyla çözülemeyeceği çok net ve aşikar değil midir ?

Formalite icabı  ait oldukları göstermelik demokratlıklarıyla, muasır medeniyetleri geçme zihniyetleriyle;Kürtlerin problemini çözmeye kendi akılları yetmiyor, demokrasileri yetmiyor, ortak akıl aramaya koyuluyorlar !  

Keşiflere çıkılıyor..

Atomik akıllar aranıyor.

Kürtler ve akıllar..        

Aranan, Saddam'ın hardallaştırdığı akıl değil,

Demokratik bir akıl !

Kılıfsız bir akıl !

Aranıyor.. aranıyor ..

Ortak bir akıl !

Aranıyor.

Nihayet  Akıl Toplama Timi, aranan aklı  buluyor.

Tim sözcüsü, çıktıkları seyehatte farklı halklara rastladıklarını ve onlardan çok şeyler öğrenip yararlandıklarını da, bir kaşif uslubuyla, çıkıp anlatıyor..

Bulduklarını  duyuruyorlar..

Mozaik !

-evet, bulunan bir mozaik !

Farklı halk topluluklarından oluşan toplum, bir mozaike benzetiliyor.

Güzel-güzel,  farklı-farklı, renkli-renkli, cici-cici taşlar..

Hep olmuşlar,bir olmuşlar, can olmuşlar, taş olmuşlar..

Taşlaştırdıkları halklardan,mozaikleştirdikleri putlardan medet uman bu ortaçağ zihniyeti ; ruhsuzlaştırdıkları bu millete, adını da söyleyemiyorlar.

Ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak bu yöneticiler; mozaiklerini koruma altına aldıklarını, altını kırmızı çizgilerle çizerek ilan ediyorlar.

Aynı, geçmişteki bir Milli Eğitim Bakanı'nın '' Keşke  şu öğrenciler ve öğretmenler olmasaydı, o zaman bu Milli Eğitim'i ne güzel yönetirdim'' dediği gibi ; varlar yok ediliyor, insanlar taşa,Türkiye bir kuşa çeviriliyor.

Bunlar nasıl çağdaş uygarlıkları geçmek isteyen yöneticiler yarabbi ! 

Halklar; kendilerini tarif ediyorlar, ben buyum diyorlar ve nerede birleştiklerini de açıkça söylüyorlar fakat yönetim kıvranıyor, anlayamıyor.

Demokratik  yönetim sistemi, isteminde BİRLEŞEN halk, insanca yönetilmek istiyor.  

O kalkmış hala ,Ermenisini, Çerkezini, Lazını Kızılbaşını, Kürdünü ve benzeri halkları; sıkmabaşıyla, TEK-TEK'lerle  idare edeceğim diye, laikmiş gibi MİLLİLİK yapıyor.

Sen misin milli, sen misin laik ?

Bu mu neticen ?

Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan 72 buçuk farklı halkın olduğunu; ve Türkiye dediğimiz VATAN toprağıyla, TÜRKÇE dediğimiz devlet diliyle, İSTİKLAL MARŞI dediğimiz marşıyla, Kurtuluş Savaşı'yla oluşan kırmızı ay-yıldızlı BAYRAĞIyla, bu halkların top yekununa TÜRK MİLLETİ dendiğini, yeni mi keşfettiniz ?

Farklı halkların farklılıklarını, Türkiye'de bilmeyenimiz mi var ? Bu farklı halklar 68 yıl önce birleşip ortak hüvviyetli bir millet oluşturmadılar mı ? Ve bu milletin adı TÜRK MİLLETİ değil mi ?

Neyi keşfettiniz de, şimdi kalkmış Tek millet, tek devlet diye TEK-TEK 'lemelerle tutukluluk yapıyorsunuz ?  Halkların nabzını yokladığınız yetmedi mi ?

Ya sizin fikriniz ne ?

Başkalarını zorlayıp duruyordunuz.. fikirlerini öğreneceğiz, diye.

Ya sizin fikriniz ? Siz de açıklasanıza !

Ya sizin nabzınız atmıyor, ya korkudan dilinizi yuttunuz, ya da yöneten siz değilsiniz.

Adına, TÜRK MİLLETİ denilen bu milletin, kimliğini mi değiştirmek istiyorsunuz ? 

Çıkıp bu isteğinizi milletimize söylesenize! Yok.. başka bir fikriniz varsa, onu söyleyin.

DTP bile bunu, açıkça söylüyor. Ya siz ? Nerede sizin samimiyetiniz ?

Demokratlık lafla olmuyor. .

Siz elinize, taş almışsınız !

Elini taşın altına sokmayan, iktidar olarak sizsiniz !

Bu yaptığınıza, tillkilik veya kurnazlık denmeyeceğine , bir kelime de bulursunuz.. W.Bush'un Irak'a getireceğim dediği ''demokrasi'' gibi bir kavram, ''Demokratik Açılım'' gibi.

Bu devletin laik olduğunu, hukuğun üstünlüğünü de yeniden keşfetmeye kalkmanız, kimseleri şaşırtmayacaktır.

Bu ahval içerisindeki bir hükümetin; Türkiye'ye demokratik bir Anayasa yapacağına, Türkiye'ye barışı getireceğine de, kuşkuyla bakmak yerinde olacaktır.

Halk olarak bize düşen görev; bu hükümetten biran önce kurtulmak ve lafla değil icraatla demokrat olmak, insana insanca davranarak, savaşa hayır demek olmalıdır.

Demokrasinin gökten Türkiye'ye yağmayacağını, BARIŞ'ın da çocuklarımıza verdiğimiz isimlerle sağlanamayacağını, artık  hepimiz kabullenmeliyiz.

Sevgi ve saygılarımla..