5 Ağustos benim için sıradan bir tarih değil. Hayata merhaba dediğim, dünyaya gözlerimi açtığım gün. Ama aynı zamanda, kalemle, gazetecilikle, halkla ve gerçeklerle buluştuğum tarih.
1996 yılının 5 Ağustos’unda Bayrak Gazetesi’nde başladığım meslek hayatımda bu yıl tam 30. yıla adım atıyorum.
Doğum günümle mesleğe adım atışımın aynı güne denk gelmesi bana hep şunu hatırlattı: Bu meslek bana sadece bir iş değil, bir kader yükledi.
Ben gazeteci olarak doğmuşum, yazmak için yaratılmışım sanki…
30 yıl boyunca; Kimi zaman bir haberin peşinde, Kimi zaman bir köşe yazısında, Kimi zaman bir fotoğraf karesinde, Kimi zaman meydanlarda, toplantılarda, ekranlarda…
Ama hep halkın içinde, gerçeğin izinde, doğrunun peşinde oldum.
Yorulmadım mı? Elbette yoruldum.
Kırıldım mı? Çok.
Ama ne kırgınlık kalemi susturdu,
Ne de yorgunluk beni yolumdan döndürdü.
Nice doğum günümde pasta mumları üfledim…
Ama hiçbir mum, bir yazının sonundaki “Allah’a emanet olunuz” duası kadar içten olmadı.
Çünkü ben yaş alırken de, yıl devirdikçe de, hep doğruya sadık kaldım.
Ve şimdi…
Yaklaşık 15 gün sonra, 5 Ağustos’ta yeni bir yaşa daha girerken,
Aynı zamanda meslek hayatımda da 30. yıla “merhaba” diyeceğim.
Bu yol kolay bir yol değildi.
Ama ben zoru sevdim.
Ve hâlâ buradayım…
Kalem elimde, yüreğim halkın yanında…
Bu vesileyle, beni bu yolda yalnız bırakmayan tüm gönül dostlarıma, okurlarıma ve yol arkadaşlarıma şimdiden yürekten teşekkür ederim.
Dualarınız ve desteğinizle, nice yıllara birlikte yürümek dileğiyle…
Allah’a emanet olunuz.