5. İzmir İktisat Kongresi
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Neredeyse sadece teminata dayalı bir yapı içerisinde, topladığı mevduatın üzerine masraf ve karını koyarak, adeta posta memurluğu yapmak şeklinde çalışan mevcut bankacılık sistemi, büyümeye fren etkisi yapmaktadır" dedi.
5. İzmir İktisat Kongresi'nin ikinci gününde, "Yüksek ve İstikrarlı Büyüme Perspektifinde Türkiye Ekonomisi" paneli Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın başkanlığında gerçekleştirildi.
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, burada yaptığı konuşmada, 1 ve 4'üncü İzmir İktisat Kongrelerinin mali, sosyal ve ekonomik maliyetleri ağır bir krizden sonra; 2 ve 3'üncü kongrenin ise iktisadi politikalarda köklü değişikliklerin yaşandığı bir ortamda gerçekleştirildiğini anımsattı.
5. İzmir İktisat Kongresi'nin de yine kritik bir dönemde düzenlendiğine işaret eden Olpak, "Orta gelir seviyesinden, yüksek gelir seviyesine geçebilmemiz için yüksek teknolojiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda üreten bir ülke olmalıyız. İnsan kaynağımız güçlendirilmeli, daha fazla katma değer üreten girişimcilik desteklenmelidir. Özgürlükleri kısıtlamayan istikrarlı politikalara devam edilmeli, demokrasimizin kalitesi de yükseltilmelidir" diye konuştu.
Olpak, Türkiye'nin son 10 yılda, siyasi istikrarla hayata geçirilen, yapısal reformların yanı sıra finansal sistemde gerçekleştirilen düzenlemeler, disiplinli mali politikaları ve basiretle uygulanan para politikaları neticesinde önemli ilerlemeler kat ettiğini belirterek, iş dünyası olarak yatırım yapmak için temel beklentilerinin huzur, güven ve istikrarın olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin önünde duran önemli riskin orta gelir tuzağı olduğuna değinen Olpak, şunları kaydetti:
"Bu eşiği aşabilmemiz için, önümüze çıkan iki önemli unsur katma değeri yüksek ürünleri tasarlamayı, üretmeyi ve kullanmayı sağlayabilecek eğitim seviyesi yüksek gençler yetiştirmek ve yargı reformunu tamamlamaktır. Bu noktada, öncelikli sektörler belirlenerek kamuoyu ile paylaşılmalı ve mesleki eğitimin, üniversitelerde açılacak bölümlerin ve halihazırdaki kontenjanlarının, bu hedefler doğrultusunda yeniden tasarlanması, meslek okulu ve üniversite mezunu gençlerin, aldıkları eğitimle uyumlu, katma değeri yüksek işlerde çalışması sağlanmalıdır."
Tasarruf oranlarının düşüklüğü sebebiyle Türkiye'de borca dayalı büyümenin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Olpak, finansmana kolay erişimin, güven ekonomisi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Olpak, gelir gider dengesi ve nakit akışı doğru biçimlendirilmiş, bilançosunu ortaya şeffafça koyan projelerin, makul teminatlar alınarak, kaliteli ve hızlı finansman bulabilmelerinin Türkiye'nin gelecekteki gündem maddesi olması gerektiğini bildirdi.
Mevcut sistemde bankaların, birer ticari işletme olmalarına rağmen, neredeyse hiç risk taşımadıklarını düşünen Olpak, "Elbette, bankacılığın zarar etmesini arzu etmiyoruz. Ancak, bugün neredeyse sadece teminata dayalı bir yapı içerisinde, topladığı mevduatın üzerine masraf ve karını koyarak, adeta posta memurluğu yapmak şeklinde çalışan mevcut bankacılık sistemi, büyümeye fren etkisi yapmaktadır" ifadelerini kullandı.
Çözüm için özel sektör olarak bilanço yapılarındaki şeffaflık dahil gerekenler yerine getirilmesi gerektiğini aktaran Olpak, "Bankacılığın ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeler Meclis ve hükümete, reel sektöre gidilerek talep edilmelidir. Bankacılık sistemini, mevcut sisteme göre daha fazla risk taşıyan modele yönlendirmek için yeni sistemin ve proje finansmanının, pozitif bir ayrımcılıkla teşvik edilmesi düşünülmelidir. Devlet bankalarının, kar optimizasyonuna giderek, piyasa yapıcı rol alması sağlanmalıdır" dedi.
- "Gelire dayalı vergilendirme tesis edilmeli"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, dünyada üretim ve ekonomi merkezlerinde bir kayma yaşandığını, bu süreçte Türkiye'nin Asya ile Avrupa arasındaki konumuyla öne çıktığını söyledi.
Türkiye'nin iddialı hedeflerine ulaşmak için bugüne kadar yapılmış makro reformların mutlaka mikro reformlarla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Yorgancılar, ABD'deki borç ve bütçe krizine ertelemeyle bulunan çözüm ve Fed'in tahvil alımını kısma yerine devam ettirme sürecinin, Türkiye gibi cari açık veren ülkelerin ikinci kez döviz sıkıntısıyla karşı karşıya kalamamaları için çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Eskiden dünyada ekonomi güçlerinin olduğunu, bugün gelinen noktada ekonomi bloklarının bulunduğunu anlatan Yorgancılar, ABD'nin, Avrupa Birliği (AB) ve Pasifik bölgesi arasında başlanan serbest ticaret anlaşması görüşmeleri gerçekleştiği takdirde dünya ekonomisinin yüzde 70'inin aynı lisanı konuştuğu bir sistemin içinde olacağını bildirdi.
Türkiye'nin bu tip serbest ticaret anlaşmalarında mutlaka taraf olması ve ülke menfaatleri çerçevesinde yer alması gerektiğini belirten Yorgancılar, "Türkiye büyüyor, iç tüketim de büyüyor ama borçlanarak büyüyor. Bizim borçlanarak büyümemiz gelecek açısından sağlıklı bir sonuç ortaya çıkarmayacaktır" diye konuştu.
- "Toplam faktör verimliliği ile sürdürülebilir büyüme doğru orantılı"
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Memduh Boydak ise konuşmasında, yüksek ve sürdülebilir bir büyüme için toplam faktör verimliliğinin önemine dikkati çekti.
Toplam faktör verimliliğini, sermaye ve iş gücünün daha verilmli kullanılması olarak tanımlayan Boydak, aynı sayıdaki iş gücü ve aynı miktardaki sermaye ile daha fazla üretim yapıldığında toplam faktör verimliliği arttığını kaydetti.
Boydak, yüksek ve sürdürelebilir bir büyümede, toplam faktör verimliliğini arttımak için iş gücünün daha eğitimli, kullanılan sermayenin de yüksek teknoloji olması gerektiğini ifade ederek, "Toplam faktör verimliliği ne kadar artarsa büyümemiz o kadar artar. Türkiye'de maalesef bu düşük olduğu için sürdürülebilir bir büyümeyi destekleyemiyoruz" dedi.
Muhabir: Mücahid Eker
Yayınlayan: Mehmet Yılmaz Güldaş
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.