Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Türkiye'nin güvenliği ile demokrasisi arasında, güvenliği ile hukuk ve adaleti arasında tercih yapma dönemini çoktan geride bıraktığını belirterek, "Türkiye her ikisini birden yaşatabilecek bir seviyeye, olgunluğa ulaştı" dedi.
Başbakan Erdoğan, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verdiği iftar yemeğine katıldı. Başbakan Erdoğan, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gelişinde İçişleri bakanı Beşir Atalay, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal tarafından karşılandı. Erdoğan'ın iftar için bulunduğu masada rütbeli polis bulunmazken, çeşitli birimlerden polis memurları yer aldı.
İİftarın ardından bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, polis teşkilatının 163 yıldır güvenliğin, huzurun teminatı olduğunu belirterek, teşkilatın tarih boyunca ülkenin güvenliğini ve dirliğini sağlama konusunda sarsılmaz bir irade ortaya koyduğunu söyledi. Polis teşkilatının son yıllarda gerçekleştirdiği açılımlarla görev alanında hedeflerini yükseltmenin gayreti içinde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, kurumsal yapılanmasındaki imkan ve kabiliyetlerine operasyonel gücünden yeni yönetim ve anlayışlara kadar emniyet teşkilatının çağa uygun standartlara ulaştığını vurguladı.
Polis teşkilatında yüzde 73'ünün yüksek okul mezunu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Polis teşkilatının yüzde 73'ünün yüksek okul mezunu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de demokratik ortamın gelişiminde emniyet mensuplarının büyük bir payı olduğuna inanıyorum. Polislerimiz bir yandan fedakarca, cansiperane bir şekilde görevlerini yerine getirirken diğer taraftan adalete, hakka hukuka liyakat konusunda da azami dikkat ve riayet göstermektedir. Bu iki hassasiyeti aynı anda yürütmenin şüphesiz ki bazı zorlukları taşıdığını biliyoruz. Ama bu dengeyi sağlamadan ne ülke ve millet ne de polis teşkilatı olarak geleceğe ilişkin hedeflere ulaşamayacağımız da açıktır. Türkiye, güvenliği ile demokrasisi arasında, güvenliği ile hukuk ve adaleti arasında tercih yapma dönemini çoktan geride bıraktı. Türkiye her ikisini birden yaşatabilecek bir seviyeye olgunluğa ulaştı. Adeta başarılı bir model ortaya koydu. Öyle ki bu model sadece bizim için yeterli olmaktan çıkarak, benzer durumdaki ülkelere de örnek haline geldi. Küresel terörün en demokratik ülkelerde bile bu çerçevede tereddütlere yol açtığı bir dönemde, Türkiye'nin ortaya koyduğu başarı gerçekten takdire şayandır. Bir çok gelişmiş ülke terör olayları karşısında şaşkınlık yaşarken ve demokratik hukuk devleti normlarını esnetmek zorunda kalırken, Türkiye evrensel değerlerden ve güvenlik gereklerinden sapmadan mücadelesini sürdürmektedir. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız bir bütün olarak güvenlik güçlerimiz, terörle mücadelede ulaştığı tecrübe ve donanımla başarılı bir performans sergilemektedir. Bu süreçte ortaya koyduğunuz cesaret ve gösterdiğiniz disiplin için ben hepinizi kutluyorum" dedi.
Terörün bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zaman zaman çirkin yüzünü gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, terörün amacının kitleler üzerinde korku ve ümitsizlik dalgası oluşturmak olduğuna dikkat çekerek, "Şehirlerimizin güvenliği ve asayişi, emniyet teşkilatımızın sorumluluk alanındadır. Bu tabi beldelere kadar böyle. Hedefimiz beldelerde de aynı uygulamayı yapmaktır, bunu da başaracağız. Onun içinde polis teşkilatımızın sayısal olarak da artırılması, daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Bugüne kadar pek çok terör eylemi, polislerimizin çalışkanlığı, dikkati, fedakarlığı ve cesareti sayesinde önlendi. Bu konudaki hassasiyetimizi her an canlı tutmak, kararlılığı ve azmimizi her daim göstermek durumundayız" diye konuştu.
Kapkaç ve organize suçlar konusunda da polisin kayda değer başarılar ortaya koyduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, hükümet olarak polise destek olmak zorunda olduklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Bunu şartlarımız elverdiği derecede veriyoruz ve vereceğiz; özlük haklarından tutunuz, araç gereçlere varıncaya kadar. Biz göreve geldiğimizde en düşük polis maaşı 662 YTL idi. Bugün ise bin 776 YTL, artış oranı yüzde 167. Bu sürede enflasyon ise yüzde 65.7, yani enflasyonun 100 puan üzerinde artış gerçekleşmiş. Dönemimizde memurlar arasında en yüksek maaş artışını polislerimize yaptık. Ebette ki bu seviyeleri de biz yeterli görmüyoruz. İmkanlarımız geliştikçe polis kardeşlerimizin durumlarını daha iyileştirmenin gayreti içinde olacağız."
Başbakan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da polislerin lojman ihtiyaçları için TOKİ'nin gerekli çalışmaları yaptığını vurgulayarak, 10 bin konuttan 5 bin 880 konutun emniyet teşkilatına teslim edilerek polisin kullanımına sunulduğunu belirtti.
Polis teşkilatını kadro yönünden de güçlendirmek için 2003 yılından bu yana 52 bin 358 polis alımı yaptıklarını belirten Erdoğan, önleyici kolluk hizmetlerine ağırlık verildiğini ifade ederek, asayiş suçlarında görülebilir azalma yaşandığını söyledi. Kapkaçtaki azalmanın yüzde 63'ü bulduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye'nin huzuru ve güvenliği için çalışan tüm polislerimizi elde ettikleri tüm başarılar için kutluyorum" dedi.
Türkiye'nin geçmişte siyasal, ekonomik ve sosyal huzursuzluklar nedeniyle gerçekten sıkıntı çektiğini belirten Başbakan Erdoğan, istikrar ve huzur arasındaki ilişkinin son yıllarda bir kez daha açıkça göründüğünü vurgulayarak, "2002 yılından buyana ülkemiz siyasi istikrar içinde parlak geleceğe yürüyor. Siyasi istikrarın doping etkisi yaptığı ekonomik alandaki veriler tarihi rekorlar kırdı ve kırmaya devam ediyor. Sosyal, siyasi ve ekonomik alanlardaki gelişmeler, güvenlik ve asayişi de olumlu etkiliyor.
Bütün bunların etkisi ile bütün dünyada Türkiye'nin etkisi ve gücü arttı ve artıyor. Türk milleti enerji ve imkanlarını en iyi şekilde kullanarak cumhuriyetimizin kuruluş hedeflerine kararlıkla yürüyor. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ortaya koyduğu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak ve 100. kuruluş yıldönümüne en ideal şekilde ulaştırmak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Milletimizden aldığımız güçle Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, büyümesi, zenginleşmesi gücüne güç katması için gece gündüz çalışıyoruz. Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla 2002 sonunda 3 bin 330 dolardı. Şimdi 10 bin doları aşmış vaziyette. Ülkeler zengin oluyor mu olmuyor mu, bu rakam üzerinden hesap edilir" ifadelerini kullandı.
Amaçlarının gayri safi yurtiçi hasılayı 5 yıl içinde 15 bin dolara çıkarmak olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye geliştikçe bundan her bir vatandaşın da şüphesiz payına düşeni alacağını kaydederek, "Biz de hükümet olarak emniyet teşkilatına ve mensuplarına her türlü desteği vermeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, emniyet teşkilatının birlik ve beraberliğin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Aman ha emniyet teşkilatımızın içinde ayrılığa gayrılığa asla yer olmamalı, birbirimizi sevmeliyiz, birbirimize güvenmeliyiz. Birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız. Her şey Türkiye için, her şey vatan için, her şey millet için diyerek güvenlik mücadelemizi, onur mücadelemizi bir ve beraber vermeliyiz" dedi.
İçişleri Bakanı Atalay ise, yaptığı konuşmada, polis teşkilatının nicelik ve nitelik olarak geliştiğine dikkat çekerek, amaçlarının temel hak ve güvenliği sağlarken kişisel hak ve özgürlükleri geliştirmek olduğunu söyledi. Güvenlik ve özgürlük arasındaki hassas dengeyi korumanın insan haklarına saygı açısından önemli olduğunu belirten Atalay, Türk polisinin insanı esas alan anlayışla gerçekleştirdiği başarıların gururunu yaşadığını ifade etti.
Üniversite mezunlarından polis alımının bu yıl da gerçekleşeceğine dikkat çeken Atalay, 8 bin 500 kişinin sınavın ardından 6 aylık kurs ile polis teşkilatına katılacağını ifade etti. 35 ilde MOBESE sistemine geçildiğini vurgulayan Bakan Atalay, yıl sonuna kadar bütün illerde ve bazı büyük ilçelerde de MOBESE'ye geçileceğini vurguladı.
İftarın ardından Başbakan Erdoğan, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal'ın makamına geçerek, bir süre Köksal'la görüştü.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.