Umur Özlüer'den 10 Ocak 2012 "İbretlik" Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun..
Dikkat Yayındayız
Tek sesten çok sese geçiş demokraside olduğu gibi radyo ve televizyon yayıncılığında da epey sancılı olmuştur.
Özel Radyolar susturulduğunda halkın protestosu, göğsüne, aracının antenine siyah kurdele takarak egemenlere iletilmişti.
İşte bu ortamda, bir yanda çok sesliliğe inananların sesi olmak, bir yandan da çok sesliliğe adım atan yayıncılara örnek olmak amacı ile bu sektördeki onca yıllık bilgi birikimimizi, deneyimimizi, Marmaris adına seferber ederek, Türkiye’nin ilk Özel Turizm Radyosu olan Park FM A,Ş ni kurmuştuk.
17 yıl x 365 gün x 24 saat süreyle hiç yılmadan,
Biz Radyonun sadece müzik kutusu olmadığına, dili, diline dolanmadan kullanabileceğine, her sese kulak verip, hiçbir sesi bastırmadan konuşabileceğine, sporu,sanatı,kültürü destekleyip,toplumsal olaylara duyarlı olması gerektiğine, tarafsızlığı ve düzeyliliği ilke edinebileceğine, plajda, otomobilde, teknede, güneşlenirken,yürürken,koşarken kısacası günün her saatine dinlenen tek medya olduğuna inanıyoruz sizinle aynı fikirdeyiz.
Diyerek, yayıncılık yaptığımız sırada acı tatlı birçok anımız, bu yayınlara emek veren birçok arkadaşımız oldu. İşte geçtiğimiz günlerde,
Basına ve Kamuoyuna Duyuru başlıklı, Türkiye’ nin ilk özel turizm radyosu olarak,olarak,17 yıldır, sanattan, kültürden, spordan, doğadan, çevreden ,sevgiden ,hoşgörüden, insanlıktan yana taraflı,100.5 frekansı üzerinden Marmaris’e, www.parkfm.org sitesinden evrene yayın yapan Park FM A.Ş de bulunan hisselerimiz, görülen lüzum üzerine, bir yayıncılık kuruluşuna devir edilmiştir.
Bu güne kadar ilkeli yayıncılığın gelişmesi adına yaptığımız çalışmalara katkı koyan tüm kurumlara, kaliteliği müziğin, içerikli programlarımızın seçkin, sadık dinleyicilerine ve çalışmalarımıza destek veren, basın yayın kuruluşlarına teşekkür ederiz.
Saygılarımızla
içeriğindeki yazımızda, bu geçen 17 yıl x 365 gün x 24 saatin özeti ve emeği vardı.
Peki neler yaşandı bu 17 yıl x 365 gün x 24 saatlik sürede.
İzninizle birkaç anımı aktararak anlatayım size.
*Gazeteye verdiğimiz eleman ilanı metninde “Yayınımızın Marslılar tarafından da dinlendiğine inanıyorsanız Park FM e programcı olarak başvurunuz” demişiz. Ofisimde oturuyorum, tak kapı açıldı Süpermen elbiseli bir arkadaş içeri girdi –Şazeim, Kripton’dan geliyorum , radyonuzda yayınlanan programcı ilanını duydum., işe talibim. Dedi, ve tabii ki bir süre çalıştı.
*Daha internet yok, Park FM kapısında Dünya ülkelerinin bayraklarından oluşan bir poster üzerinde “Dünya Park FM Dinliyor” yazısı yer alıyor. Gelen soruyor -Uydu yayınınız var mı? -Yok diye yanıtlıyorum. – Peki, Dünya insanları sizi nasıl dinliyor? Bu kez hafif tebessüm ederek -Marmaris’e gelerek, yanıtını veriyorum, karşılıklı gülüşüyoruz. Yıllarca Marmaris’e gelen turiste Türkçenin yanı sıra kendi dillerinde (İngilizce, Almanca, Rusça) yayın yaparak ulaşmamız, sonunda İnternetin gelişmesi ile, onlarla kendi ülkelerinde de iletişim kurmamızı sağlayan yayıncılık olanaklarını bize sağladı ve bir poster esprisi ile başlayan yayıncılık hedeflerimizden birini daha böylece gerçekleştirmiş olduk.
*Radyo vericimizi, Palamut Dağı’nın tepesine koymuşuz, 888 metre yükseklikte, bulutlar ayağımızın altında, bir tarafta Dalaman, diğer tarafta Bodrum, karşımızda Rodos, tüm Yunan radyo frekanslarını püskürterek, aslanlar gibi kükreyerek yayın yapıyoruz. Rodos Havaalanına inen, limanına giren uluslar arası sulardaki teknelerde gezen tüm Dünya İnsanlarına, büyük bir heyecanla Türkiye’yi Marmaris’i tanıtıyoruz, “gelin, uygarlığın beşiği Anadolu’yu ziyaret edin diyoruz” ve devletten en azından bir “aferin” teşviki bekliyoruz. Sonunda beklediğimiz teşvik Orman İşletme Müdürlüğü’nden geldi. “Yayın yaptığınız yer yasal değil, yıkacağız terk edin yoksa hakkınızda dava açarız.” Biz bu yeri köy ihtiyar heyetinden kiraladık, işte kontratımız, dedik ama itirazımız sonuç vermedi, Söktük cihazlarımızı koyduk Balan tepesine. Palamut Dağı’ndaki kulübemize ise yerel yayıncılık yapan bir başka özel kuruluş yerleşti, nasıl olduysa ,kulübe bir anda yasallaştı. İşte size bir Türkiye gerçeği “Bu ülkeye hizmet asla cezasız kalmaz, yasalar da topluma değil, kişiye özel uygulanır.” Bu olayın ardından bir hafta sonra Orman İşletme Müdürlüğünden gelen faksta ise “Orman Yangınlarına karşı oluşturulan Radyo Spotlarının ücretsiz yayınlanması” rica ediliyordu. Bu tür, güler misin , ağlar mısın durumları sık yaşanır yayıncılık hayatında.
*Elektrik kesilmiş, jeneratörü olan tek yayın kuruluşu olarak “Enerjisi Bitmeyen Tek Radyo Park FM AŞ” sloganı ile gençlerimiz, etrafı saran egzoz dumanına aldırmadan büyük bir gururla yayın yapıyor, Yayını Muğla’dan Marmaris’e gelirken dinliyorum. Marmaris girişinde bulunan ofisimizin karşısındaki benzin istasyonunda benzin almak için durduğumda, her şeyin normal olduğunu fark ediyor ve “sizde elektrik kesilmedi mi? Diye soruyorum. Kesildiğini, ancak kesintinin 20 dakika sürdüğünü söylüyorlar. Park FM e geçtiğimde, yayının 6 saattir hala ayni heyecanla , jeneratöre 3. bidon benzin takviyesi ile sürmekte olduğunu görüyorum.
Gençlerin heyecanını kırmamak adına “elektrik şimdi geldi çocuklar” diyorum.
*Bizi biz yapan türküler ve Türk Sanat Müziği programları, Şiirlerle bitmeyen geceler en çok dinlenen yayınlarımız olduğu sırada gelen bir dinleyici telefonu. -Allah sizden razı olsun çocuğum. –Sağ olun teyzecim.-Radyonuzdaki Türk Sanat Müziği programı sayesinde, kocam artık meyhaneye gitmiyor.-Ne yapıyor teyzecim? – Sizin programınızı dinleyerek evde içiyor çocuğum, sizden ricam, bir Ada Sahillerinde Bekliyorum şarkısıdır.Hadi sağlıcakla kalın gari.
*Yayın yaptığımızın stüdyonun hemen altında bulunan hastası olduğum doktor arkadaşım Marmaris Belediye Başkanlığına aday olmuş, seviniyoruz. Aydın, okumuş bir arkadaşımız Marmaris yönetimine talip. Her uğradığımda dikkat ediyorum, ulusal müzik yayını yapan bir radyoyu dinliyor ve muayenehanesi içinde dinletiyor. Dayanamayıp sordum – Hiç yerel bir radyo kanalı dinlemiyor musunuz? Yanıt – Abi yerelde bir şey yok ki. Ben – Madem yerelde bir şey yok, neden yerel yönetimin Belediye Başkanlığına adaylığınızı koyuyorsunuz? Sonuç. Tabii ki hüsran. Yerel Radyo ve Basın Yayın Kuruluşları, yerelin nabzını tutan organlardır. Bu gerçeği yadsıyanların, ya da kamuya hizmet eden bu organları, kendi organı gibi kullanmak isteyenlerin sonu hüsrandır.
*İçmeler Pamucak Ormanları’nı yutarak, tesisine dahil edip betonlaştırmak isteyen bir gruba karşı direnen İçmeler Belediye Başkanı Zeki Eren ve o tarihte gerçek anlamda , sivil toplum inisiyatifi ile kurulan Kent Konseyi tarafından yürütülen kampanyaya destek veren Park FM AŞ yayınları ile toplanan 4000 kişi Marmaris tarihinin ilk ve en görkemli çevre protestosunu İçmeler’de yürüyerek gerçekleştiriyor, bu konuda ülke kamuoyunu harekete geçirerek bu hoyrat yapılaşma önleniyor ve çevre adına bu güne örnek yasal içtihat kararlarının çıkması sağlanıyor. Sonuçta,Başkanla ayni partiden olan yatırımcı, parti değiştiriyor, Başkan değişmiyor.
*Marmaris’i sallayan 1999 Eylül Ayı depreminde, herkes korku ile evinden çıkıp sokağa fırlarken, biz sallanmakta olan Uysaler iş Merkezi’nden içeri dalıyor, bir koşu 3. kata fırlayıp, jeneratörü çalıştırarak, yayını basıyor ve Kandilli’den aldığımız bilgileri halka aktarmaya çalışıyoruz. “İşte, kamuya sorumlu yayıncılık refleksi budur” diyoruz kendi kendimizden başkası tarafından fark edilmeyen kahramanlığımıza.
*Park FM tarafından gerçekleştirilen, “30 Ramazan Türkçe Ezan” programımız ise 2010 yılı Dünya Radyo yayıncılığına damgasını vurmuş, ana dilde , anlayarak ibadetin önemine dikkati çekmiş bir program olarak, yayıncılık tarihine geçerek, tüm yayıncılara örnek olmuştur.
İşte size, Yerel Radyo bilinçli kullanıldığı takdirdeki gücü ve önemini vurgulayan birkaç anekdot. Gönül isterdi ki,bu kadar önemi aktardığımız yerel yayıncılığı, Marmaris’in geleceğine yön verme iddiasında bulunan arkadaşlarımız tarafından kavrasın ve bu bayrak yarışı, biraz da onlar tarafından taşınarak devam etsin. Umarım bundan böyle bizim yokluğumuzla bu anlaşılır ve Marmaris geleceği adına gereken adımlar atılır.
Bu yazıma sığmayan, 17 yıl x 365 gün x 24 saatlik öykümüz çok yakında “Dikkat Yayındayız” adlı bir tiyatro eseri ile alkışlarınıza sunulacak.
Bu arada ise, hala geçici olan yasal düzenlemelerle çözüm bulunan özel radyo ve televizyon yayıncılılığı, şu anda onca kanal olmasına rağmen, çok seslilik, çok renklilik yerine, bu konuda tekelleşen güçlerin yönlendirmesi ile, genelde ülkeye hükmeden iktidarın gölgesinde, solup sararmış, çok sesin gür sesi, tek bir merkezin cılız sesi haline gelmiştir.Ayni mantık yerel yönetimler içersinde de geçerli olup, halkın emanet gücünü ele geçirenler, bu gücü halkın refahı için ayırımsız kullanacaklarına, kendi çıkarları ve iktidar güçlerini muhafaza etme yolunda kullanarak, görsel ve işitsel alandaki yayıncılık konusunda, ülkeyi adeta “tek kanaldan, hiç kanala” mahkum etmişlerdir.
Yazılı, görsel , işitsel ve sanal basının doğru ellerde kamu yararına kullanıldığı takdirde yararlı, yanlış ellerde , yanlı, maksatlı kullanıldığı takdirde güne ve geleceğe zararlı olacağını asla unutmamanızı, bu konuda, okuyucu, dinleyici ve izleyici olarak üzerinize düşen denetim görevinizi, halk olarak ihmal etmemenizi önerir, sağlık, sevgi, mutluluk ve sanat dolu yıllar dilerim
Hoşça kalın, dostça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.