Bülent Ersoy'a ekran yasağı

Bülent Ersoy'a TRT yasaklandı

Binlerce kişinin çalıştığı TRT koridorları her zaman cadı kazanıdır. Zaten TRT toplantı salonlarından veya kocaman müdür odalarından yönetilmez.

Bu koridorlardan yönetilir. Kim gelecek, kim gidecek hep oralarda tartışılır. Taa 70'li yıllardan beri izlerim o koridorları. Hani Uğur Dündar'ın, İzmir TV'den bir müdürü koridorda dövdüğü günden beri... Ne aşklar doğmuştur o koridorlarda. Beş kez evlenen yapımcılar, bu kızları parklarda bulmadı herhalde...

Yıllarca TV ekranlarında hayranlıkla izlediğimiz haber spikerleri bile bu koridorlarda müdürlerinin dikkatini çekmiştir. Müdür beyin işi gücü yok da radyo mu dinleyecek? Kızı koridorda görünce 'seni TV'ye alalım' demiştir. Neyse bu uzar gider... Kitap olur.

Öyle değil mi Bülent Varol, Adil'ler, Bülent'ler, Cengiz Baysal, Meral Savcı abla, Serpil Akıllıoğlu, İskender Salgılı, İzzet Öz, Adem Gürses, Erşan Başbuğ, Kahraman Afyonoğlu, Nazif Arda, Faruk Bayhan, Gülgün Feyman, Serap Ezgü, Sedat Örsel, Hüseyin Karakaş, Ünal Küpeli, Ayhan Önal... TRT çalışanları aslında devlet memurudur. Ama Ali Atıf Hoca'nın dediği gibi özgürlüğünü çok seven gazetecidir de...

Her ay maaşını devletten aldığını unutur. Memur olup, gazeteci gibi yaşamak hatta sanatçılara özenmek... Zor iştir. Zaten olay bu... Şimdi savunan hatta gerekirse kavga eden bir genel müdürleri var. Personelini yazılı basının bin yıllık köşe yazarlarına yedirmeyen genel müdür İbrahim Şahin...

Ama göreceksiniz yeni genel müdürü çok üzecekler. Hakkını vermeyecekler, iyi niyetini suiistimal edecekler hatta kaçıracaklar. Şimdiden İbrahim Şahin'in istediklerini hasıraltı edenleri, odasından çıkar çıkmaz bildiğini okuyan eski TRT'cileri duyuyorum. Kimi CHP kökenli hâlâ statükocu. Haliyle AKP'nin getirdiği genel müdürün başarısız olması için uğraşıyor. Geçmişe dayalı küçük çıkar hesapları olanlar da var. Musluğun suyu hep aksın, aman su kesilmesin diyenler. Özetle İbrahim Şahin'in işi çok zor. İyi yönetici ama gazetecileri, yayıncıları, TRT'cileri tanımıyor, hepimizi masum PTT'ci gibi sanıyor. Oysa biz gündüz kuzu, gece kurt...

Sırtını döndüğü an nasıl da satılacağını, sırtından bıçaklanacağını bilmiyor. Size çok basit bir örnek...

Gazeteci Hıncal Uluç Pekin Olimpiyatları sırasında TRT'nin yayınlarını hiç beğenmedi. Devamlı eleştirdi. Yeni Genel Müdür ise 24 saat canlı yayını gerçekleştiren 50 kişilik ekibe 'üstün başarı ödülü' verdi. Bunu da bir törenle yaptı. Hıncal Uluç ile onun gibi düşünenlere çok sert bir yanıt vererek. Törende satır aralarında çok önemli cümleler vardı. Dedi ki; 'Biz yapılan takdirler kadar eleştirileri de dikkate aldık. Ancak şunu da unutmadık: Yapılan eleştirinin kişisel husumetlerle ilişkisi var mı? Kem söz sahibinindir...

Yapılan eleştiriler sporu aştı başka rahatsızlıkları ortaya çıkardı. Geçmiş hesaplar ortaya çıktı. Çin'e götürülmedim diye küsmek; yayına çıkarılmadım diye kızma ve kişisel kızgınlıklarla TRT'nin başarısı gölgelenemez.

Evet, maalesef TRT'yi; devletin, halkın değil de kendinin gören birtakım kalem erbapları daha olimpiyat yayını başlamadan TRT'yi kötülemeye başladılar ve niyetlerini de ortaya çıkardılar. Biz kişisel çıkarları kesildiği için TRT'ye saldıranlara hiçbir cevap vermedik. Onların eleştirilerine saygı gösterdik. Orada nasıl çalışıldığını bizzat yerinde gördüm. TRT çalışanlarıyla gurur duyuyorum.

TRT çalışanları daha nice başarılara imza atacaktır. Bundan hiç şüphem yok! TRT'yi hak ettiği yüksek noktalara hep beraber taşıyacağız.' Eeee... TRT koridorlarında patlayan son bombayı duyurmak da bana düşüyor. Türkiye'nin gururu Bülent Ersoy hanımefendiye TRT'nin tüm ekranları kapatıldı. Yani Ersoy ne giyerse giysin, ne yaparsa yapsın TRT'de görünemeyecek. Son ulanlı programdan sonra TRT'nin aklı başına geldi ve böyle bir karara vardı. Bakalım ne kadar geçerli olacak. MGK ve Kenan Evren 8 yıl direnebilmişti.