Öfkeli kimsenin davranışları nedeniyle olsa gerek, öfke ve saldırganlık eş anlamlı gibi düşünülür. Oysa ikisi birbirinden farklı kavramlar. Saldırı bir davranış, öfke ise bir duygu. Saldırıda bulunan kimse “işi şiddete kadar vardırmış” demektir.
Bu arada şiddet derken sadece fiziksel şiddet anlaşılmamalı. Sözel şiddet de var. Üstelik sözle uygulanan şiddetin daha çok can yaktığını ve daha uzun süre etkili olduğunu belirten deyimlerimiz, atasözlerimiz var. Fiziksel, sözel şiddet dışında ekonomik şiddet, psikolojik şiddet gibi kavramları da bilmemiz yararlı olur.
Ekonomik şiddet için harçlığı kesmek, taksitleri ödememek, kredi kartını iptal etmek gibi örnekler verilebilir. Psikolojik şiddet ise birinin kendini kötü hissetmesine, ihmal edilmiş, yok sayılmış gibi görmesine sebep olmak şeklinde tanımlanabilir.
Saldırı davranışında bulunma eğilimi olan ve kolayca sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunabilen kimselere saldırgan deniyor. Şiddet, saldırganın sergilediği davranış.
Öfkelenince sağı solu kırıp döken, karşısındakine sözel ya da fiziksel şiddet uygulayanlar vardır. Fakat herkes şiddete başvurmaz. Bazı kimseler içine kapanır. Kabuğuna çekilir. Duygularını kendi içinde yaşar. Büyük çoğunluk ise öfkesini bağırıp çağırarak, yüksek sesle şikayetlerini sıralayarak belli eder. Bir yelpaze gibi düşünürsek sözlü yada fiziksel şiddet sergileyenler bir uçta, kabuğuna çekilip sadece kendini yıpratanlar diğer uçta yer alır. Orta kısımda ise sesini yükselterek, kızgınlığını yüz ifadesine, el kol hareketlerine yansıtarak belli edenler bulunur.
Bedenimizde olanlar
Öfkelenen kimsenin kanındaki şeker düzeyi yükselir. Kalbi daha hızlı çalışmaya başlar yani dakikadaki nabız sayısı artar. Benzer şekilde kan basıncı yükselir. Bütün bunlar bedenimizin olası bir tehlikeye karşı yaptığı hazırlıklar. Konuyu biyolojik olarak değerlendirirsek öfkelendiğimiz, birilerine kızdığımız zaman bir mücadele başlangıcında sayılırız. Vücudumuz bu uyarıyı aldıktan sonra yukarıdaki gelişmeler sökün eder. Öfkenin bedensel belirtileri de diyebileceğimiz bu gelişmeler herkeste farklı farklı düzeylerde gerçekleşir. Öfkelenen kimselerde yukarıdakilere ek olarak şu belirtiler de gözlenebilir: sık ve zor nefes alma, çarpıntı, diş sıkma, terleme, kendini kötü hissetme, kaygı, sabırsızlık, neşesizlik, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt, boyun ağrısı, duygusal sorunlara bağlı rahatsızlıklar...
Baldan tatlı olan öfkenin kendisi değil. Öfkelenen insanın yüksek sesle yakınmalarını dile getirmesi sonucu duyduğu rahatlama. Bu rahatlama “haklı olma” düşüncesinin verdiği bir haz. Çünkü öfkeli insan öfkelenmesine yol açan sebebin yeteri kadar büyük olduğunu düşünmektedir. Ona göre bu sebep öfkelenmesini haklı çıkarmaya yeterlidir. Durum böyle olunca da haklı olduğunu hissetmenin mutluluğunu yaşamaktadır.
Öfke kontrolü, öfke duygusunun doğru davranışlarla ifade edilmesi. Öfkeli olduğumuzu çevremizdekilere bildirelim. Ama incitmeden, kırmadan, gücendirmeden. Uygun alıştırmalarla bunu yapmak mümkün. Öfkeyle başa çıkmak öğrenilebilir.
Dr. Abidin Sönmez
Aile Danışmanı, Özel Marmaris Aile Danışma Merkezi
0252-419 22 96; 0532 557 90 19; marmarisadm@gmail.com
facebook.com/Marmaris.ADM, Instagram : marmarisadm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.