• BIST 10082.77
  • Altın 2428.149
  • Dolar 32.3702
  • Euro 34.6846
  • Muğla 14 °C
  • İzmir 13 °C
  • Aydın 13 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Bedia’nın torunu Füsun

Bedia’nın torunu Füsun
Mualla Sürer… Türk Sinemasının unutulmaz ve yeri doldurulamayan kadın karakteri… Sert bir maarif müfettişi, yufka yürekli bir dadı, gözü genç erkeklerde bir şen dul, kurallarına bağlı, despot bir kız lisesi müdiresi, huysuz bir kayınvalide, duvak düşkünü


Mualla Sürer… Türk Sinemasının unutulmaz ve yeri doldurulamayan kadın karakteri… Sert bir maarif müfettişi, yufka yürekli bir dadı, gözü genç erkeklerde bir şen dul, kurallarına bağlı, despot bir kız lisesi müdiresi, huysuz bir kayınvalide, duvak düşkünü evde kalmış yaşlı kız tiplemelerini üstlenir; açık sarı platin saçları, yüzündeki hoşnutsuz ifadeyle adeta perdede bir rüzgar gibi eserdi. Çocuk kaçırır, cepçilik yapar, ama ille de Turist Ömer'den çok çekerdi. Sanırım sadece Rüknettin beyi sevmiş, Rüknettin'se gözünü Bedia'sının parasına puluna dikmişti. İşte Marmaris'te yaşayan torunu Füsun Tanık Cengiz'in anlatımıyla anneanne Mualla Sürer…

Ropörtaj : Oya USTABAŞ


Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarında anlattığı dedikoducu, cadaloz, fesat, kıskanç, kavgacı, eli belinde, rastık çekerek, yastık dikerek gününü gün eden kenar mahallelerin yoksul kadınlarıyla kanbağı olan karakterlere hayat ve kan verdi perdede. Bazen Aliye Rona'nın dalkavuk hizmetçisi, bazen Filiz Akın'ı yankesiciliğe zorlayan, çocuk hırsızı, çingene Saçaklı Raziye… bazen Vahi Öz'ün biricik Bediaaaaa'sıydı. Bakışlarını süze süze “Ama Rüknettinn beyyy” deyişi hâlâ gözlerimizin önünde değil midir?
Mualla Sürer en çok Orhan Kemal romanlarına yakışabilirdi. Arnavut kaldırımlı sokaklarda aşı boyalı bir evin cumbasından etrafı keskin gözlerle süzen bir kayınvalide… Geçimsiz, nobran… Dediğim dedik… Kaprisli…



200 FİLMDE OYNAYARAK DEĞİŞİK KARAKTERLER YARATTI


Bal Kız, Bir Dağ Masalı, Çalıkuşu, Karagözlüm, Ah Müjgan Ah, Hayat Sevince Güzel, Bir Demet Menekşe, Ayşecik Boş Beşik, Cibali Karakolu, Çalıkuşu, Horoz Nuri, Keşanlı Ali Destanı, Yankesici Kız, Fıstık Gibi Maşallah, Berduş, Fadime, Turist Ömer gibi buraya adını sığdıramayacağımız 200 filmde canlandırdığı rollerle hayatımızda izler bırakan, Türk Sinemasının kilometre taşlarından biri Mualla Sürer.
Üç arkadaş filminde Saraylı Şehnaz, Otobüs Yolcuları filminde mahalleli Hacer teyze, gurbet kuşları filminde ev sahibi Mualla hanım, Yankesici Kız filminde saçaklı Raziye, Cibali Karakolu filminde kaynana, Fadime filminde ev sahibi Pakize, Fatoş Sokakların Meleği filminde cadaloz hala, Hayat Sevince Güzel filminde hastalıklı ihtiyar Zehra, ah müjgan ah, Sahipsizler ve Bir Demet Menekşe filmlerinde dedikoducu mahalleli kadın, Ağlayan Kadın filminde zilli Mualla, Bir Dağ Masalı filminde müfettiş Nuriye hanım, Menderes Köprüsü filminde Rukiye hanım, Paydos filminde Safinaz, Kınalı Yapıncak filminde evin kahyası, Berduş filminde süslü Mualla, Öp Beni filminde müzik öğretmeni, kara gözlüm filminde Bedia abla, Fıstık Gibi Maşallah ve Fıstık gibi filmlerinde müzisyen hoca hanım, Aynı Yolun yolcusu filminde Halime kadın, Şenlik Var filminde falcı Güllü, Analar Ölmez filminde estetik hocası Handan hanım ve Turist Ömer filmlerinin Bediası ve Saraylı Şehnaz'ı gibi karakterleri canlandırarak, yüreklerimizde taht kuran Mualla Sürer…
Çoğu fotoroman tadındaki filmlerinden ilki 1953 yılında çevrilen Osman Seden'in yönettiği Öldüren Şehirdi… Ayhan Işık, Belgin Doruk, Nubar Terziyan, Kadir Savun ve Kenan Pars'la paylaşmıştı rolünü… Son filmi ise 1976'da Perihan Savaş, Mahmut Hekimoğlu ve Aliye Rona ile oynadığı, senaryosunu Safa Önal'ın yazdığı Perişan isimli film oldu…

“VAHİ ÖZ DEDEN Mİ?” DERLERDİ


1902 yılında Nevşehir'de doğan ve film kostümleri dikerken, 1953 Hulki Saner'in teklifiyle film çevirmeye başlayan Mualla Sürer, hiç ummadığı bir şekilde sinemada başarıya imza attı ve Türk Sinemasının kilometre taşlarından biri haline geldi. Bir tek göz süzüşü, bir dudak büküşüyle nice filme hayat katan ve Türk Sinema Tarihi'nde yeri önemli bir yere sahip olan Mualla Sürer'in boşluğunuysa kimse dolduramadı. Torunu Füsun Tanık Cengiz, bilmediğimiz yönleriyle anneanne Mualla Sürer'i siyah beyaz Türk filmleri tadında, kah gözleri dolarak, kah gülerek anlattı. Torun gözüyle anneannesini anlatan Füsun Tanık Cengiz “O yıllarda Şehir Tiyatrosunda annem oyuncu, babam da tiyatronun dekorlarını yaparmış. Evlenmek istediklerinde Anneannem babama içgüveysi gelirsen, evlenirsin demiş. Bu nedenle Anneannemle birlikte oturuyorduk. Anneannemin sert görünümünün altında yumuşacık, yardımsever bir kalbi vardı. Bayramlarda ablamı ve beni arife günü alışverişe götürür, bizimle birlikte 15-20 çocuğu giydirirdi. Çocukken çok kalabalık bir aile olduğumuzu sanırdım. Bayramlarda evimizde 30-40 kişilik sofralar kurulur, evimize bir sürü amcalar, teyzeler gelirdi. Onlarla kan bağımız olmadığını çok sonraları öğrendim, çok seveni vardı.Vahi Öz'ün Bedia'sıydı biliyorsunuz. Okulda arkadaşlarım bana 'Vahi Öz deden mi?' derlerdi. O kadar çok anım var ki anneannemle ilgili.


GÖZ KALEMİNİ SÜRMEDEN KAHVALTIYA OTURMAZDI


Beni bir gün “Kezban” filmlerinden birinin galasına götürdü. Filmde anneannem ölüyor, tabutta götürüyorlar. Ben katıla katıla ağlamaya başladım. Anneannem yanımda bana sarılıyor, kızım sus ben buradayım diyor, ama ben susmuyorum bir türlü.
Çok kitap okurdu, artık evde okuyacak kitap kalmayınca, bizim tarih kitaplarımızı okumaya başlardı…
Çok bakımlı bir kadındı. Yataktan kalkar kalkmaz önce göz kalemini sürer, sonra kahvaltıya otururdu. O yıllarda Beyoğlu'nda otururduk, her hafta kuaförü Madam Meri'ye gider saçlarını boyatır, yaptırırdı.


O.NİHAT AKIN “YİNE BU YIL ADA SENSİZ” ŞARKISINI O'NUN İÇİN BESTELEMİŞ


İlk 16 yaşında aralarında oldukça yaş farkı olan Tayyareci Atıf Bey'le evlendirilmiş. Çok iyi piyano çalması ve Fransızca konuşmasını da Atıf Bey'in annesine borçluymuş, ders aldırmış kayınvalidesi. O yıllarda Büyükada'da oturuyorlarmış, eşi görevli olduğundan kayınvalidesi ile kalıyormuş. Adada yürüyüşler yaparken de Bestekar Osman Nihat Akın'la tanışmış, arkadaş olmuşlar. İlerleyen zaman içinde adadan ayrılmış bizimkiler. Bunun üzerine anneannem için O.Nihat Akın 'Yine bu yıl ada sensiz” isimli şarkıyı bestelemiş. Anneannem sonraki yıllarda Tayyareci olan ilk eşinden ayrılıp, dedemle evlenmiş.
Her akşam o küçük yüksük kadehlerle rakı içerdi. Öldüğünde de vasiyeti üzerine, o akşam taziyeye gelenlere rakı ve kurufasulye ikram ettik.
Dedemle de evlilikleri uzun sürmemiş, fakat hep dost kalmışlar. Hatta uzun yıllar anneannemin sahip çıktığı küçük anneanne diye bildiğim kadının, yıllar sonra dedemin hayat arkadaşı olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım.
1970'li yılların seks furyasının hüküm sürdüğü filmler revaçtaydı biliyorsunuz. O yıllarda çok işsiz kaldı, çok üzüldüğünü hatırlıyorum. Mürüvvet Sim'le rakip olduğunu söylerler, aksine çok iyi arkadaşlıkları vardı” şeklinde konuştu.
Mualla Sürer'in kızı ve torunlarını en çok mutlu eden de Nevşehir Belediyesi'nin yaptıracağı Kültür Merkezine Mualla Sürer adını verecek olması. Füsun Tanık Cengiz bu çalışmayla ilgili olarak “Nevşehir Belediyesi'nin, Anneannemin Nevşehirli bir sanatçı olmasından dolayı böyle bir jesti oldu. Ailece çok mutlu olduk. O'nun adının yine sanat ve kültürle yaşatılıyor olması bizim için çok anlamlı, Nevşehir Belediyesi'ne minnettarız” dedi.


  • Yorumlar 5
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0252 412 2141