• BIST 9708.11
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Muğla 22 °C
  • İzmir 24 °C
  • Aydın 25 °C
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

CHP: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir

CHP: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir
CHP Marmaris ilçe örgütü Çevre Komisyonu yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Ortak yaşam alanımız olan dünyayı ve insanoğlunun geleceğini tehdit eden en büyük tehlike çevre kirliliğidir. Bu olumsuzluğa dikkat çekmek ve gereken önlemleri almak için 5–16 Haziran 1972 tarihleri arasında İsveç’in Stockholm kentinde 13 ülkenin katılımı ile Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı yapılmış ve bu toplantıda her yıl 5 Haziran gününün “Dünya Çevre Günü” olarak kutlanması kararı alınmıştır.

 

Evrendeki ekolojik sistemin bir parçası olan insanın doğa ile ilişkisi ve etkileşimi hiç bitmeyen bir döngüsel denge ile devam etmektedir. Ekosistem içinden bir unsur çıkarıldığında, doğal denge bozulur ve sistem içindeki diğer unsurlar zincirleme olarak olumsuz etkilenir. 21. yüzyılda hızlı nüfus artışı, endüstrileşme, tarımsal işlemlerin fazlalaşması, üretim sınırlarının zorlanması gibi ekonomik nedenlerle toplumlar çevreye karşı daha bencil davranmış, ekosistemi kendi aleyhlerine bozmuş ve çevre sorunlarının oluşmasına sebep olmuşlardır. Bunların başlıcaları hava, su ve toprakta oluşan geri dönüşü çok zor, hatta bazen imkansız olan çevre sorunlarıdır.

 

Anayasamızın 56. maddesi şöyle diyor "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir." Çevre bilincine sahip olmanın bir sorumluluğu da tüm bireylerin çevre hassasiyeti kazanmalarına yardımcı olmaktır. Şimdiki ve gelecek kuşakların daha temiz bir hava soluyabilmeleri, sağlıklı ve güvenilir su içebilmeleri, topraktan bol ve bereketli ürün elde edebilmeleri, yani sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için her bireyin kişisel sorumluluklarını bilmesi ve ona göre davranması gerekmektedir. Bilinçsizce attığımız plastik bir ürünün doğada 400 yıla yakın çürümeden kaldığını, çöpe attığımız pillerin içindeki kimyasalların toprağa ve suya geçmesi sonucu bizlere zehir olarak geri döndüğünü, evlerimizde çöpe döktüğümüz 1 lt bitkisel atık yağın 1 milyon litre temiz su kaynağını içilemez hale getirdiğini bilmek, karşı karşıya kaldığımız tehlikelerin boyutunu biraz olsun anlamamıza yardımcı olmalıdır.

 

“Çevre kirliliği” insanların doğaya verdikleri zarar olarak tanımlanmaktadır. Ancak doğanın insandan intikamı kat ve kat acı olmaktadır!.. Kirli hava ve su sonucu oluşan ölümcül hastalıklar, erozyon sonucu mal ve can kayıpları, küresel ısınma sonucu oluşan afetler dünyamızın sonunu getirmektedir. Ölüm sebepleri arasında ilk sıralarda yer alan solunum yolu hastalıklarının çoğu hava kirliliği sonucudur. Çağın vebası olan kanser hastalığının başlıca nedenlerinden biri ise, endüstriyel ve sanayi atıklarının toprak, su ve havaya karışması ile bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları sonucu yediğimiz içtiğimiz gdo’lu ürünlerdir.

 

Ülkemizi ve geleceğimizi tehdit eden bir diğer çevre faktörü ise erozyondur. Türkiye deki erozyon miktarı Avrupa’dan 12, Afrika’dan ise 17 kat daha fazladır. 1 cm’lik toprak tabakasının oluşması için binlerce yıl gerekmektedir. Özellikle orman alanlarımızın, çayır ve meralarımızın, sulak alanlarımızın yok olmaması için etkin bir çevre yönetimi ile gerekli önlemler acilen alınmalıdır.

 

Marmaris’i de yakından ilgilendiren orman yangınlarının önüne geçmek için toplumumuza ve özellikle genç nesillerimize gerekli eğitimler verilmeli ve bu konu hakkında toplum bilinci oluşturulmalıdır.

 

Katı atıklarla yapılacak mücadelede etkin geri dönüşümün sağlanması, kompost tesislerinin modernize edilip yaygınlaştırılması ve bu ürünlerin çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi, çevre ve insan sağlığı açısından önem taşımaktadır.

 

Sessiz kalamayacağımız bir çevre faciası da Söke-Milas arasındaki Bafa gölünde yaşanmaktadır. Türkiye'nin önemli kuş cennetlerinden birisi olan, çevresi bakımlı zeytin ağaçlarıyla donanmış, kıyılarında tarihsel yapı kalıntıları, antik liman kentler, turistik tesisler ve kamp alanları olan bu gölümüz yok olmak üzeredir. Büyük menderes nehrinin Bafa gölüyle olan bağlantısının engellenmesi, çevredeki zeytinyağı fabrikalarının atıklarının arıtılmadan buraya dökülmesi gibi nedenlerle kirlilik artmış, sudaki oksijeni tüketmiş, canlıların ölümüne ve çeşitli hastalıkların türemesine yol açmıştır. Konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığının başlattığı ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yürütülen araştırma çalışmalarının yakın takipçisi olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

 

Yeraltı ve yerüstü özkaynaklarımıza öncelik vererek enerjide dışa bağımlılığın önüne geçmek ve sanayide endüstriyel hammadde ithalatını azaltmak için Akp iktidarının son 13 yıldır attığı adımlar başarıya ulaşamamıştır. Bu güne kadar yapılan çalışmalarda insan ve çevre sağlığının yok sayıldığı ortadadır. Henüz 23 gün önce Soma’da yitirdiğimiz 301 madenci kardeşimiz, mesleklerinin fıtratı gereği ölmemiş, bilim ve teknolojiden uzak, iş sağlığı ve güvenliğinin hiçe sayıldığı bir tesiste, açlık sınırı altındaki maaşları için, hükümetin uyguladığı akla hayale uymayan politikaların vebalini ödemişlerdir.

 

Çevrecilerin tüm çabalarına rağmen mantar gibi türeyen Hidroelektrik Santrallerin (HES) önüne geçilememiştir. Hedef; topraklarımızda Su Kullanım Hakkı Anlaşması yapılmayan akarsuyumuzun kalmamasıdır. Yandaş firmalar için büyük bir rant kapısı olan HES’ler için gerekli tedbirler alınmaz ise maden faciamıza benzer bir doğa faciası maalesef kapımızdadır.

 

Gelişmiş ülkeler çevre sorunlarının kendilerine dönmesi ve insan sağlığını etkilemesi üzerine geçte olsa çevre bilincine varmış ve bu kavramı kabul etmiştir. Yaşadığımız dünyanın bir yedeğinin daha olmaması, gelecek kuşaklara bırakabilecek en büyük mirasımızın bozulmamış, temiz ve doğal bir çevre olduğu kavranmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi Marmaris İlçe Örgütü Çevre Komisyonu olarak, bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunan tüm çevre örgütlerinin her zaman yanında olduğumuzu ve onları desteklediğimizi bu vesileyle bir kere daha belirtmek istiyoruz.

 

Son günlerde yerel basınımızda sıkça yer alan ilçemizin çevre sorunlarıyla ilgili haberleri merak ve kuşkuyla takip ediyoruz. Dünyanın incisi cennet Marmaris’imizin sahip olduğu iklim ve doğal güzelliklerinin korunması asli görevlerimizdendir. Zira bu özellikler ilçemizi turizm sektöründe eşsiz kılmaktadır.

 

Ancak ilçemizin çevresini ve geleceğini tehdit eden istemediğimiz birçok faktörde mevcuttur. Bunlardan bazıları şunlardır;

·        Marmaris körfezinin geleceğe yönelik kirlenme riski,

·        Deniz canlılarının oksijen ve yaşam kaynağı olan poseidon çayırlarını ihtiva eden 25 km2’lik körfezimize yapılmak istenen 6500 m2’lik ilave beton liman,

·        İlçe yüzölçümünün %52 sini kapsayan 41 maden arama ruhsatı ve halen yürürlükte olduğu öğrenilen 2 adet maden işletme ruhsatının verilmiş olması,

·        Söz konusu maden işletmelerin faaliyete geçmesiyle, Türkiye üretiminin yüzde 70'inin Muğla'da, bunun da yüzde 30'u Marmaris'te olan doğal çam balı havzalarımızın tehdit altında olması,

·        Merkezi yönetim tarafından imara açılması planlanan Datça yarımadası, eşsiz koylarımız ve 2/B arazileri,

·        Özel çevre koruma ve doğal sit alanlarındaki kaçak yapılaşmalar,

·        İç sularımızın, cruise ve diğer deniz taşıtlarından kaynaklanan sintinelerle kirlenmesi ve bu gemilerin balast sularıyla dış denizlerden gelen bakteri, mantar gibi zararlı organizmaların iç denizimizi istila etme riski,

·        Son yıllarda yağmurlu havalarda denizin renginden de gözlemlediğimiz toprak erozyonu,

·        Yangınlar, betonlaşma ve tahribatlar sonucu yok olan ormanlarımız…

 

Bu ve benzeri hayati önem taşıyan sorunlarımızın akademik tespiti, çözüme giden yolun başlangıcı olacaktır. Karşı karşıya olduğumuz sorunları gerçekçi tespit edip, gereken önlemlerin alınması için gerek merkezi gerekse yerel yönetimler ve bizler birlikte hareket ederek daha sağlıklı yarınlara ulaşabiliriz.

 

Çevre kirliliğinin önüne geçmek için uzun vadede birçok önlem almanın yanı sıra, kişisel çevre duyarlılığımızı arttırarak hemen bugün ilk adımı atabiliriz. Henüz vakit varken ve daha da geç olmadan tüm halkımızı gereksiz enerji tüketimi konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Tükettiğimiz her birim enerjiyi doğaya borçlu olduğumuzu lütfen unutmayalım…

 

         Değerli basın mensupları basın açıklamamıza katıldığınız için hepinize teşekkür ediyor, aydınlık yarınlarımız için daha temiz bir çevre ve daha temiz bir siyaset diliyoruz…

                                                                   

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • BAŞKAN OKTAY'DAN İTFAİYEYE ZİYARET28 Eylül 2022 Çarşamba 13:43
  • Başkan Gürün Tıbbi Bitkiler Koleksiyon Bahçesi’ni İnceledi27 Eylül 2022 Salı 15:13
  • ÇOCUK PARKINA ÇİRKİN SALDIRIYA TEPKİ27 Eylül 2022 Salı 14:55
  • HALK MASASI VATANDAŞLA BELEDİYE ARASINDA KÖPRÜ OLDU27 Eylül 2022 Salı 14:48
  • Büyükşehir’le Bisiklet Yol Ağı Genişliyor18 Ağustos 2022 Perşembe 12:47
  • Büyükşehirden Fidan ve Tohum Desteği18 Ağustos 2022 Perşembe 12:40
  • Fethiye Belediyesi Deprem Tatbikatı Yaptı18 Ağustos 2022 Perşembe 12:33
  • BAŞKANLA PERSONEL ÖĞLE YEMEĞİNDE BULUŞTU18 Ağustos 2022 Perşembe 12:30
  • ZABITALAR DİLENCİLERE GÖZ AÇTIRMIYOR18 Ağustos 2022 Perşembe 12:27
  • MARMARİS’TE YÜZLER GÜLÜYOR06 Ağustos 2022 Cumartesi 10:54
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0252 412 2141