CHP & Yargı Muhabbetinin Meyveleri !

CHP & Yargı Muhabbetinin Meyveleri !
"Kılıçdaroğlu’nu dinleyen sıradan bir vatandaş bile, Kemal Bey’in çok önemli bir varlığını kaybettiğini rahatlıkla anlayabilir."

 

CHP'nin eskiden, yargı mensuplarını bir parti görevlisi gibi çalıştırdığını ifade eden Star'dan Mehmet Ocaktan, CHP ile yargı arasındaki fiili ittifakları milletin unutmadığını belirtti ve bu ittifak neticesinde gerçekleştirilen faaliyetleri bir bir sıraladı. İşte Ocaktan'ın dikkat çeken analizi:

'Arka Bahçesi’ni kaybetti çok mutsuz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül referandumundan bu yana yargıdan hiç memnun değil. Daha doğrusu, Anayasa değişikliğinin ardından, HSYK’daki geniş katılımlı demokratik yapılanma Kemal Bey’i çok ama çok mutsuz etti. 

Kılıçdaroğlu o günden bu yana ne zaman bir konuşma yapsa ya da demeç verse, “Bunlar AKP’nin yargıçları” diyerek başlıyor söze. Kılıçdaroğlu’nu dinleyen sıradan bir vatandaş bile, Kemal Bey’in çok önemli bir varlığını kaybettiğini rahatlıkla anlayabilir.

Gerçekten de, 12 Eylül referandumu yargıdaki kast sistemine son vererek, bu kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturdu. Ancak, yargıdaki bu demokratik yapılanmayla birlikte CHP de yargısal anlamdaki bütün lojistik desteklerini kaybetti.
Kısacası, uzun yıllardır toplum hafızasında bir tekerleme haline dönüşen“ordu+yargı=CHP” denklemi 12 Eylül’le birlikte tarihe karıştı. 

Çünkü CHP’nin bütün siyasi tarihi, bu iki denklem üzerine bina edilmişti. İktidar olup olmaması hiç önemli değildi. 

Dolayısıyla, toplumun taleplerini, hassasiyetlerini paylaşarak iktidar olmak gibi son derece meşakkatli bir gayretin içinde olmasına da gerek yoktu. İktidar olmasa da, devletin bu temel kurumları marifetiyle nasıl olsa CHP iktidarmış gibi davranabiliyordu. 
Artık ‘yeni Türkiye’de, CHP için de o mutlu ve zahmetsiz iktidar günleri sona erdi. CHP de herkes gibi, bütün partiler gibi ter dökerek sandıktan çıkmak zorunda. İşte Kılıçdaroğlu’nun esas canını sıkan bu. Öyle halka tepeden bakarak, jakoben tavırlarla, sandıktan çıkarak iktidar olmasan da “arka bahçe” güvencesiyle “ebedi iktidar” günleri geride kaldı.

Kılıçdaroğlu’nun mutsuz ve kızgın olmasını çok iyi anlıyoruz. Çünkü Kemal Bey’in bütün öfkeli konuşmalarına ve haftalık Silivri ziyaretlerine rağmen yargı, Ergenekon ve Balyoz sanıklarını salıvermiyor. 

Kemal Bey’in pek hoşuna gitmese de, darbe soruşturmaları ve internet andıçı muhakemeleri devam ediyor. 

Son günlerde, “Yargı AKP’nin arka bahçesi oldu” ifadelerini sıkça kullanan Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin geçmişte yargıyı adeta ‘arka bahçesi’ gibi kullanmasını ve CHP ile yargı arasındaki fiili ittifakları unutması ve de milletin unuttuğunu sanması doğrusu büyük bir talihsizlik.

Herkesin bildiği gerçekleri gizlemenin bir anlamı yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’ye yaşatılan 367 faciası CHP’nin icadıdır. 

411 milletvekilinin oylarıyla gerçekleşen anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne iptal ettirerek parlamentonun üzerine düşürülen “vesayet gölgesi” CHP’nin eseridir. 

Anayasa değişikliğini iptal başvurusunu CHP Grup odasında yargı mensuplarıyla birlikte hazırlayarak yargı bağımsızlığını zedeleyen de CHP’dir. 

Kemal Bey’in, geçmişte CHP’nin yargı ile yaşadığı ‘derin muhabbeti’ unutarak, bugün başkalarına ‘bağımsız yargı’ dersi vermeye kalkması, hiç ama hiç inandırıcı değil. 

Ancak öyle anlaşılıyor ki, CHP için uzun yıllardır doğal bir hak olarak gördüğü yargısal imtiyazlarından vazgeçmesi hiç de kolay bir iş değil. 

Lütfen, Kemal Bey’in neden bu kadar kızgın olduğunu anlayın artık. CHP eskiden, yargı mensuplarını bir parti görevlisi gibi çalıştırıyordu. Şimdi bu ayrıcalığını kaybetmiştir. Çünkü artık, bağımsız ve demokratik bir yargı var.

Kaynak:www.aktifhaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.