Saâdet-i Ebediye: Sonsuz Mutluluk

Hızlı yaşamayın ve boş yaşamayı bırakın!

Durgunlaşın!

Kutsal Kitap Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin ne dediğini biliyor musunuz?

Nankörlük, küfürden daha kötüdür.

Küfür içinde olan insan bile minnettar olmalıdır Cenâb-ı Allah’a.

Bir bilselerdi…

Gerçekten de bir bilselerdi, O’na minnettar olurlardı.

Onlar; o ışığı ve hakikatı engellediklerini ve karşı koyduklarını düşünüyorlar.

Halbuki onların içindedir o ışık, o hakikat.

Geri çeviremezler.

Sanki reddedebilirler gibi görünür, ama öyle değildir.

Sadece üzerini örtebilirler, çünkü içlerinde olan şeylerdir.

Anlıyor musunuz?

İnsanın yaratılışının bir parçasıdır bu.

Küfür içindeki insan bile içinde hidayetle yaratılmıştır.

Tıpkı bir duyu gibidir.

Eğer dinlemezseniz faydasız hale gelebilir.

Azametinizle üzerinde yaşadığınız dünyayı daha çok kirletmeyi bırakın. O tertemiz nura yolculuk yapın. Durulanın! Saâdet-i Ebediyeye doğru yol almaya başlayın.

Bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, kendinizden başlamalısınız. Ve durulanarak, durgunlaşarak O’na doğru yol almaya başlamalısınız.

Duymak için çok uğraşmanız gerekiyor; çünkü çok fazla müdahale var.

Bazıları çok güzel, şahane, çok faydalı der.

Yine de…

Hala o durgunluğa ihtiyacınız var.

Eğer meşgulseniz, 24 saatiniz yoksa, 12 saat ayırın. 12 saatiniz yoksa 3 saat ayırın. Eğer ki o da yoksa en azından içinde bulunduğunuz dakika sürecinde durgunlaşın ve o nurlu yola biraz zaman ayırın.

Ama durgunlaşabileceğiniz bir zaman dilimin haftanızın bir parçası haline getirin.

Eğer bu da olmazsa konuşmadan bir yürüyüşe çıkın.

Telefonla uğraşmadan, birilerini aramadan, yola dökülen o insanlarla sohbet etmeden, onların hiçbirini hissetmeyerek yalnızca yürüyün. Yürüyün ki ruhunuz ferahlık bulsun.

Dünyanın bütün kötülüklerine başkaldırın. Allah’tan ferahlık vermesini isteyin. O ki, sizlerin O’na dönmesini her zaman bekler.

Allah buyurdu ki;

“Korkmayın! Çünkü ben sizinle beraberim. İşitir ve görürüm.” (Tâhâ Suresi, 46)

Bu hayatı hırslanmayın! Daima durgunlaşarak, durulanarak bu hayatı yaşamayı öğrenin ve çocuklarınıza da öğretin.

“Şükrün mikyası; kanaatir, iktisattır, rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı; hırstır, israftır, hürmetsizliktir, haram helâl demeyip rast geleni yemektir.” (Bediüzzaman Said-i Nursî)

Şükrün mikyasını hayatınıza yerleştirin, şükürsüzlüğün mizanını değil!

Yapabileceğinizin en iyisini ancak elinizdekilerle yapabilirsiniz. O’na yönelerek yapmaya başlayabilirsiniz.

İçinizi ferahlatmasını, genişletmesini isteyin.

O ki, her şeyi yapabilir.

O’nun için her şey mümkündür, çok kolaydır.

Eğer ilgiliyseniz, bu ilk adımdır.

Herkesin kendisini muhasebe ettiği, sonra farkına vardığı o noktaya gelmelidir insan.

Hayatınızı, zamanınızı, boğazınızı ne dolduruyor?

İstekleriniz, umutlarınız neler?

Ne istiyorsunuz?

Ey İnsan!

 

Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarf ediyorsun! (Bediüzzaman Said-i Nursî)

Artık durulanma ve durgunlaşma vaktin gelmedi mi?

Unutma!

Şu zamanda en mühim vazife, imana hizmettir. İman, saadet-i ebediyenin anahtarıdır. (Bediüzzaman Said-i Nursî)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Neden Kendinizi Sorgulamıyorsunuz?

10 Aralık 2018 Pazartesi 13:37

Recep Tayyip Erdoğan Sempozyumu

15 Şubat 2018 Perşembe 11:12

Vuslatın Gölgesindeki “Kudüs”

13 Aralık 2017 Çarşamba 10:12

Düşmanın En Zor Olanı “Nefis”

27 Kasım 2017 Pazartesi 10:36

Allah ile İletişim Vesilesi Olan “Namaz”

05 Temmuz 2017 Çarşamba 11:07