Karacan Başkan Acar’ı yanıtladı

Karacan Başkan Acar’ı yanıtladı
AK Parti Marmaris Belediye Meclis Üyesi Mustafa Karacan, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar'ın belediye meclis toplantısı ve katıldığı televizyon programında kendisi ile ortağı olduğu şirket hakkında ''haksız, asılsız, hukuka aykırı, hak hakarete varan''

AK Parti Marmaris Belediye Meclis Üyesi Mustafa Karacan, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar'ın belediye meclis toplantısı ve katıldığı televizyon programında kendisi ile ortağı olduğu şirket hakkında ''haksız, asılsız, hukuka aykırı, hak hakarete varan'' söylemlerde bulunduğunu savundu. Mustafa Karacan, Başkan Acar'ın 'kişisel husumet' güttüğü için Karacan ailesini cezalandırdığını da ileri sürdü.

Karacan Plaza'daki bürosunda toplantısı düzenleyen Karacan, son belediye meclis toplantısı ve ardından Marmaris TV'de yayımlanan GÜNDEM adlı programda Başkan Acar'ın dile getirdiği iddiaları yanıtladı. Karacan konuşmasına şu sözlerle başladı:

“07 Ocak 2010 Perşembe günü yapılan Marmaris Belediye Meclis Toplantısı'nda ve 08 Ocak 2010 tarihinde Marmaris TV'nin Gündem Programı'nda Marmaris Belediye Başkanı Sayın Ali Acar'ın şahsım, ortağı bulunduğum şirketler ve Karacan Ailesi hakkında sarfetmiş olduğu asılsız, hukuka aykırı ve hakarete varan söylemlerinin neticesinde bu basın toplantısını yapmam gerekliliği ortaya çıkmıştır.”
Geçtiğimiz Kasım ayında Marmaris'te 22 yıldır faaliyet gösteren Karacan Beach Otel'de belediye ekiplerince yıkım yapıldığına işaret eden Karacan, ''Bu yıkıma rağmen belediye tüzel kişiliği zaafiyete uğramasın, güvenirliğini kaybetmesin diye her hangi bir açıklamada bulunmadım. Sadece kanunların ve yönetmeliklerin verdiği yasal haklarımızı korumak için ilgili kurumlar nezdinde girişimlerde bulunduk'' dedi.
Karacan, “İçinde bulunduğumuz durum itibariyle artık Ali Acar'a gerekli yanıtın verilmesi ve kamuoyunu yanıltıcı, hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan, sadece kendi beyninde yaratmış olduğu masalların gerçeklerle yer değiştirmesi zamanının geldiğini düşünmekteyim” dedikten sonra da,
Başkan Acar'ın kamuoyuna yanıltıcı bilgiler verdiğini, iddialarının asılsız olduğunu elindeki belgelerin gösterdiğini belirtti. Ardından da basın mensuplarına dosya halinde dağıttığı söz konusu 'belge'lerle ilgili uzun bir açıklama yaptı.
Karacan Point Center ve Eski Daisy bar arsası plan değişikliği, Karacan Beach Otel plan değişikliği konusunda üzerlerine düşen tüm yasal sorumlulukları yerine getirdiklerini dile getirdi. Buna rağmen, Başkan Acar'ın 'kişisel husumet' duyarak kendilerine yönelik 'linç girişimi' başlattığını ifade etti. Başkan Acar'ın “Bu memleket yasaların, kuralların, kanunların herkese eşit şekilde uygulandığı bir kwent haline bizlerle beraber gelecektir” dediğini ancak uygulamalarının bu yönde olmadığını ileri sürdü. Haklarını, yargı yoluyla aramayı sürdüreceklerinin altını çizen, Başkan Acar'la 'şikeli' olmayan bir programda tartışmaya hazır olduğuna işaret etti.


07 Ocak 2010 Perşembe günü yapılan Marmaris Belediye Meclis Toplantısı'nda ve 08 Ocak 2010 tarihinde Marmaris TV'nin Gündem Programı'nda Marmaris Belediye Başkanı Sayın Ali Acar'ın şahsım, ortağı bulunduğum şirketler ve Karacan Ailesi hakkında sarfetmiş olduğu asılsız, hukuka aykırı ve hakarete varan söylemlerinin neticesinde bu basın toplantısını yapmam gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Hepinizin bildiği gibi 20 Kasım 2009 tarihinde Marmaris'te 22 seneden bu yana faaliyet göstermekte olan Karacan Beach Hotel'de yapılan yıkıma rağmen sadece ve sadece Belediye Tüzel Kişiliği zaafiyete uğramasın, güvenilirliğini kaybetmesin diye herhangi bir basın açıklaması yapmadım, sadece kanunların ve yönetmeliklerin vermiş olduğu yasal haklarımızı korumak için ilgili kurumlar nezdinde girişimlerimizi devam ettirdim.

İçinde bulunduğumuz durum itibariyle artık Ali Acar'a gerekli yanıtın verilmesi ve kamuoyunu yanıltıcı, hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan, sadece kendi beyninde yaratmış olduğu masalların gerçeklerle yer değiştirmesi zamanının geldiğini düşünmekteyim.

Şimdi gelelim Sayın Başkan'ın iddialarına ve bizim belgelere dayalı cevaplarımıza…

1- KARACAN POINT CENTER ve ESKİ DAISY BAR ARSASI PLAN DEĞİŞİKLİĞİ KONUSU

A. Belediye Meclis Toplantısı'nda okunan İmar Komisyonu raporuna göre Komisyon; plan değişikliği tanımında kamu yararının zorunlu kılınması, imar planında bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılması halinde eşdeğer yeni bir alan ayrılması ve yapılacak olan değişikliğin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluk olması halinde kabul edilebileceğini rapor halinde sunmuştur.
B. Ali Acar ise söz alarak eski defterleri karıştırmaya başlamış ve kendince bu bölgenin yıllarca Marmaris Kamuoyunu meşgul ettiğini, 2003 yılında bir plan tadilatı yaptırılarak onaylandığını, bunun üzerine hileli ifraz dosyası hazırlandığını, yasalara aykırı yapılan ifrazın Belediye Encümen'ince iptal edildiğini ve bununla paralel olarak Tapu İptal Davası açıldığını, ailenin sözünde durmayarak çöp kamuyonu ve itfaiye aracı almaktan vazgeçtiğini, Karacan Point Center'ın çevresindeki 16 ve 18 metre olan yolların daraltıldığını ve nihayet Karacan Point Center'ın ön cephesine isabet eden alana bina yapılarak tecavüz edildiğini söylemiştir.
C. Belediye Meclis ve İmar Komisyonu Üyesi Arzu Girginç ise aslında bir nevi plan değişikliği önerisinin kabul edilebileceğini itiraf etmiş, konuşmasında TIC1 alanının 2000 m²'nin üzerinde olmasından dolayı TTA alanına dönüstürülebileceğini ve plan değişikliği talebinin biraz fazlaca olduğunu ifade etmiştir.

Bu iddialara ilişkin gerçek bilgileri belgeleriyle beraber şimdi sizlerle ve Marmaris Kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

• İmar Komisyonu Raporu'nda ifade edilen tüm çekinceler 29.12.1999 tarihinde Anayasa Mahkemesi kararı neticesinde OYBİRLİĞİ ile iptal edilerek ortadan kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin kararının tamamını sizlere vereceğim. Atıfta bulunulan onemli satır başlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Ali Acar böyle bir Anayasa Mahkemesi kararı olmadığını Belediye Meclis'ndeki konusmasında üzerine basa basa ifade etti. İlgili Anayasa Mahkemesi kararının itirazın gerekçesi bölümünde “TAŞINMAZ İMAR PROGRAMINA ALININCAYA KADAR TAŞINMAZ MALİKİNİN MALİK SIFATININ HİÇBİR HUKUKİ ANLAM İFADE ETMEYECEĞI SONUCU ORTAYA ÇIKMIŞTIR. NİTEKİM UYGULAMADA İDARELERİN GEÇ İŞLEMESİ NEDENİYLE İMAR PROGRAMLARI YAPILMAMAKTA, YAPILSA BİLE BU YASA KORUYUCUNUN ÖNGÖRMÜŞ OLDUĞU BEŞ YILLIK SÜRELERİ AŞMAKTA VE BELİRSİZLİK HALİNE DÖNÜŞEREK İLGİLİLERİN MÜLKİYET HAKKININ GASPI SONUCUNU DOĞURMAKTADIR”. Esasın incelenmesi bölümünde Anayasa'ya aykırılık sorunu başlığı altında “YASAKOYUCUNUN İTİRAZ KONUSU DÜZENLEMEYLE TAŞINMAZ MALİKİNİN MÜLKİYET HAKKINI KULLANABİLMESİNİ ADETA TAŞINMAZIN İMAR PROGRAMINA ALINABİLMESİ KOŞULUNA BAĞLADIĞINI, UYGULAMADA İSE İMAR PROGRAMLARININ YASADA ÖNGÖRÜLEN BEŞ YILLIK SÜRE İÇERİSİNDE YAPILAMAMASININ BELİRSİZLİK OLUŞTURDUĞUNU, MÜLKİYET HAKKININ GASPINA NEDEN OLAN BU DURUMUN ANAYASA'DA BELİRTİLEN KAMULAŞTIRMA VE DEVLETLEŞTİRME DIŞINDA BİR MÜLKİYET SINIRLANMASINA YOL AÇTIĞINI, İMAR PROGRAMLARININ YAPILMASINA İLİŞKİN BEŞ YILLIK SÜREYE UYULMAMASININ BİR YAPTIRIMA BAĞLANMAMASI NEDENİ İLE HUKUK DEVLETİ İLKESİNİN EN ÖNEMLİ UNSURLARINDAN OLAN HUKUK GÜVENLİĞİNİN SAĞLANAMADIĞINI BELİRTEREK KURALIN ANAYASA'NIN 2. VE 35. MADDELERİNE AYKIRILIK OLUŞTURDUĞUNU İLERİ SÜRMÜŞTÜR”. Anayasa'nın 13. ve 35. maddeleri yönünden inceleme bölümünde “ANAYASA'NIN 35. MADDESİNDE HERKES MÜLKİYET VE MİRAS HAKLARINA SAHİPTİR. BU HAKLAR ANCAK KAMU YARARI AMACIYLA KANUNLA SINIRLANABİLİR. MÜLKİYET HAKKININ KULLANILMASI TOPLUMUN YARARINA AYKIRI OLAMAZ” kuralına yer verilmiş, “TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN ÖZÜNE DOKUNUP ONLARI BÜYÜK ÖLÇÜDE KISITLAYAN VEYA TÜMÜYLE KULLANILAMAZ HALE GETİREN SINIRLAMALARIN DEMOKRATİK TOPLUM DUZENİNİN GEREKLERİYLE BAĞDAŞTIĞI KABUL EDİLEMEZ” denilerek İmar Kanunu'nun 13. maddesinin “KİŞİLERİN MÜLKİYET HAKLARI ÜZERİNDE SÜRESİ BELLİ OLMAYAN BİR SINIRLAMAYA NEDEN OLDUĞU AÇIKTIR” denilerek “İMAR PLANLARININ UYGULAMAYA GEÇİRİLMESİNDEKİ KAMUSAL YARAR KARŞISINDA MÜLKİYET HAKKININ SINIRLANMASININ DEMOKRATİK TOPLUM DÜZENİNİN GEREKLERİ İLE ÇELİŞEN BİR YÖNÜ BULUNMAMAKTA İSE DE İTİRAZ KONUSU KURALIN NEDEN OLDUĞU BELİRSİZLİĞİN KİŞİSEL YARAR İLE KAMU YARARI ARASINDAKİ DENGEYİ BOZARAK MÜLKİYET HAKKINI KULLANILAMAZ HALE GETİRMESİ, SINIRLAMAYI AŞAN HAKKIN ÖZÜNE DOKUNAN BIR NİTELİK TAŞIMAKTADIR” denilerek Anayasa'nın 2. maddesindeki Hukuk Devleti İlkesine Aykırı Olduğu Gerekçesi ile İPTAL edilmiştir. Ve hatta söz konusu Anayasa Mahkemesi kararında AİHM Mahkemesi'nin 23.09.1981 günlü kararınıda dayanak göstererek “KAMULAŞTIRMA İZNİ İLE İNŞAAT YASAĞININ UZUN BİR SÜRE İÇİN ÖNGÖRÜLMÜŞ OLMASININ, TOPLUMSAL YARAR İLE BİREYSEL MENFAAT ARASINDAKİ DENGEYİ BOZDUĞU SONUCUNA VARMIŞTIR” şeklindeki ifadesine yer vermiştir. Görüldüğü gibi İmar Komisyonu raporunda gösterilen gerekçeler tamamen hukuka aykırı gerekçelerdir.
• Ali Acar'ın iddia ettiği hileli ifraz dosyasına gelince… 2003 yılında yapılan İmar Plan Değişikliği'ne göre yapılan ifraz teklifinde Marmaris Belediyesi, 12.262 m²'lik arsanın çok büyük bir bölümünde yasal olarak hiçbir işlem yapmadan yani kamulaştırmadan, 18. madde uygulaması yapmadan, rızaen terk işlemi yapılmadan üzerinde tasarrufta bulunmuş, Belediye bütçesine onlarca yıl boyunca milyarlarca liralık işgaliye bedelleri tahsil etmiş ve bunun üzerine Karacan Ailesi'nin hazırlamış olduğu ve kutsal olan mülkiyet hakkını koruyan ifraz dosyasını % 40'ın üzerinde bir terk işleminin sonucunda kabul etmiştir. Aslında o günkü yönetim “MEN-İ MÜDAHELE” ve “KAMULAŞTIRMA İCBAL” davalarının açılmasına sebep vermeyerek Belediye'nin çok ciddi miktarlar tutacak olan tazminat davalarıyla karşı karşıya gelmesini engellemiştir. Yani burada hem kamunun, hem Belediye'nin, hem de mal sahiplerinin haklarına ve hukuklarına saygı göstermiştir.
Yeni yönetim İDARE'de devamlılık esastır ilkesine saygı göstermeyerek bu konu ile alınmış olan encümen kararını iptal etmiş ve sadece encümen kararının iptali davasını kazanmıştır. Bu karar Karacan Ailesi'nin mülkiyet haklarına hiçbir zarar vermeyeceğinden, sadece ifraz kararı ile ilgili oluşan parselleri ortadan kaldırıp, kök tapuya yani ifrazdan önceki 12.262 m²'lik tapuya dönüleceğinin sebebini teşkil eder. Bu durumda ailenin elindeki tapu eski haline geri döner.
• Tapu İptal Davası açılacağı iddiası ise biraz sonra irdeleyeceğimiz Karacan Beach Hotel dosyasında da gündeme geleceğinden bu konu ile ilgili oluşabilecek hukuki süreci ve sonuçlarını müsaadenizle birlikte değerlendirmek istiyorum.
• Ali Acar Karacan Ailesi'nin sözünde durmayarak Belediye'ye itfaiye aracı ve çöp kamyonu almadığını iddia etmiştir. Aslında bu konu 2-3 yıl önceki bir Belediye Meclis Toplantısı'nda da söylenmiş, tarafımdan kendisine bu araçların bedelinin Belediye'ye NAKİT olarak ödendiğini ve “Bununla ilgili muhasebe kayıtlarını getirin” demem üzerine Sayın Başkan sus pus olarak konuyu kapatmıştır. Şimdi siz basın mensuplarına iddiamızı ispat eden Marmaris Belediyesi Tahsilat Makbuzlarının birer örneğini toplantımız sonunda vereceğim. Burada önemli olan husus inşaat ile ilgili basılı kağıt bedeli olarak tahsil edilen 100.542,25 TL'nin araçların bedeli olarak ödendiği konusudur. Belediye bir kitapçı veya kırtasiye dükkanı olmadığına göre Karacan Ailesi'ne bu kadar yüksek meblağda hangi basılı kağıtları vermiştir? Söz konsu tahsilat makbuzları 9 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenmiştir. Tahsil edilen rakamın büyüklüğünün takdirini siz Basın Mensuplarına ve Marmaris kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
• Karacan Point Center'ın çevresindeki 16 ve 18 metre olan yolların daraltıldığı ve Karacan Point Center'ın ön cephesine isabet eden yeşil alanın işgal edildiği iddiası ise maalesef tamamen dayanaksız bir iddiadır. Hiçbir imar planında 18 metre başlayıp 7 metre olarak devam ederek biten ve 16 metre başlayıp 5 metre olarak devam ederek 7 metrelik yolla birleşen bir imar planı uygulaması yoktur. Sayın Ali Acar Karacan Point Center'ı ve Karacan Ailesi'ni linç etmek için yolların yine bu şekilde olduğunu iddia etmiş, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise yolların gerçek değerlerini imar planına yazarak konuyu bitirmiştir. Karacan Point Center'ın önüne isabet eden alanın işgal edildiği iddiasının gelişimi ise şu şekilde olmuştur. Karacan Point Center tarafından 2003 yılındaki ifraz dosyası ile terk edilen 619 m²'lik alanda, toprak seviyesinin altında, hem alışveriş merkezine ve hem de civarındaki tüm yerleşik Marmaris'lilere hizmet etmek adına kapalı otopark inşa edilmiş, Ali Acar yönetiminin iş başına gelmesi ile birlikte mühürlenmesi üzerine perde beton dökülerek Karacan Point Center'ın binasından ayrılmış, konu ile ilgili olarak Marmaris Asliye Hukuk Hakimliği'nin tespiti ile mühür kaldırılmıştır. Bunun üzerine bizzat yeni Belediye yönetimi Karacan Point Center'dan aynı bölgede eşdeğer bir arsa bulunarak Belediye'ye verilmesini, bu alanında Karacan Point Center'ın kullanımına verilmesini teklif etmiştir. Karacan Point Center yönetimi 2004 yılında 630.000 TL bedel ödeyerek 900m²'lik bir mülk satın almış ve Belediye'ye vermiştir. Burada 400m²'ye yakın bir alanı fazlalık olarak kamunun kullanımına terk etmiştir.
• Şimdi dikkatinizi bu bölgedeki imar planı değişikliği talebimizin nereden kaynaklandığına çekmek istiyorum. 2003 yılında yapılan değişikliğin tarafımızdan talep edildiği doğrudur. Eğer 2006 yılında yapılmış olan Revizyon İmar Planı'nda eski Daisy Bar'ın çevresinde Ali Acar'ın ortak olduğu Nergis Otel ve İsmet Kamil Öner'in babasına ait olan bitişiğindeki arsada yapılan plan değişiklikleri Karacan Ailesi tarafından da talep edildiğinde Marmaris Belediye yönetimi bu talepleri uygun görse idi böyle bir imar plan değişikli talebinde bulunulmayacaktı. Bizim taleplerimiz uygun görülmezken Ali Acar Nergis Otel'in bahçesindeki yolu kaldırmış, yapmış olduğu İmar Planı ile belli bir miktarda şuulu parça oluşturmuş ve bu şuulu parçaları hiç çekinmeden kendi otelinin arsasına ilave etmiş; yetmemiş Belediye Meclisi ve İmar Komisyonu Üyesi İsmet Kamil Öner'in ailesine ait neredeyse tamamı yeşil alana ayrılmış olan arsanın tamamına yakını TİC1 olarak değiştirmiştir. Daha da ileri gitmiş Nergis Otel'in TTA alanına ilave krema olarak TİC1 plan hükmü getirmekten çekinmemiştir. Gündem programında Sayın Ali Acar, Belediye Meclis Üyesi İsmet Kamil Öner'in geçici ruhsatlı yerlerini de yıktığını büyük bir pişkinlikle anlatmış, fakat aynı kanuni haklara sahip olan eski Daisy Bar ile İsmet Kamil Öner'in ailesine ait olan arsadaki yıkımlar arasında oluşan yaklaşık 4-5 yıllık farktan hiç bahsetmemiş, bu süreç içerisinde elde edilen kazanımların ne kadar olabileceğinide Marmaris Kamuoyundan saklamıştır. Nergis Otel çevresindeki bir çok işletmeye acımasızca infazda bulunurken kendi otelinin önünde yasadışı faaliyet gösteren restoranını görmezden gelmiş, ancak şikayet üzerine sadece iki sezon önce mühürlemek zorunda kaldığını kendi ağzıyla yine Gündem programında itiraf etmiş, bu süreç içerisinde mevcut işletmeden ne kadar RANT sağladığını unutmuştur. Bu yönetim şekli ile güzel Marmaris'imiz YASALARIN, KANUNLARIN HERKESE EŞİT ŞEKİLDE UYGULANDIĞI BİR KENT KONUMUNA NASIL GELECEKTİR? Ali Acar yönetiminin anlayışıyla bunun uygulanmasının mümkün olmadığı son soruşturma izni verilen MÜFETTİŞ raporlarıyla da alenen ortaya çıkmıştır.

2- KARACAN BEACH HOTEL PLAN DEĞİŞİKLİĞİ KONUSU

A. Belediye İmar Komisyonu, Karacan Beach Hotel ile ilgili plan değişikliği talebini Daisy Bar bölgesindeki gerekçeleri göstererek olumsuz bulduğunu ifade etmiştir. Az önce Anayasa Mahkemesi kararını sizlerle paylaşarak İmar Komisyonu gerekçelerinin geçerliliğini kaybettiğini açık ve seçik olarak ortaya koyduk. Bu konuyu tekrar irdelemeye gerek görmüyorum.
B. Ali Acar ise söz olarak Karacan Beach Hotel tarafından yeşil alana ayrılmış olan parselin %100'ünün TTA bölgesine çevrilmesi talebi olduğunu, Anayasa Mahkemesi'nce yaptığı araştırmalara göre somut, lehte veya aleyhte verilmiş böyle bir karar olmadığını, burada 1984 yılında yapılan ifrazında yasalara aykırı olduğunu, bu dosyaları imzalayan Belediye yönetimlerininde vebali ve sorumluluğu olduğunu ifade etmiştir.
C. Zehra Yüzak ise İmar konularında ne kadar bilgisiz olduğunu ortaya koyarak, yeşil alanın etrafındaki yolun denize kadar inmesi gerektiğini söylemiştir.

Bu iddialarla da ilgili gerçek bilgileri belgeleriyle beraber tekrar sizlerle ve Marmaris Kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

• Öncelikle Karacan Beach Hotel'in plan değişikliği talebinin incelenmesi halinde Karacan Beach Hotel'in talebinde yeşil alana ayrılmış olan yerlerin %35'inin kamuya terk edilmek üzere bırakıldığı açıkça görülecektir. Yani Ali Acar'ın iddia ettiği gibi tamamının TTA olarak değiştirilmesi talebi yoktur. Aslında biraz önce sizlerle paylaştığım Anayasa Mahkemesi kararına göre parselin tamamının Karacan Beach Hotel'e bırakılması gerektiğini hep birlikte gördük. 1981 yılında yürürlüğe giren Marmaris İmar Planı ile 6636m² olan arsanın %60'ı kamuya ayrılmış olduğundan, o günden bu güne, yani 29 yıldan bu yana bu alanda geçici ruhsat ile yapılmış olan yüzme havuzunun dışında hiçbir tasarrufta bulunamadık. 2006 yılında yapılan İmar Revizyon Planı'nda Grand Azur Otel, Grand İdeal Otel, eski Apollon Bar arsası, Emniyet Müdürlüğü'nün arkasındaki arsa, eski Veronica Bar arsası ve hemen arkasındaki boş arsa gibi birçok alanda sağlanan iyileştirme ve hakkı iade etme hassasiyetinin Karacan Beach Otel için niçin gösterilmediğini Ali Acar'ın kamuoyuna açıklamasını beklemek en tabii hakkımızdır. Bunun cevabı aslında çok açıktır. Siyasi rakip olarak gördüğü Mustafa Karacan'ın O'na göre hakkını araması gereksizdir. Kaderine razı olması gerekmektedir. Sayın Başkan 6 Ocak 2010 tarihindeki Meclis oturumunda Turizm Bakanlığı'nı “ARAZİ MALİKİNİN İMZASI OLMAYAN TADİLAT DOSYASINI BELEDİYE'NİN GÖRÜŞÜNÜ ALMAK ÜZERE GÖNDERDİĞİNİ, BU KONUDA DERS ÇALIŞMASI GEREKTİĞİNİ” ifade ederken, Meclis Üyesi Latif Hıdır'ın Grand İdeal Otel ve Grand Azur Otel' de de benzer plan değişikliği taleplerinin uygun görüldüğünü söylemesi üzerine bu taleplerin söz konusu oteller tarafından Belediye yönetiminden istenildiğini söyleme gafletini göstermiştir. Şöyle ki; Ali Acar herhangi bir plan değişikliği talebinin sadece ve sadece mal sahibinin talebi üzerine yapılabileceğini anlatmaya çalışmıştır. Fakat söz konusu alanların 1988 yılında Grand Azur Otel, 1994 yılında Grand İdeal Otel tarafından kamuya terk edilerek mülkiyetlerinin Marmaris Belediyesi'ne geçtiğini unutmuş görünmektedir. Yani burada plan değişikliği talebinin bizzat Belediye tarafından yapılması gerektiği kendi ifadesi ile tescillenmiştir. Böyle bir durumda yeşil alanları koruduğunu iddia eden Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar ve yönetimi yıllar öncesi kamunun kullanımına geçmiş yaklaşık 6500m² arazinin tamamını TTA'ya çevirerek, Emlak Vergisi Değeri Üzerinden geriye satmıştır. Acaba yeşil alanları bu şekilde mi koruyacaklardır? Daha da vahimi Revizyon İmar Planı notlarına bir madde düşerek 20.000 m²'yi geçen alanlarda 1.30 olan emsal 1.60'a çıkartılmış ve Grand Azur Otel'e geri iade edilen yaklaşık 4.000m²'lik alanla otel arsasının 20.000m²'yi geçmesi sağlanmış, yani toplamda yaklaşık olarak 6.000m² ilave inşaat yapma imkanı sunulmuştur. Biraz önce sözünü ettiğimiz diğer arsalarda ise “SOSYAL VE TEKNİK ALT YAPIYA AYRILAN ALANLARDA ÇOK CİDDİ İYİLEŞTİRMELER” yapılmıştır. Karacan Beach Otel'in talebine rağmen diğer mağdurlara verilen imkanlar Karacan Beach Otel'den esirgenmiştir. Ali Acar'ın bunu hangi eşitlik ilkelerine dayandırdığını bilmek en tabii hakkımızdır. Ayrıca imara açılan bu yerlerin karşılığında revizyon imar planında nerelere ve hangi miktarlarda yeşil alan konulduğununda kamuoyu ile paylaşılma zorunluluğu vardır.
• Anayasa Mahkemesi'nin 29.12.1999 gününde OYBİRLİĞİ ile vermiş olduğu kararı zaten sizlere takdim ettik. Burada Ali Acar'ın araştırmalarını daha iyi yapmasını kendisine tavsiye ediyorum.
• 1984 yılında yapılmış olan ifraz konusuna gelince. Söz konusu ifrazda kanunlara aykırı hiçbir uygulama yoktur. Karacan Beach Hotel tarafından 04.10.1984 tarihinde ifraz dosyası hazırlattırılmış, dönemin Belediye yönetimine gönderilmiş, talebimiz Belediye yönetimi tarafından uygun görülmemiş, 24.10.1984 tarihinde Marmaris Tapu Sicil Müdürlüğü Belediye'ye tarafımızca hazırlanan ifraz dosyasının yasalara uygun olduğunu belirten yazısını göndermiş, dönemin Belediye yönetimi bu yazıylada tatmin olmayarak rahmetli Uğur Mumcu'nun kardeşi olan Sayın Ceyhan Mumcu'nun hukuki görüşünü alarak, Belediye'yi ciddi maddi ve manevi tazminattan kurtarma cihetine giderek, nihayet 30.11.1984 tarihinde ifraz talebini kabul etmiştir. Yani Ali Acar'ın iddia ettiği gibi o dosyaları imzalayan Belediye yönetimlerinin vebali ve sorumluluğu olmadığı, aksine o günkü yönetimin yasalara uygun bir işlem yaptığı çok açıktır. Kaldı ki; dönemin Belediye yönetimi Marmaris TV'nin iddia ettiği gibi İsmet Karadinç döneminin yönetimi değildir. Burada da Ali Acar'ın kişisel husumeti açıkça ortadadır. 25 yıl önce yapılmış olan bir ifraz işlemini yeni bir olaymış gibi anlatmaktadır.
• Zehra Yüzak'ın Belediye Meclis Toplantısı'nda ifade ettiği yol yeşil alanı çevreleyen ve plan tekniği açısından konulması gereken yoldur. Daha önceki planda yeşil alan denize kadar indiği için yol da denize kadar devam ediyordu. Ayrıca bu yolun tamamı bizim parselimize ait değildir. Yarısı yapılaşması bitmiş, Yapı Kullanma İzni alınmış Ankara Sitesi'nin parselinde bulunmaktadır. Yani fiilen bu yolun açılması mümkün değildir.
• Ali Acar sözlerinin sonunda Karacan Beach Otel, Sunrise Otel ve Ankara Sitesi'ni içine alacak şekilde 18. madde uygulaması yapacağını iddia ederek, herkesin yasal sorumluluğuna katlanması gerektiğini ifade etmiştir. Ali Acar'ın uygulamak istediği 18. maddenin nerede ise yapılanmasının tamamı bitmiş bu alanda uygulanması olanağı yoktur. Kaldı ki; böyle bir uygulama yapılabilse bizim parselimize ait olan kayıp İmar Planı Değişikliğindeki teklifimizden daha az olacağı ortadadır. Başka bir deyişle bu işlem, bizim için daha avantajlıdır. Ama bu alanda 18. madde uygulaması yapılmaya kalkışıldığında haklı olarak hem Sunrise Otel ve hem de Ankara Sitesi konuyu yargıya taşıyacaklar ve boşu boşuna zaman kaybedilecektir. Gerçekte Ali Acar süreyi anlamsız davalarla uzatarak Karacan Beach Hotel'in daha da mağdur olması için bu konuyu ortaya atmıştır. Nasılsa Karacan Beach Otel'in büyük bir bölümü yıkılmıştır ve bu fiili durum karşısında faaliyetine devam etmesi mümkün değildir.

Şimdi ise sizlere vereceğim son evraklar Karacan Beach Otel'de 20 Kasım 2009 Cuma günü yapılan yıkımla ilgilidir.

Ali Acar tamamen düzmece bir Yapı Tatil Zaptı ile 29.01.2008 tarihinde 22 yıldan bu yana faaliyet göstermekte olan Karacan Beach Otel'i mühürlemiştir. Bu haksız mühürlemenin sonucunda da güya yasalar gereği 19.03.2008 tarihinde yıkım kararı almıştır. Muğla İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar neticesinde ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın uyarısına rağmen, Danıştay 6. Dairesi'nin nihai kararını beklemeden yıkımı gerçekleştirmiştir. Şimdi demektedir ki, “Ben davayı kazandım”. Gerçekte ise resmi evrakları gizleyerek yargının yanlış tecelli etmesini sağlamıştır. 26.11.2009 tarihinde şirketimiz tarafından istenilen tasdikli “MİMARİ VE STATİK PROJELERİ”nin verilmesi talebine 08.12.2009 tarihinde vermiş olduğu cevapla Belediye arşivinde söz konusu projelere rastlanmadığını, 1992 yılında meydana gelen sel felaketinden dolayı projelerin kaybolduğunu kendi resmi yazısında itiraf etmek mecburiyetinde kalmıştır. Fakat 04.12.2009 tarihinde vermiş olduğu yıkım tutanağında Karacan Beach Otel'in “ONAYLI PROJESİNE OLAN AYKIRILIKLARININ MÜHÜRLENDİĞİNİ ve ONAYLI PROJESİNE UYGUN HALE GETİRİLMEDİĞİNDEN YIKIM KARARI ALINDIĞINI” söyleyerek yıkımın gerçekleştirildiği ile ilgili yazıyı talebimiz üzerine tarafımıza vermiştir. Yani düzmece bir Yapı Tatil Zaptı'na dayandırılarak 22 yıldan bu yana Türk Turizmine hizmet etmekte olan Karacan Beach Otel'in faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştır. Bunun üzerine Şirketimiz tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Plan Tadilatı talebinde bulunulmuştur. Bu talep gerek Anayasa Mahkemesi kararlarına, gerek kamu vicdanına ve gerek ise Ali Acar yönetiminin yapmış olduğu diğer plan tadilatlarına aykırı değildir. Aksine hepsinden fazla kanunlara, yönetmeliklere ve eşitlik ilkelerine uygundur! Bu son olaylar dahi Ali Acar'ın gerçek niyetini kamuoyunun önüne sermiştir. Yapmış olduğu uygulama açıkça “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK” ve evrakları gizleyerek “ADALETİN YANLIŞ TECELLİ ETMESİNE SEBEP OLMAK”tır. Bununla ilgili gerekli şikayetlerimiz ilgili merciilere önümüzdeki günlerde gönderilecektir.

Sevgili Basın Mensupları ve Marmaris Kamuoyu;

Yukarıdaki konular sadece benim, ortağı olduğum şirketlerin ve Karacan Ailesi'nin fertlerine yapılan zulmün anlatımıdır.

Bunlardan daha vahim olarak Marmaris Uzunyalı Bölgesi'nde haksız birçok yıkım yapılırken, içinde mevcut Belediye Meclis Üyeleri'ninde bulunduğu bir kısım firmalara TTA alanında Ticaret, Satılık Daire, Çekme Mesafesine Tecavüzlü Yapılaşmalar imkanı verilerek RANT PAYLAŞIMI sağlanmaktadır. Kendisine ve yandaşlarına sağlamış olduğu fırsatları bölgeye yatırım yapan diğer firmalardan sakınmakta, kendi otellerinin üzerinde yapmış olduğu kaçak çatı katları sorulduğu zaman “BEN ENAYİMİYİM” pişkinliği içerisinde ifade etmekte ama iş Marmaris yaşayanlarına geldiğinde onlardan yasalara saygılı olmasını beklemekte hiç bir sakınca görmemektedir. Böyle bir yönetim anlayışının yasaları, kuralları, kanunları adil olarak uygulayacağı konusunda çok ciddi şüphelerim vardır. Ne yazık ki; bu şüphelerin Marmaris halkının yarısında da olduğu son seçim sonuçlarında ortaya çıkmıştır. Ali Acar 2009 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimleri kazandığından bahisle Marmaris'in icraatlarını onayladığını zannetmektedir. Bence bu seçim sonuçlarından çıkartılması gereken çok ciddi uyarılar vardır. Marmaris'in yarıdan fazlası Ali Acar'ın icraatlarını beğenmemiştir. Unutmaması gereken çok önemli bir hususta seçim kazanmanın bazı olumsuzlukları ortadan kaldırmayacağıdır. Şöyle ki; demokrasi seçilenlerin seçenlere karşı her ne siyasi görüşte olurlarsa olsunlar, sınıf, kültür, mevki, makam gözetmeksizin kanunlar ve vicdan duyguları önünde eşit muamele edilme rejimidir. Anlattığım olayları ve uygulamalarını gözönüne alırsak Ali Acar'ın “DEMOKRASİ REJİMİNDEN” bi haber olduğu açıkça ortadadır. Yapmış olduğu uygulamalar bir korku imparatorluğu yaratma ve iktidarını bu şekilde devam ettirme düşüncesinin kendisinde hakim olduğunu göstermektedir.

Son olarak Ali Acar biraz önce sözünü ettiğim Karacan Ailesi'ne ait olan yerlerin kamunun yerleri ve Devlet'in yerleri olduğunu ifade ederek “verdiğimiz kararlarda hepimizin sorumluluğu vardır. BUNUN VİCDANİ MUHASEBESİNİ HERKESİN YAPMASINI HATIRLATMAK İSTİYORUM” sözüne diyeceğim ise onlarca yıl önce Belediye'ye terki yapılmış ve kamunun mülkü olmuş yerleri -yönetimi ile birlikte- imara açarak ne şekilde bir vicdan muhasebesi yaptığını anlamakta zorlanıyorum. Bu konuda daha ciddi bir açıklama kendisinden beklemek hakkımdır. Tapu İptal Davaları ile ilgili ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin almış olduğu kararı sizlerle paylaşıyorum. Bu konudaki yargı süreci Belediye lehine bitse dahi ailemiz konuyu AİHM taşıyacak ve çok önemli maddi ve manevi tazminat elde edecektir. Örnek kararlar bunu açıkça göstermektedir. Ali ACAR ve yönetiminin bu anlamsız inadından vazgeçerek Marmaris Belediyesi'ni onarılması çok zor olan tazminatlara mahkum ettirmemesi konusunda bir kez daha uyarmak istiyorum.

Bu duygu ve düşünceler ile siz değerli basın mensuplarına ve Marmaris kamuoyuna saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.