Can Yücel anıldı
Vasiyeti gereği Datça İskele Mezarlığı'nda denizi gören bir yere gömülen Usta Şair Can Yücel, Datça Edebiyat Günleri etkinliği kapsamında dün Datça'daki evinde ve mezarının başında düzenlenen törenle anıldı.
İlk olarak 2000 yılında düzenlenen ve 2005'te belediyenin bütçe olmadığı gerekçesiyle iptal ettiği Can Şenliklerin de yer aldığı Edebiyat Günleri, saat 14.00'te Can Yücel Evi'nin ziyaret edilmesiyle başladı. Yüzlerce Can Yücel hayranı, ünlü şairin yaşadığı evi gezip onu anarken açılan standa imza atarak, duygu ve düşüncelerini kaleme aldılar. Saat 15.00'te ise Yücel'i konu edinen, Ataol Behramoğlu, Koray Feyiz, Çetin Öner, Faruk Şüyün ve Güzel Yücel'in konuşmacı olarak katıldığı 'Öyle Rüzgar Esiyor ki Bu Datça'da" isimli bir söyleşi gerçekleşti.
Etkinliklere katılanlar daha sonra Yücel'in Datça Mezarlığı'ndaki anıt mezarı ziyaret ettiler, şairin şiirlerini okudular. Anma törenine, Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan, tanınmış yazarların yanı sıra şairin arkadaşları ve çok sayıda seveni katıldı. Can Yücel'in ölümünün üzerinden geçen 11. yılda Datça'daki evine ve mezarına ziyarete gelenlerin sayısının yıldan yıla daha da arttığı gözlendi.
Can Yücel hayranları geçen yıl olduğu gibi bu yıl da mezara şarap dökmedi, üzerine şarap şişesi bırakmadı. Ünlü şair ölümünün onbirinci yılında mezarının başında okunan şiirler ve üzerine bırakılan çiçeklerle anıldı.
"BABAM ÇOK YÜREKLİ İNSANDI"
Şairin kızı Güzel Yücel, yaptığı konuşmada "Babam öldüğünden beri 11 yıldır buradayız. 12 Ağustos'ta hep birlikte, beraberiz. 6 yıl şenlik olarak yaptık. Daha doğrusu daha sonra Belediye destek veremeyeceğini söyledi. Şimdi ise Belediye Başkanımız Şener Bey'in de çok destekleriyle Edebiyat Günleri ile kahvede, can evinde ve can taşıyla devam ediyor yolculuğumuz" dedi.
Yücel, babasının hayatını ve kişiliğini anlattığı konuşmasına şöyle devam etti: "Babamı anlatması çok zor. Çok birikimli, çok yürekli insandı ve bir o kadar da sadeydi. Babam hep çocuklara "Yaptığınız işi iyi yapın yaşamınıza geçirin onu" derdi. Bizi de öyle yetiştirdi. Babam beynin çok büyük bir dünya olduğunu ve sadece küçük bir yerini çalıştırdığımızı söylerdi. Şiir için "beynin genişletilmiş hali ve hayattan çıkan en büyük çılgınlıktır" derdi. Babam Datça'ya geldiğinde başka bir döneme, börtüböceğe, doğaya daha bir yakınlaşmıştı. Ama şunu unutmamıştı. Siyaset tepeden inme değil. Siyaset nesnelere dokunmak, hayatın içinde olmak demektir. Onun için bu kahveye gelirdi. Çünkü burada siyaset konuşulurdu. Babam sınıf farkını biliyordu. Ama bu sınıf farkını en aza indirmeye çalışıyordu. Burayı özellikle seçmişti. Babam burayı seçmişse ve bugün buraya bu kadar kişi geliyorsa babamın demek ki daha söyleyecek sözü bitmemiş. Daha da büyüyerek gidiyor ve bugünkü Türkiye'de buna çok ihtiyacımız" var".
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.