MARİÇ-BELBİR borçlarına yeni formül arayışı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, 12 Eylül'de yapılacak referandum konusundaki görüşlerini paylaşmak amacıyla çıktığı 2 günlük Muğla ziyareti kapsamında Martim Grand Azur Otel'de düzenlenen toplantıya katıldı. Ak Parti Muğla Milletvekilleri Mehmet Nil Hıdır, ve Yüksel Özden, Muğla İl Emniyet Müdürü Kadir Ay, Marmaris Kaymakamı Serdar Polat, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, Armutalan Belediye Başkanı Muhammet Ünlü, Beldibi Belediye Başkanı İdris İspirli, İçmeler Belediye Başkanı Zeki Eren, odalar ile birlik temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantının açılış konuşmasını Ak Parti Marmaris İlçe Başkanı Kadem Mete yaptı. Kadem Mete, kısa konuşmasında ilçede ağırlamaktan gurur duyduklarını belirttiği Babacan'dan, MARİÇ-BELBİR'in borçlarının ötelenip, yapılandırılması konusunu da ele almasını istedi.
Mete'nin ardından kürsüye gelen Bakan Babacan, ülke gündemine ilişkin konuşmasını ekonomik değerlendirmelerle başladı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin kendi ekonomik krizlerinden daha çok zarar gördüğünü belirterek şunları söyledi:
2000-2001 yıllarında dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz olmamasına rağmen, Türkiye ekonomisi düz yolda giden bir araç gibi yuvarlandı. Faizler astronomik boyutlara ulaştı, TL büyük değer kaybına uğradı, borsa şok yaşadı, düştü. Küresel kriz döneminde ise Türkiye'de faizler düştü, TL değerini korudu, borsa rekor üstüne rekorlar kırdı. Şimdi tüm dünya, Türkiye'nin küresel çıkıştan çıkışını konuşuyor. dedi.
Babacan, ekonomik verilerde iyileşmelere rağmen 2008'deki büyümeyi ancak bu yıl sonunda yakalanabileceğini kaydeden Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye ekonomisi 2007'de yüzde 4,5 büyüdü, 2008'de yerinde saydı, 2009'da ise yüzde 4,7 daraldı. Yani hala 2008'deki seviyesine ulaşamadı. Deniz seviyesinin altında. Ancak dipten çok hızlı şekilde yükseliyor. Bu yıl sonunda 2008 seviyesini yakalayabilecek.
Babacan, 2003-2006 yılları arasında bankacılık ile ilgili yaptıkları reformların Türkiye'yi krizden koruyan en önemli faktörlerin başında gediğine işaret ederek, şöyle konuştu: "Bizim bankalar üzerinde sıkı durmamız, kuralları aynen uygulatmamız, bankaların mali bünyelerinin güçlü olmasıyla ilgili getirdiğimiz esaslar, yaşanan krizde Türkiye'yi koruyan en önemli faktördür. Türkiye'deki bankalar sermaye ve likit açısından rakamlarına bakıldığında Avrupa ve Amerika'daki pek çok bankadan daha güçlü. Belki toplam büyüklük olarak mukayese etmek zordur ama kendi içindeki mali bünyesinin sıhhati açısından baktığımızda durum çok olumludur. Bizim kurallarımız doğru kurallar bankaların hata yapmasını önleyici kurallar." Uluslararası bankaların kendi evinde sorun yaşarken Türkiye'de hiç bir problem yaşamamasının uygulanan akıllı politikaların sonucu olduğunu anlatan Babacan, şöyle devam etti: "Biz bankacılıktan herhangi bir darbe yemedik. Bizim en önemli etkilendiğimiz konu ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa ülkelerinde ekonomik durum çok bozulunca, iç tüketim azalınca dışarıdan daha az ithalat yaptılar.
Türkiye'den de daha az ithalat yaptılar. Düşen ithalat sebebiyle de geçen yıl bizim ekonomimizde biraz daralma oldu. Ama bu yıl hem ihracat toparlıyor hem de bizim kendi iç tüketimimizde çok hızlı bir artış var. Yani halkımız artık geleceğe çok daha güvenle bakıyor. Dolayısıyla bizim krizden çıkışımız diğer ülkelere göre çok daha hızlı oldu. Güveni hızlı yakaladık ve güven ortamını hızlı oluşturduk. Bizim geçen yıl ortaya koyduğumuz orta vadeli program Türkiye'nin bu krizden hangi stratejilerle nasıl çıkacağını gösteren çok ayrıntılı bir programdı. Pek çok ülke böyle bir şey ortaya koyamadı henüz."
Babacan, konuşmasının bundan sonraki bölümünde 12 Eylül'de yapılacak referandum hakkındaki görüşlerini salondakilerle paylaştı. Bakan Babacan, 82 Anayasası'yla karşılaştırıldığında çok daha demokratik olduğunu ifade ettiği referandumda oylanacak değişiklik paketinin ekonominin de gelişip, büyümesine katkı sağlayacağını savunarak,
12 Eylülün Türkiye'nin demokratik anlamda bir üst kademeye geçebilmesi, temel hak ve özgürlükler noktasında arzu ettiği hedefe bir adım daha yaklaşabilmesi için önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Tek tek maddelere baktığınızda, bu maddeler zaten yıllardır kamuoyunun önünde tartışılan, birçok sivil toplum kuruluşunun ortaya attığı maddelerden oluşuyor. Aslında bu Anayasa değişiklik paketi bir ortak aklın ürünü. Zaten tek tek maddelere baktığımızda pek bir eleştiri ve itiraz duymuyoruz. Tek tek madde madde incelendiğinde bunların hepsi Türkiye'yi daha ileriye götürecek şeyler dedi.
Babacan, konuşmasını son bölümünde Kadem Mete'nin isteğini yerine getirerek tamamladı, MARİÇ-BELBİR'in borcu hakkındaki görüşlerini paylaştı.
Yeniden yapılandırma için de 'belli bir ödeme'nin şart olduğunu kaydeden Bakan Babacan,
Hükümetimizin borç silme gibi bir anlayışı yok. Borçları ancak yeniden yapılandırabiliriz. Bunun için de bir ödeme yapılması lazım. Bazı belediyeler, borçlarını 100 sene ödeseler bitiremeyeceklerini söylüyor. Olsun, zaten devlette devamlılık önemlidir. Ben MARİÇ-BELBİR'in borçları konusunda bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum. Sayın belediye Başkanlarımız, gerekli çalışmayı yapar, Ankara'ya gelirlerse, konuyu değerlendiririz dedi.
Alkışlarla salondan ayrılan Bakan Babacan, daha sonra otelin başka bir salonunda MARİÇ-BELBİR üyesi belediyelerin başkanlarıyla basına kapalı kısa süren toplantıda bir araya geldi. Bakan ile başkanların buluşması hakkında gazetecilere konuşan Ak Parti Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, Görüşme genel hattıyla olumlu geçti. Bakanımız, başkanlardan konu hakkında bir çalışma yapmalarını istedi. Referandum oylaması ve Ekim'de Meclis'in açılmasıyla birlikte, Birliğin borçlarının yapılandırılması gündeme gelecektir diye düşünüyorum diye konuştu.
Babacan, Marmaris'ten ayrıldıktan sonra Muğla temaslarını tamamlamak üzere Dalaman'a hareket etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.