Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü'nün denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young, IBM ve TurSa desteğiyle düzenlediği "Finansal Süreçlerde Etkinliğin ve Verimliliğin Artan Önemi" konulu panele, UFE Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Philip Morris Türkiye Finans, Bilişim Hizmetleri ve İdari İşler Direktörü Taner Kerman, Gelir İdaresi Grup Başkanı Arif Yıldırım, etkinliğin sponsorları arasında da bulunan Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş, KordSa Global Finans ve Satınalma Başkan
Yardımcısı Bülent Bozdoğan ve IBM Türk Mali ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı Selim Taşo konuşmacı olarak katıldı. Oturum başkanlığı Prof. Dr. Güler Aras tarafından yapılan panelde, kriz sonrası toparlanma sürecinde firmaların ve bankaların e-fatura sistemiyle maliyetlerini nasıl azaltacakları, söz konusu sistemin Türkiye uygulamaları masaya yatırıldı.
Toplantıda konuşan UFE Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kerman, kayıtdışılığı önlemede önemli bir katkı sağlayacak olan e-fatura sisteminin Şubat 2008 yılından bu yana 6 firmada pilot olarak devam ettiğini bildirdi. Kerman, bu uygulama sayesinde şirketlerin 719 milyon adet fatura basımından tasarruf ettiğine dikkat çekerek, bunun parasal büyüklüğünün yaklaşık 3 milyon dolar olduğunu söyledi. Yeni e-fatura sisteminin farklı sektörlerde uygulanabilir hale gelmesiyle, bu rakamın da artacağına değinen Kerman, hızlı tüketim malları sektöründen örnek vererek, Türkiye çapındaki 150 bin bakkalın yılda yaklaşık 135 milyon adet kağıt tasarrufu yapabileceğini ifade etti.
Kağıda basılı faturaların şekil ve şartlarını düzenleyen Vergi Usul Kanunu'nun 1961 yılında yasalaşmasının ardından tam 48 yıl sonra elektronik faturaya geçiş yapılmasını büyük bir adım olarak yorumlayan Kerman, yeni sistemin finansal çevrelere çağdaş, çevreci ve etkin bir alternatif olacağına inandığını kaydetti. Taner Kerman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektronik imza, yasalarımıza göre hukuki olarak kanunların merasimi veya üçüncü şahısların şahitliğini gerektirdiği evlilik, veraset ve intikal, emlak alım satımı gibi işlemler hariç ıslak imzanın geçerli olduğu her alanda kullanılabiliyor. Örneğin, işletmelerin bankacılık işlemlerinde e-imza kullanmaları evrak fakslama ve orijinal belgeleri bankaya ulaştırma masraflarını ortadan kaldırıyor, hız sağlıyor, imza yetkililerinin bulunduğu herhangi bir yerden onay verebilmelerini olanaklı kılıyor ve en önemlisi taklit edilebilmesi mümkün olmadığı için suistimal riskini ortadan kaldırıp iç kontrolleri güçlendiriyor."
Panelde, "e-Fatura Türkiye Uygulamaları" başlıklı bir konuşma yapan Gelir İdaresi Grup Başkanı Arif Yıldırım ise Gelir İdaresi Başkanlığı olarak, elektronik fatura alt yapısının oluşturulması amacı ile yürütülen çalışmaların 2007 yılının Haziran ayından bu yana devam ettiğini belirtti. Yıldırım, "Çalışmalar kapsamında başlangıç adımı olarak tasarlanan ve sınırlı sayıda firma ile uygulamaya alınan Elektronik Fatura Kayıt Sistemi, bizlere nihai çözümü şekillendirirken oldukça önemli fikirler ve ipuçları
sağladı. Bu yıl sonuna kadar devreye almayı planladığımız nihai elektronik fatura uygulaması, tanımlanan standartlara uygun olarak hazırlanmış elektronik fatura mesajlarının taraflar arasında dolaşımını sağlayacak bir yapıyı sunmayı hedefliyor. Mesajlaşma altyapısının entegrasyona açık bir şekilde tasarlanması ve tüm standartların kamuoyu ile paylaşılacak olması nedeni ile, önümüzdeki günlerde özellikle kurumsal firmalar açısından faturalaşma süreçlerini etkileyecek ciddi bir dönüşümün yaşanacağını
söylemek mümkün. Ayrıca ödeme entegrasyonu ile farklı teknolojik açılımlar da bu sürece önemli katkılar sağlayacaktır. Son olarak elektronik fatura uygulamasına uygun entegrasyonu sağlayamayacak mükelleflerimizin için hazırlanan bir portal uygulaması, internet üzerinden kullanıma sunulacak. Bu ise e-Fatura projesinin genel kullanımını ve erişilebilirliğini kolaylaştıracaktır" diye konuştu.