Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, her etnik kökenin, her inanç grubunun, 76 milyonun her bir ferdinin sorunlarının üzerine kararlılıkla gitmeye, çözüm yoluna koymaya devam edeceklerini belirterek, "İçinden geçtiğimiz çözüm süreci bir al-ver süreci değildir. İçinden geçtiğimiz süreç, bir galibiyet, mağlubiyet süreci değildir. İçinden geçtiğimiz süreç, taviz verdiğimiz bir süreç asla değildir. Bu süreç, şiddetin bir yöntem olmadığının fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteriliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türkiye İnsan Hakları Kurumu, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile Tanıtma Fonu Kurulu Sekreterliğinin bütçe görüşmelerine başlandı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay buradaki sunumunda, Başbakanlık olarak güçlü bir ülke olma yolunda değişime ve dönüşüme öncülük eden bir kurum olma vizyonuyla hareket ettiklerini, Türkiye'nin güçlü ve kararlı adımlarla daha multu ve müreffeh bir geleceğe doğru ilerlediğini kaydetti. 2014 yılı bütçesinin de bu kararlılığın ve ilerleme azminin belgesi olarak hazırlandığını ifade eden Atalay, Türkiye'de son 11 yılda köklü siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşüm yaşandığını, 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlendiğini kaydetti.
Türkiye'nin, 2014-2018 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesinin hedeflendiğini, böyle bir büyüme oranıyla 2018 yıl sonunda milli gelirin 1,3 trilyon dolara ulaşacağını, kişi başına milli gelirin ise 5 yılın sonunda 16 bin dolara çıkarılmasının hedeflendiğini dile getiren Atalay, 5 yıl içinde 4 milyon yeni istihdam oluşturulacağını, işsizlik oranının da 2018 yılı sonunda yüzde 7,2 seviyesine düşürmeyi hedeflediklerini aktardı.
"Cumhuriyet çınarının kökleri daha derinlere, dalları daha yükseklere erişecek"
Büyük devlet olmanın büyük vizyon gerektirdiğine işaret eden Atalay, Türkiye'yi ekonomide büyütürken, dış politikada itibarlı konuma yükseltirken demokrasiyi de cesaretle savunduklarını, milli iradeyi cesaretle koruduklarını ifade etti. Atalay, sözlerine şöyle devam etti:
"11 yıl boyunca milli iradeyi güçlendirirek, imtiyazlara son vererek, illegal yapı ve odaklarla mücadele ederek bugünlere ulaştık ve bu yolda kararlılıkla ilerliyoruz. Hükümetimiz döneminde sayısına bakılmadan, etkisine, gücüne, nüfusuna, nüfuzuna bakılmadan 76 milyonun her bir ferdinin haklarını temin etmek konusunda çok samimi çalışmalar yürütülmüştür. Bundan sonra da her etnik kökenin, her inanç grubunun, 76 milyonun her bir ferdinin sorunlarını sorunumuz olarak görmeye, her birinin üzerine kararlılıkla gitmeye, çözüm sürecine koymaya devam edeceğiz. Şiddetsiz bir ortamda, konuşarak, anlaşarak, ortak paydalarda buluşarak sorunlarımızın üstesinden geleceğiz.
İçinden geçtiğimiz çözüm süreci bir al-ver süreci değildir. İçinden geçtiğimiz süreç, bir galibiyet, mağlubiyet süreci değildir. İçinden geçtiğimiz süreç, taviz verdiğimiz bir süreç asla değildir. Bu süreç, şiddetin bir yöntem olmadığının fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir. Bu süreçle birlikte Cumhuriyetimiz daha da güçlenecek, Cumhuriyet çınarımızın kökler çok daha derinlere, dalları ve yaprakları ise çok daha yükseklere erişecektir."
Farklılıkların zenginlik olarak görüleceğini, istikbalin ortak değerler üzerine inşa edileceğini vurgulayan Atalay, hiç kimsenin dışlanmadığı, ötelenmediği, kendisini ikinci sınıf vatandaş hissetmediği, yaşam tarzlarına saygı gösterilen, fikirlere, inançlara, milli ve manevi değerlere hoşgörü gösterilen bir Türkiye'nin inşa edildiğini belirtti.
"Yeni, sivil anayasa süreci tamamlanmalı"
AK Parti'nin, kurulduğu günden bu yana ileri demokrasi anlayışını yansıtan, mümkün olan en geniş mutabakat ve demokratik yöntemle hazırlanan, toplumun bütün kesimlerinin sahipleneceği yeni bir anayasa yapma azim ve kararlılığında olduğunu anlatan Atalay, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, yasakçı değil özgürleştirici, aynılaştıran değil çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa vermenin mücadelesini verdiğini kaydetti.
Atalay, Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasa sürecini tamamlamak zorunda olduğunu belirterek, bunun tamamlanmaması halinde demokraside istenilen hedeflere ulaşmanın zor olacağını vurguladı.
Bütçe teklifi 933 milyon 821 bin lira
Başbakanlığın amaçlarına ulaşabilmesi için 2014 yılı bütçe tasarısında teklif edilen toplam ödeneğin 933 milyon 821 bin lira olduğunu ifade eden Atalay, "Geçen yıla göre burada bir miktar artış söz konusu, geçen yıla göre yüzde 21'lik. Bu da yeni yaptırılan Başbakanlık binasıyla ilgilidir ve tamamen yatırım ödeneğidir" bilgisini verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.