Babasının subay, annesinin öğretmen olması nedeniyle eğitiminin bir bölümünü Erenköy'de geçiren, okuduğu ilkokul ile ailesiyle yaşadığı ev hala ayakta duran Nejat Uygur'un çocukluk arkadaşlarından 81 yaşındaki Muharrem Enes, 1941 yılında Uygur ile eğitim gördüklerini söyledi.
Nejat Uygur'un kendilerinden yaşça büyük olduğunu ancak anne ve babasının görevi dolayısıyla Türkiye'nin değişik yerlerini gezdiğini, bu nedenle okula geç başladığını ifade eden Enes, "1. sınıfta eğitim görürken, 5. sınıfta okuyanlarla rekabet ederdik öğretmenlerimizin sayesinde. Nejat ile soyadını şimdi hatırlayamadığım Fatma öğretmende okumuştuk" dedi.
Okul zamanının dışında çeşitli oyunları birlikte oynadıklarını aktaran Enes, şöyle konuştu:
"Eskiden futbol topu o kadar yaygın değildi. Kendi yaptığımız toplarla futbol oynardık. Daha sonraki yıllarda ailesiyle beldemizi ziyaret için gelmişti. Eğitim gördüğümüz okulu ziyaret ettik, sınıfı gezdik. Boynuma sarıldı, çok duygulandık. Eski günlerde olduğu gibi belde meydanında oturup karadut yedik. Sohbet ettik. Çok cana yakın ve komik bir insandı. Beni çok oyununa davet etti, ama gitmek nasip olmadı."
"Yıllar sonra buraya gelince yine görüştük"
Uygur ile aynı sınıfta eğitim gören Ali Şah Şam (81) ise usta tiyatrocuyu "çok iyi bir insan" olarak nitelendirdi. Yemek yerken bile ayrılmadıklarını anlatan Şam, "Birbirimizin evlerinde oynardık, yemek yerdik. Bazen tüm günü beraber geçirirdik. İyi ve temiz bir insandı. Dersleri çok iyiydi. Hatta bizden de üstündü. İyi çalışırdı. Babasının tayini çıkınca beldemizden ayrıldılar. Yıllar sonra buraya gelince yine görüştük. Okulda müsamereler yapardık. O dönem de komikti. Muharrem ile ikimizi çok severdi. Ölüm haberini aldığımda çok üzüldük ama ne yapalım Allah'ın emri bu" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.