• BIST 5.372,66
  • Altın 1341.15
  • Dolar 21.2457
  • Euro 22.9041
  • Muğla 23 °C
  • İzmir 27 °C
  • Aydın 28 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 20 °C

HAKLI OLMAK YA DA MUTLU OLMAK

Dr. Abidin Sönmez

“Birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız başka bir şehre taşınıyor.  İş yerinde program yaptık. Onu uğurlamayı düşündük ve ailelerimizle birlikte toplu olarak ona ev ziyareti yapmaya karar verdik.  Ama eşim “gelmeyeceğim” diye tutturdu. Ben yalnız gitmek istemiyorum çünkü herkes ailesiyle gelecek ve ben tek başıma kendimi kötü hissedeceğim.  Hatırım için de olsa eşimin yanımda olmasını beklerdim...”

 

...

 

“Onun iş arkadaşlarının bulunduğu ortamlara katılmak istemiyorum.  Daha önce birkaç kez gitmiştik ve ben çok sıkılmıştım. Kötü insan olmayabilirler ama ben onlarla bir arada olmaktan hoşlanmıyorum.  İstemediğim bir yerde neden bulunayım ki? Eşimin hatırı için yapabileceğim çok şey var. Ama bunu yapmak istemiyorum. Beni anlaması gerekir...”

 

Her iki taraf da kendi açısından haklı.  Gerçekten de böyle bir durumda insan eşinin yanıbaşında olmasını isteyebilir.  Öte yandan hoşlanmadığımız bir ortamda bulunmak da çok rahatsız edici olabilir.   Haklı olmasına ikisi de haklı ve aynı zamanda ikisi de mutsuz.  

 

Ev yaşamında mutlu olmak isteyenlerin bazen şu seçimi yapması gerekebiliyor: haklı olmak mı, mutlu olmak mı?  Evde mutluluk bazen “haklı olmayı umursamamaktan” geçiyor.  Haksız olmak değil, haklı olmayı göz ardı etmek.  Üzerinde durmamak, önem vermemek. Haktan vazgeçmek değil, haksız duruma düşmek hiç değil.  Sadece haklı olmayı hedefe koymamak. Haklı olmak için her hangi bir çaba göstermemek.  

 

Önemli bir maddi kayba ya da başka bir zarara yol açabilecek durumları ayrı tutmakta yarar var.  O gibi zamanlarda kayıp ya da zarar hem haklı olmanın hem de mutlu olmanın önüne geçebilir. Ne haklı olmak akla gelir ne de mutlu olmak.  İlk ve tek hedef kayıp ya da zararı önlemektir. Bu da çok doğal. Fakat yukarıda verilen örnekteki gibi olaylar da yaşarız. Maddi bir kayıp ya da önemli bir zarar söz konusu değildir.  Ve iki taraf da kendi açısından haklıdır.  

 

“Ona haklı olduğumu mutlaka anlatmalıyım” diye çabalamak bazen zarar verir.  Mutlu olma şansını hepten yok etmek anlamına gelebilir.  Bazen susmak, konuyu değiştirmek hatta karşımızdakine sen haklısın demek çözüm olabilir.

 

Bu ilk bakışta itiraz edilmesi gereken bir fikir gibi görünebilir.  Haklıysam neden susayım; niçin alttan alayım; onun haksız olduğunu düşünürken neden ona haklısın diyeyim; dürüst olmak gerekmez mi; haklı olduğum apaçık ortadayken neden kendimi ezdireyim…  Bunlar ve bunlara benzer bir dolu soru aklımıza gelebilir.  Hepsi de anlamlı ve yerinde sorular elbette.   

 

Ancak kimi zaman haklı olmanın önemli bir getirisi yok.  Haklı olunca bir kazancımız olmuyor. “Yenilmemişlik” duygusu o kadar da vaz geçilmez bir duygu değil.  Haklı çıkmanın verdiği haz çoğu zaman kısa süreli. Oysa mutlu olmak daha uzun ömürlü.  Üstelik haklı olunca genellikle sadece biz seviniyoruz. Sonuçtan sadece biz memnun oluyoruz.  Ama mutlu olmak öyle değil. Mutlu olunca genellikle ortamdaki herkes seviniyor, memnun oluyor, mutlu oluyor.  

 

Haklı olmak ya da mutlu olmak.  Bazen ikisi arasında bir seçim yapmak durumunda kalabiliyoruz.  Mutlu olmayı seçmek en doğrusu.  

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141