Kıbrıslı Sanatçı Mustafa Denizkan

Kıbrıslı Sanatçı Mustafa Denizkan
Kıbrıslı Mustafa Denizkan 8 yaşında başladığı müzik hayatını İngiltere'de okuyarak devam ettiriyor. Genç yetenek Mustafa Denizkan gazetemizin sorularını yanıtladı: “

Biraz kendinizden bahsedermisiniz?
Tabiki. İsmim Mustafa Denizkan. 14 Ocak 1987 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde dünyaya geldim. Doğum yerim Lefkoşa. Müziğe çok erken yaşta ilgi duymaya başladım. 8 yaşımdayken, müzik öğretmenim bana “şarkı söylemeni istiyorum” demişti. O gün bugündür şarkı söylüyorum. İngiltere'nin öğrenci şehri olarak bilinen Cambridge'de okuyorum. Okuduğum bölüm Kriminoloji. Şu an ikinci sınıftayım.


Neden Kriminoloji?
Araştırmacı bir kişiliğim var. Araştırmayı, karıştırmayı ve kendi teorilerimle sonuca ulaşmayı seviyorum. En önemlisi heyecanı çok seviyorum. Kriminoloji çok heyecanlı ve sürükleyici bir bölüm. Üniversite hayatımı bütün gün masa başında soru çözerek ve formül ezberleyerek geçirmek istemedim. Zevk alarak okuyacağım bir bölüm istedim ve kriminoloji bölümüne başvurdum. Başvurum kabul edildikten sonra derslere katılmaya başladım. Bölümüm sürükleyici bir kitap gibi.


Cambridge'de hayat nasıl?
Cambridge küçük ama çok kalabalık bir şehir. 4 yıldır burada yaşıyorum ve çok mutluyum. Öğrencilerin yazıp yönettiği bir filmden farksız Cambridge. Nereye baksanız eğitimle ilgili birşey görüyorsunuz. Sağınız solunuz öğrenci dolu ve gece hayatına pek önem verilmiyor. Doğal güzellikleri saymakla bitmez. 800 yıl önce kurulan Cambridge Üniversite'si bugün toplam 19.000 öğrenciye eğitim vermekte. Şehirde bulunan türk sayısı oldukça fazla.
Müziğe tam olarak nasıl ve ne zaman başladınız?
Az öncede belirttiğim gibi. 8 yaşımdayken gittiğim okulun korosuna seçilmiştim. Müzik öğretmenim bana sürekli farklı görevler veriyordu ve bunu neden yaptığını anlamakta zorluk çekiyordum. Birgün fülüt çalmamı isterken, bir sonraki gün “fülütü boşver bugün trampet çal” diyordu. Fülüt ve trampetten sonra piano, ardından da gitar çalmamı istedi. Ben, hangisini yaptıysam zevk aldım. Ama birgün geldi ki, müzik öğretmenim benden gazel okumamı istedi. Okudum. Aldığım cevap “bundan sonra şarkı söylemeni istiyorum” oldu.


Profesyönel anlamda müzik hayatınız nasıl başladı peki?
Kıbrıs'ta bulunan müzik yapımcıları ve besteciler bir proje başlatmışlardı. Projenin adı “Cyprus Thing”, proje tarihi ise 2004 idi. Benden, projeye katkı koymamı rica etmişlerdi. Bu katkı, albüme 3 parça ile destek vermekti. Severek kabul ettim ve profesyönel anlamda ilk stüdyo çalışmamı bu proje sayesinde yaptım. Proje tamamlandığı gün bir teklif aldım. Projesine destek verdiğim şirket beni kendi sanatçısı yapmak istemişti. Düşünmek için zaman istemiştim çünkü bu piyasaya alışık biri değildim. Şirket sahibi birgün çıkıp evime geldi. Elinde sözleşme ile bir kez daha teklif buyurdu. Kabul ettim. Tam 1 hafta sonra gazete ve dergilerde resimlerimi, röportajlarımı ve söyleşilerimi okumaya başladım. Kendi konserlerimi vermeye, hatta konser teklifleri almaya başladım. Herşey mükemmeldi. Ama imza attığım şirket, üniversite eğitimimi İngiltere'de alacağımı öğrenince sözleşmeyi dondurmak istedi. Üniversite eğitimi şart dedim ve sözleşmeyi dondurmak yerine fesh etmek istedim. Çünkü, yurtdışında bulunduğum süre içerisinde, kendimi herhangi bir yere bağlı hissetmek istememiştim. Şu an herhangi bir şirketle anlaşmam bulunmamaktadır. Ama çalışmalarım son sürat devam etmekte.


Türkiye'de albüm yapmayı düşünüyormusunuz?
Evet düşünüyorum. Türkiye'de bulunan 1-2 yapım şirketinden teklif almıştım daha önce. Ama piyasadaki kötü gidişatı bahane ederek isteklerime yeterince cevap veremediler. Bu yüzden henüz kimsenin teklifini kabul etmedim. Ben, Türkiye müzik piyasasının nelere ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorum. Yaptığım müzik tarzının Türkiye'de pek fazla benzeri yok zaten. Bu tarzı yaratana kadar çok uğraştım. Çünkü Türkiye'nin farklı tarzda müziklere ihtiyacı olduğunu biliyordum. Bunu değerlendirmek, gerçekten değerlendirmek isteyen, müzikten anlayan ve prodüksiyon işinde tecrübesi olan kişilerle çalışmak istiyorum.


Yaptığınız müzik tarzından bahsedermisiniz?
Yaptığım iki tür müzik tarzı var aslında. Birinci tarz Rap, Pop ve R&B müziklerini içerisinde barındıran bir tarz. Buna Amerika'dan tanıdığımız Slow Jam örneğini gösterebiliriz. Slow Jam'in Türkiye'de henüz bir örneği yok. İkinci tarz ise Rock ve Rap müziğini içeren bir tarz. Buna da Nu Metal adını veriyoruz. Nu Metal tarzının örnekleri daha önce Türkiye'de denenmişti. Deneyenler aslında başarılı da olmuştu ama başarıları kalıcı olmadı. Ben her iki tarzı da en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum.


Bundan sonraki projeleriniz nelerdir?
Kıbrıs'ta deprem etkisi yaratacak bir albüm. Şu anda çalıştığım müzik adamları kendi işlerinde 1 numara. Aranje ve düzenlemeleri yapan arkadaşlarım çok başarılı. Takım halinde çalışıyoruz aslında. Hepimiz de hırslıyız. Türkiye, İngiltere ve Kıbrıs'ta bulunan menejerlerim bana çok yardımcı oluyorlar. Bu fırsatı bulmuşken onlara teker teker teşekkür etmek istiyorum. Benim başarılarımda onların çok büyük katkıları olmuştur.


Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Spor yaparak. Spora aşık bir insanım. Vücudumu formda tutmak için haftanın 6 günü spor salonuna gidip ağırlık çalışıyorum. Bunun dışında spor aktivitesi olarak akşamları koşuyorum. Seyahat etmeyi ihmal etmiyorum çünkü insan psikolojisinin sağlıklı olabilmesi için seyahat gerekli. Monoton bir hayat psikolojik bunalıma neden olabilir.


Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ediyorum. Bu yolu benimle yürüyen herkese ayrıca teşekkür ediyorum. Son olarak vermek istediğim mesaj; piyasa müziğini değil, kaliteli müziği destekleyin!

Gündem Gazetesi...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum