Babam, memleketimizdeki babaannemize gideceğimizi söy­lediğinde başladı yolculuğumuz. Her yer bembeyazdı. Aslında tam da beyaz değil, hafif bej sanki. Adını tam koyamadım. Uçsuz bucaksız, tek bir amacı olmayan kıvrım kıvrım yollar… Ve yol­lar sanki sessizlikten inliyor. Uzun bir yolculuktan sonra uzaktan gördüğüm delikler, birden kocaman kocaman oluyor karşımda.

Melek Yazıcı imzalı Kar Siyahtı; insanın kendinden başlayıp kentlere, sokak aralarına ve hayatın her anına tanıklık etmesinin, onunla bir olup onu yeniden yaratma cesareti bulmasının masalı… Farklı zamanlarda, birbirini hiç tanımayan insanları anlatırken kalplerinin nasıl da kopmaz bağlarla birbirine tutunduğunu anlatıyor. Öz yaşamdan izler taşıyan öykülerin arka planında Kapadokya’nın eşsiz atmosferi soluk alıp veriyor.

Yirmi sekiz öykü, sekiz kısa hikâyenin yanı sıra şiirler ve yazarın, uzaktaki oğluna her gün yazdığı mânilerden oluşan kitap, dramatik içeriğine rağmen mizahi bir dile sahip. Zaman tünelinde yolculuk edercesine geçmişten günümüze parçalar taşıyan Kar Siyahtı, aklın derinliklerinde hatırlanmayı bekleyen anılara yepyeni bir yaşam şansı veriyor.

Karda kaybolma numarasının üstünden iki sene geçmişti. Onları saatlerce aramıştık. Donmak üzereydiler. Gözden uzakta olmak istemişler, kaybolmuşlardı belli. Kar kapatmıştı yaşan­mışlığı; siyah siyah.

Melek Yazıcı’nın kaleme aldığı Kar Siyahtı, Yazardan Direkt Yayınevi’nden yayımlanarak öykü ve şiir türünü seven okurlarıyla buluştu.